GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:81
Tarih:29.04.2025

CHP GRUBU ADINA NAMIK TAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir insanın kendisi için utanmasından daha kötüsü başkaları için utanmasıdır. Biz, bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin en güzide kurumlarını yöneten insanlar adına utanç içindeyiz.

Malumunuz, ülkemizi kendini milliyetçi addeden bir iktidar koalisyonu yönetiyor, yerlilik ve millîlik sloganlarını kendilerine kalkan yapmışlar. Kendilerine iltifat edenlerin hepsi yerli ve millî; suçlarını, kabahatlerini konuşan herkes ise vatan haini. Kendilerine bir suç isnat edildiğinde "Bu saldırı bize değil Türkiye'ye yapılıyor." deme cüretini göstermekle kalmıyor, kendi kirli çıkarlarını milletin çıkarı ilan etmekten hicap duymuyorlar.

En güncel örnek, kendisiyle ilgili bir iddiaya şahsen cevap vermek yerine Dışişleri Bakanlığından kurumsal açıklama yaptırtan Hakan Fidan. Konumuz ise Kıbrıs; uğruna binlerce askerimizi, mücahidimizi ve sivil Kıbrıs Türkünü toprağa verdiğimiz partilerüstü millî davamız. Başta merhum Rauf Denktaş olmak üzere binlerce şehit ve gazinin aziz emaneti, bugün sizin sayenizde kumar, fuhuş, yasa dışı bahis, insan kaçakçılığı, silah kaçakçılığı ve kara para aklama merkezine dönüşmüş durumda. KKTC'nin ve Kıbrıs Türkünün itibarını yerle bir eden bu durum elbette bir günde ortaya çıkmadı, son yirmi yılın AKP hükûmetleri döneminde hız kazandı ve görüyoruz ki bugün neredeyse tamamen kontrolden çıkmış vaziyette.

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının adı, organize suç lideri Halil Falyalı'nın öldürülmesinden sonra AKP'nin siyasi elitlerine şantaj için çekilmiş görüntüleri kurtarma operasyonuyla anılıyor. Fidan, iddialara göre, sırf kasetleri teslim alsın diye Lefkoşa'ya Halil Falyalı'nın iş ortağı Yasin Ekrem Serim'i Büyükelçi tayin ediyor. Nitekim, Falyalı-Serim ortaklığı KKTC basınında belgelenmiş bulunuyor. Serim, Erdoğan ve Fidan nezdinde o kadar makbul ve güvenilir ki Lefkoşa görevinden önce Bakan Yardımcılığıyla da ödüllendirilmişti. İddialar doğruysa Fidan böyle bir talimatı Dışişleri Bakanlığından yani meslekten bir büyükelçiye zaten veremeyecekti. Bugün dünyanın gözü önünde yüzümüzü yere eğdiren bu rezaletin müsebbipleri, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kanalıyla "İddialara itibar etmeyiniz." şeklinde basit bir açıklamayla bu utançtan sıyrılabileceklerini zannediyorlar.

Değerli arkadaşlar, biz Kıbrıs sorununa diplomatik çözüm önerdiğimizde bugün bize saldıran AKP, iktidara geldiği ilk yıllarda çözüm odaklı bir siyaset izliyordu. Bu tavrın zamanla neden değiştiğini epeydir sorguluyorduk, bugün bunun sebebini anladık. Siz Kıbrıs'ta müzakere yapıyormuş rolü yaparken aslında tıpkı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi çözümsüzlük istiyorsunuz çünkü iktidarınızla ilişkili suç patronlarını denetimden kaçırmak istiyor, bu uğurda Kıbrıs Türkünü tüm dünyadan tecride mahkûm ediyorsunuz. Sizin millî davanız Kıbrıs değil; sizin davanız cüzdanlarınız, banka hesaplarınız, o hesaplara akan kirli paralar. (CHP sıralarından alkışlar) KKTC'yi ne kadar değersizleştirdiğinizi, Kıbrıs politikanızın sadece adada kurduğunuz kirli para mekanizmalarını korumaya odaklı olduğunu son gelişmelerle de gördük. 4 Türki Cumhuriyet Güney Kıbrıs'ta büyükelçilik açtı, ağzınızı açıp bir açıklama dahi yapmadınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tan, lütfen tamamlayın.

NAMIK TAN (Devamla) - Şayet söylediklerimize itirazınız varsa Kıbrıs davamızın haysiyetine leke süren bu iddiaların aydınlatılabilmesi için bir Meclis araştırması komisyonu kuralım; iddialar yalan ise araştırma komisyonu marifetiyle bunu tasdiklersiniz, aksi hâlde bizler Hakan Fidan'ı her fırsatta istifaya davet edeceğiz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)