GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:07.05.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

"Hayat bir türkü kadar kısa." diyen, hayatını Anadolu'nun tüm seslerini, renklerini, kimliklerini kucaklayarak yaşayan Sırrı Başkanı içimde tarifsiz bir sevgi, derin bir sızı ve şimdiden özlemini duyarak buradan bir kez daha anıyorum.

İYİ Partinin vermiş olduğu grup önerisine söyleyecek bir çift sözü muhakkak olurdu Sırrı Başkanın. Yaşamını barışla örmüş "Savaş kolaydır, zor olan barışmaktır; emek ister." demişti, bunu bu coğrafyada yaşayan bütün halklar için söylemişti. Bugün yeniden görüyoruz ki şiddeti, nefreti kendine yol bilenler barışı bir tehlike olarak görmekte, kendisine âdeta şiddetten tüneller açarak öldürmeye devam etmek için çabalamaktadır. İnsan sadece vurarak ölmez ama; öyle sözler, öyle ithamlar yapılır ki bazen yaşarken ölmek neymiş, bunu tüm damarlarınıza kadar hissedersiniz. Barış, sadece öldürmemekle değil, insana dair ne varsa yaşatmakla anlam bulur. Bugün bu ülkede katledilen sevgili Hrant Dink'in söylediği gibi, insanlar güvercin tedirginliğinde yaşamaya devam ediyorsa barışı konuşmak söz konusu olamaz. Yasalarda dahi isminiz yoksa, diliniz yoksa, inancınız yoksa, kimliğiniz yoksa barışı konuşmak pek mümkün olmaz. Bu ülke yüz yıldır bu topraklarda Ermeni'nin, Kürt'ün, Süryani'nin, Alevi'nin varlığını reddetti. Sorsak "Yok öyle bir şey." diyeceksiniz. Hani bu kimliklerin dili nerede? Niye Kürt çocukları hâlen ana dillerini sadece seçmeli ders olarak alıyorlar? Neden Aleviler hâlen asimilasyona karşı mücadele etmek zorunda kalıyorlar? Yıllardır söylüyoruz, çoğu arkadaşınız maalesef ki buna kulak tıkadı. Sanıldı ki bu nefret Kürt'ü, Alevi'yi, Ermeni'yi vurur da bizi es geçer ama toplumsal şiddet öyle bir şey ki sevgili arkadaşlar, bir kişi ezilince ses çıkarılmıyorsa "Ben de ezerim." diyenlerin cesareti onlarca kişiyi vuruyor. İYİ Partinin grup önerisini okurken şunu çok net düşündüm, umarım bir başlangıç olur dedim çünkü 60 milyon insanın konuştuğu bir dile "8 bin kelimeden oluşuyor." demek aslında bir dili öldürmektir, aslında şiddeti kutuplaştırmaktır, körüklemektir. Göçmene, Kürt'e, Alevi'ye yıllardır haksızlık eden "Benim tanıdığım kadar varsın." diyen sadece iktidar mıydı diye sormak lazım; çuvaldızı kendimize iğneyi diğerine batırmak gerek. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bugün "İyi oldu." deme günü müymüş ya, biz bilmiyorduk. Bugün "İyi oldu." deme günü müydü? Ondan haberimiz olsun bari.

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Alkışlamayı da düşünüyor musun? Terbiyesiz!

BAŞKAN - Sayın Kunt Ayan, lütfen tamamlayın.

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Bakın, tüm siyasi partiler sayıldı burada fakat hatırlayalım; DTP Genel Başkanıyken Ahmet Türk'e Samsun'da atılan yumruk sonrası nasıl karşı çıktıysak "Demokratik siyasete bir saldırı." dediysek bugün de tüm partilerin Genel Başkanlarına, Grup Başkan Vekillerine yapılan saldırılara aynı şekilde karşı çıkıyoruz. Bu saldırılar barışa ve demokrasiye yapılmış diyoruz, çünkü bunlar seçilmişler ve halkı temsil ediyor diyoruz; hiçbir ayırım gözetmeksizin bunu söylüyoruz. Bu vesileyle de Özgür Özel'e yapılan saldırının da aynı mahiyette olduğunu ifade etmek gerekiyor. Birilerine reva görülen şiddet ve nefret diye bir olgu asla ve asla olamaz. İyiye, güzele hasret bu topraklarda herkese insanca yaklaşabilmektir onurlu olan. "Komşusu açken tok yatan bizden değildir." diyen bir coğrafyanın evlatları olarak bir kez daha umut ediyoruz ki bu kutuplaştırıcı dilden -her kesimden- artık vazgeçilir ve birleştirici bir dil bu topraklara gelir. Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)