Konu: | YENİ YOL Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 80 |
Tarih: | 24.04.2025 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Son günlerde, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti arasında sıkı sıkıya örülmüş karanlık ilişkilerle ilgili iddialar gerek yerel gerekse uluslararası medyada yeniden gündeme oturmuş. İddialar, uyuşturucu ticareti, yasa dışı kumar ağları, kara para aklama, şantaj ve rüşvet mekanizmalarıyla örülmüş bir yapının siyasetin en üst kademelerine kadar sızdığını ortaya koyuyor. Türkiye'de görev yapmış eski başbakanlar, bakanlar hatta bazı büyükelçilerin adı bu kirli ilişkiler zincirinde geçiyor ancak bu kez mesele sadece birkaç kumarhaneciden ya da küçük mafya figürlerinden ibaret değil; ortaya dökülen iddialar, belgeler ve ses kayıtları Kıbrıs'ın bir nevi kara para cenneti hâline getirildiğine, buradaki sistemin ise Türkiye'deki bazı siyasal aktörlerle doğrudan bağlantılı olduğuna işaret ediyor. Basına yansıyan son gelişmelerde Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'nde faaliyet gösteren bazı yasa dışı yapıların Türkiye'deki iktidar partisinin belirli unsurları tarafından korunduğuna ve hatta kullanıldığına dair ciddi iddialar mevcut. Özellikle 2023 ve 2024 yıllarında gündeme gelen bazı rüşvet iddiaları eski bir başbakanın, eski içişleri bakanlarının da isminin geçtiği mafya ilişkileri ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'nde görev yapmış eski, yeni büyükelçilerin rolü bu ilişkilerin diplomatik boyutunu da gözler önüne seriyor. Bu sistem, yalnızca kara para aklama ya da yasa dışı kumar işletmeciliğiyle sınırlı değil. Uyuşturucu rotalarının Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti üzerinden Avrupa'ya uzandığına dair raporlar güvenlik kurumları tarafından daha önce de dile getirilmişti ancak iddialar, bu trafiğin belli siyasi figürlerce görmezden gelindiği hatta kimi zaman korunduğu yönünde. İçinde siyasilerin videolarının da bulunduğu şantaj dosyaları ise bu karanlık ilişkilerle ilgili ağın en tehlikeli kısmını oluşturuyor. Yasa dışı dinlemeler, gizlice elde edilmiş görüntüler, tehdit ve itibar suikastları, kurulan sistemin kontrol aracı hâline getirilmiş durumda. Bu yöntemle siyasetçiler, bürokratlar ve iş insanları dizginleniyor ya da saf dışı bırakılıyor. Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'nde mafya yapılanmalarına ilişkin iddiaların son haftalarda ana akım medyaya bile yansıması konunun ciddiyetini ortaya koyuyor. Ancak ve ne yazık ki bu tür haberler ya hızla unutturuluyor ya da sistemin dokunulmaz isimleri yargı kalkanıyla korunuyor. Bugün artık sorulması gereken soru şudur: Bu iddialara konu olan karanlık ilişkiler ağı sadece bir yerel mesele midir yoksa Türkiye'nin demokratik yapısı doğrudan tehdit oluşturan bir uluslararası organize suç problemine mi dönüşmüştür?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bu sorunun cevabı hem Türkiye'nin hem de Kıbrıslı Türklerin adalet talebi ve demokratik geleceği için hayati sonuçlara sahiptir. AK PARTİ'si bu kez, geçmişte olduğu gibi, bu iddiaların üzerini örtmemeli, kamuoyunun vicdanını rahatlatacak şekilde şeffaf ve tarafsız bir soruşturma süreci başlatmalıdır. Eğer bu iddialar doğruysa suçlular kim olursa olsun -ister eski bir başbakan ister eski bir bakan- hukuk önünde hesap vermelidir. Kıbrıs'la bir anılan bu kara para ve uyuşturucu kartellerinin aslında uluslararası arenada Kıbrıs'ın tanınmasına da bir engel teşkil ettiğini görmezden gelemeyiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)