GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:82
Tarih:30.04.2025

GEORGE ASLAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 3'üncü maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Türkiye'de "barış" denince ilk akla gelen isimlerden birisi olan, sadece siyaset alanında değil her alanda her kesimden insanların gönlünde yer edinmiş Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Sırrı Süreyya Önder'e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum, en kısa sürede sağlığına kavuşması ve aramıza dönmesini temenni ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi Türkiye'de Temmuz 2018'de "Cumhurbaşkanlığı Hükûmet sistemi" adı altında rejim değişikliğine gidildi. Bunun en önemli sonuçlarından bir tanesi de Türkiye halklarının iradesinin temsil edildiği Meclisin yasama yetkisinin sembolik hâle getirilmesidir. Bu sistemle birlikte kuvvetler ayrılığı ilkesi büyük ölçüde ortadan kaldırılmış, yasama ve yargı yürütmenin gölgesi altına alınmıştır. Meclis anayasal olarak yasama yetkisine sahip olsa da fiiliyatta yürütmenin bir onay makamına indirgenmiştir. Bugün geldiğimiz noktada bu sistemin nasıl işlemediğini en açık biçimde Anayasa Mahkemesi kararlarında görüyoruz. 2018'den bu yana çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin önemli bir bölümü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmektedir. Bu da sistemin yalnızca antidemokratik değil aynı zamanda hukuka da aykırı bir şekilde işlediğini göstermektedir, daha da vahimi bu kararların iptal edilmesi bile iktidarın işine engel olmamaktadır çünkü kararlar iptal edilene kadar yürütme kendi istediği şekilde düzenlemeleri uygulamakta, iptal kararları ise ancak sonradan ve çoğu zaman etkisiz bir biçimde devreye girmektedir, bu da keyfîliğin kurumsallaştığı bir ortam yaratmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu maddeyle 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle getirilen ve daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kimi kararlar tekrar düzenlenmektedir. Düzenlemeyle 2879 sayılı Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un adı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Teşkilatına İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun olarak değiştirilmiştir. Kanunun 4'üncü maddesinde geçen "İdari İşler Başkanlığı" ibareleri "Genel Sekreterlik" olarak değiştirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı merkez teşkilatı, bir kez daha, hukuksuz, denetimsiz ve keyfî bir şekilde yapılanma mantığıyla şekillendirilmektedir. Yapılan düzenlemeyle Cumhurbaşkanlığı kurumu bazı temel kanunlardan muaf tutulmaktadır; Harcırah Kanunu, Taşıt Kanunu, Kamu Konutları Kanunu, Kamu İhale Kanunu hükümlerinin Cumhurbaşkanlığı makamı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Cumhurbaşkanı Yardımcılıkları, Cumhurbaşkanlığı politika kurulları ve Devlet Denetleme Kurulu hakkında uygulanmaması öngörülmektedir. Böylece, 2017 Anayasa değişikliği sonrası sınırsız yetkilerle donatılmış olan Cumhurbaşkanlığı makamına ve ilişkili birimlere tanınan ayrıcalıklar daha da artırılmaktadır. Düzenlemeyle, Cumhurbaşkanınca atanan personellerden emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta olanların aylıklarının kesilmeyeceği ve ilgililerin yazılı talepte bulunmaları hâlinde ise aylıklarının kesilerek Sosyal Güvenlik Kurumuyla ilişkilendirilecekleri hüküm altına alınmıştır. Kamu görevine atanan kişilerin emekli maaşlarının kesilmemesi ve Sosyal Güvenlikle bağlarının tercihine bırakılması da adaletsiz bir ayrıcalıktır. Bu ülkede milyonlarca emekli geçim sıkıntısı çekerken belli görevlere getirilenlere çifte maaş imkânı sunulmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yarın 1 Mayıs; tüm dünyadaki işçilerin, emekçilerin, ezilen halkların ortak mücadele ve dayanışma günüdür. Türkiye'de milyonlarca emekçi açlık sınırının altında ücretlere mahkûm edilmiş, sendikalaşma hakkı fiilen yok edilmiş, iş cinayetleri her gün can alıyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de işçiler, emekçiler bu koşullara karşı mücadele etmektedir. Bu vesileyle tüm işçi ve emekçilerin 1 Mayıs Bayramı'nı kutluyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)