GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:82
Tarih:30.04.2025

MEHMET AKALIN (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 2'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlarım.

Konuşmama başlamadan önce, yarın kutlayacağımız 1 Mayıs İşçi Bayramı vesilesiyle, alın teriyle ekmeğini kazanan emekçilerin hak, adalet ve insanca yaşam taleplerini haykırdığı bu onurlu mücadele gününü kutladığımızı ve her koşulda onların yanında olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan bu madde sadece idari bir düzenleme değil kamu yönetiminin en temel ilkelerine, denetim etiğine ve liyakat esasına doğrudan bir müdahaledir. Bu teklif, uzman kadrosunda görev yapan kamu personeline müfettiş ve denetmenlerin görev alanına giren teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma gibi görevleri yükleyerek hem denetim sistemimizi çökertmeye hem de kamu hizmetinin niteliğini zayıflatmaya yönelmiş açık bir tehdittir. Uzmanlık başka bir iştir, teftiş başka bir iştir. Müfettiş yıllar süren özel bir eğitim sürecinden geçer; sınavlarla seçilir, teftiş kurullarının kurumsal hafızasında pişer. Bu kişiler yalnızca mevzuat bilgisiyle değil, sahada karşılaştıkları karmaşık idari durumları yorumlama, değerlendirme ve objektif rapor hazırlama yetkinliğiyle yetişirler. Şimdi, siz kalkıp bu yılların birikimini, denetim kültürünü, kamu vicdanını temsil eden bir mesleği uzman kadrosundaki memura birkaç satırlık bir görev tanımıyla devretmeye çalışıyorsunuz. Bu, teknik bir hata değil kamu denetim sistemine kasıtlı bir sabotajdır. Bu değişiklik aynı zamanda uzman kadrosunda görev yapan personel için de bir tehdittir çünkü uzmanlık kadrosu kendi görev alanı bakımından stratejik analiz, politika geliştirme, istatistiksel çalışma ve araştırma gibi görevlerle tanımlanmıştır. Bu personeli hazırlıksız ve yetkisiz bir şekilde denetim görevine sürmek, onları hatayla, hukuki riskle ve görev suistimaliyle karşı karşıya bırakmaktır. Denetimi yapan ve denetlenen kamu görevlisini tehlikeye atan bu keyfî düzenleme devlet ciddiyetine yakışmamaktadır.

Sayın milletvekilleri, bu madde yalnızca teknik bir düzenleme değil aynı zamanda denetimin bağımsızlığına vurulan bir darbedir. Bu madde yolsuzluğa karşı kalkanlarımızı zayıflatmaktadır. Denetimi yapması gereken kadrolar siyasetin gölgesinde şekillendirilmektedir. Bağımsız denetim organlarını etkisizleştirip denetim süreçlerini içi boş, göstermelik raporlara indirgemeyi amaçlamaktadır. Üstelik komisyon görüşmelerinde bu görevlerin tekliften çıkarılması için sunulan önergeler muhalefet partilerinin milletvekilleri tarafından dile getirilmiş fakat iktidar milletvekilleri tarafından reddedilmiştir. Demek ki bu teklif bir hata değil bilinçli bir tercihtir. Bu tercihin adı da kamu denetiminin siyasallaştırılmasıdır. Buradan tüm kamuoyuna sesleniyorum: Bu madde yasalaşırsa kamuda denetim zayıflayacak, hesap verebilirlik düşecek, liyakat yok olacak, yolsuzlukla mücadele büyük bir yara alacaktır çünkü denetim ciddiyet ister, ehliyet ister, bağımsızlık ister.

Bakın, kamu düzenini, kurumların tarihsel birikimini, vatandaşın devlete olan güvenini bu kadar kolay harcamayın. Buradan tekrar uyarıyorum: Bu yanlıştan derhâl dönülmelidir. Aksi takdirde bu Meclis yalnızca denetim sistemini değil devlet aklını da tahrip eden bir karara imza atmış olacaktır.

Yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)