GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kuzey Irak'ta şehit olan Önder Özen'e, siyasette şiddet ve şiddetin sebepleriyle ilgili verdikleri araştırma önergesine, ülkedeki şiddetin bitmesi için atılması gereken adımlara ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:07.05.2025

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bir kez daha hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben öncelikle, Önder Özen şehidimize, Kuzey Irak'ta şehit oldu, kendisine Allah'tan rahmet, acılı ailesine de bir kez daha sabırlar diliyorum.

Bugün biz bir araştırma önergesi verdik, Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu araştırma önergesi de benzerlik taşıyor; siyasette şiddet, siyasetteki bu şiddetin sebepleri, sosyolojik temelleri, gerekçeleri, nedenleri üzerine. Konu, orada daha detaylı konuşulacak, tartışılacak ama geçtiğimiz hafta maalesef hepimiz bu şiddet sarmalının, şiddet konularının içerisinde âdeta kaybolduk. Tabii, tanınan insanlara şiddet olunca daha fazla konuşuluyor ama yine bir milletvekilimiz lehinde... Bahar Aksu bu sene işlenen 162'nci kadın cinayeti ki geçen sene 394 kadın, kadın cinayetinde öldürüldü, katledildi ve bugün daha mayıs ayını bitirmedik, 162'nci kadın cinayetine şahit olduk. Ben Bahar Aksu'ya Allah'tan rahmet diliyorum ve bu kadın cinayetleriyle ilgili, evet, ortak bir komisyon kuruldu; bu bir meseledir, bu büyük bir konudur, büyük, önemli bir meseledir ve ciddi şekilde bir konsensüsle ele alınması gerekmekte.

Geçen hafta Sayın Özgür Özel'e yapılan o alçakça saldırıyı konuştuk, tartıştık. Beraberinde, bizim Adana Milletvekilimiz Sayın Ayyüce Türkeş Taş'a uygulanan muameleyi; babasının kabrinin başında, kendisine, yanındakilere yapılan, uygulanan şiddete şahit olduk. Bunlar kabul edebileceğimiz davranışlar değil. Sayın Özgür Özel'e yapılan müdahale aslında Anayasa'ya, anayasal düzene yapılmış bir saldırı. Ben, Sayın Ayyüce Türkeş Taş'ın uğradığı muameleyi de değerlendirecek söz, kelime bulamıyorum. Yani bir babanın kabrinin başına gidiyorsun... Nasıl bir ruh hâli böyle bir olaya sebep olur? Bunu bana ne benim sahip olduğum birikim ne sahip olduğum müktesebat ne gördüğüm kültür ne inandığım medeniyet anlatamaz, açıklayamaz; olamaz, kabul edilebilir gibi değil. Tabii, bunların sebeplerine, gerekçelerine inmemiz gerekiyor.

İşte, Ahmet Minguzzi'yi konuşuyoruz. Yani bu şiddet artık bu ülkeyi kemirmeye başladı. Bakın, temeline inmemiz lazım, iki tane ana nokta var burada. Bir, evet, kullanılan, siyasette kullanılan dil maalesef bu konuları normalleştiren hatta meşrulaştıran hatta kahramanlaştıran bir hâle getirdi. Önceden "Faili meçhuller var." deniliyordu, "Faili meçhuller bitirilecek." diye bir iddia vardı; faili meçhuller bitmediği gibi, şimdi faili meşhurlar çıktı. Yapan failler bir şekilde kahramanlaştırılıyor. Ha, bunu Çubuk'ta gördük, bunu başka bir yerde gördük, Çubuk'ta Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırıda gördük faillerin nasıl meşhurlaştırıldığını. Bizim Genel Başkanımız tehdit edildi, aleni şekilde tehdit edildi; bekledik, hiçbir şey yapmadık, dedik ki herhâlde grubu olan bir partinin genel başkanı olarak Cumhurbaşkanı bir söz söyler ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı bu konuyla ilgili bir adım atar ya da her şeyi bırakın ya, bir vatandaş olarak Sayın Müsavat Dervişoğlu'na sadece bu ülkenin bir sade vatandaşı olarak hak ettiği şekilde İçişleri Bakanlığı tarafından bir hareket yapılır, konuyla ilgili bir girişimde bulunulur; hiçbir şey olmadı. Yani şiddetle ilgili atılan bu adımlar, yapılan bu hunharca saldırılar karşısındaki bu duyarsızlık da bu işleri körüklüyor. Yani iki sebep var; birincisi, bununla alakalı kullanılan dil, şiddet dilini teşvik edecek söylemler; ikincisi de maalesef bizim hukuk sistemimiz ve infaz yasaları. Kemal Kılıçdaroğlu, Barış Atay, Murat İde, Orhan Uğuroğlu, Selçuk Özdağ, Levent Gültekin, bendeniz Buğra Kavuncu, Suat Başaran, Şevket Bülent Yahnici, Sinan Ateş, Ekrem İmamoğlu; ya, daha hangi birini sayayım? Ya, bunlar benim hatırlayabildiklerim. Bakın, bizzat ben de uğradım bu şiddete; takip ettik, 1.500 lira para cezası aldı, çıktı, 1500 lira.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Güpegündüz Bakırköy'de sokak ortasında uğradığımız saldırı sonucu yakalanan kişi 1.500 lira para cezasıyla serbest bırakıldı. Emniyet neyi tespit etti biliyor musunuz? Kişinin münferit bir saldırıda bulunmadığını, o gün 6 kişiyle beraber geldiğini, sabah saatlerinden itibaren takip ettiğini tespit etti; avukatlar da onun üzerine bunun bir organize suç kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Ne oldu? Sonuç, sıfır. Tabii, bunlar, bu uygulamalar cesaretlendiriyor. İşte, onun sonucunda da hakikaten gün yüzü görmemesi gereken kendi evlatlarının katili bir ruh hastası sokaklara çıkıyor ve bunu yapabilecek cesareti gösteriyor.

Şimdi, Adalet Bakanlığının verileri şöyle bir oranı bizim önümüze koyuyor, diyor ki: "Cezaevinden çıkan her 2 kişiden 1'i tekrar suç işliyor." Burada da bir problem var yani yüzde 45, çok yüksek bir rakam.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Dünyadaki başka ülkelerle kıyasladığınızda bu oran çok yüksek. Demek ki bu cezaevleri bir şekilde bu suç işleme kapasitesi, potansiyeli olan suçlularla ilgili bir düzeltme yapabilecek kapasitede de değil. Cezaevlerinde yatan mahkûm sayısı artmasına rağmen bu oranda hiçbir düşme yok. Dolayısıyla, biz önümüzdeki dönemde eğer bu ülkede şiddet bitsin, siyasetçilere şiddet uygulanmasın istiyorsak bir, bu ceza infaz yasalarını; iki, siyasetçi olarak da kullandığımız dili... Ya, söylemedim ama söylemek zorundayım. Eğer siz kalkar da derseniz ki bir siyasi parti için "Bakalım daha bu yolda kaç kişi telef olacak?" bundan cesaret alırlar. Hiç unutmam, Kurucu Genel Başkanımız o zaman Rize'ye gittiğinde orada da saldırıya uğramıştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, son kez uzatıyorum, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - O zaman Cumhurbaşkanı şu cümleleri kurmuştu -bakın, cümleye bakar mısınız- demişti ki: "Gelin hanıma memleketimde çok güzel bir ders vermişler." Sıkıntılı olan, psikolojik olarak problemli olan bir kişinin, bu ülkenin en tepesinde oturan yürütmenin başının kullandığı böyle bir cümleden sonra ruh hâlini düşünebiliyor musunuz? Cesaretlenir mi? Nasıl cesaretlenir hem de elini kolunu sallaya sallaya bu şiddeti uygular.

Sayın Özgür Özel'e yapılan saldırıyla ilgili her türlü karanlık yönün de araştırılması lazım, arkasında herhangi bir örgüt var mı, herhangi bir organize suç var mı; bunların da tespit edilmesi çok büyük önem arz ediyor diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.