| Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 08.05.2025 |
HASAN TOKTAŞ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz teklifin 17'nci maddesi yalnızca teknik bir düzenleme gibi gösterilse de aslında bu ülkenin anayasal düzenine, kuvvetler ayrılığına ve yargı bağımsızlığına doğrudan bir müdahaledir. Ne yapılmak isteniyor? Anayasa’nın 159'uncu maddesinde yer alan hükme göre, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 13 üyesinden 1'i Adalet Bakanlığı Müsteşarıdır. Ancak siz ne yaptınız? 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle müsteşarlık makamını kaldırdınız, ne Anayasa'yı değiştirdiniz ne ilgili hükmü düzelttiniz. Sonra Anayasa Mahkemesi devreye girdi, bu görevleri yapan Bakan Yardımcısına devreden düzenlemeyi iptal etti, gerekçesi de aslında çok netti: Bakan Yardımcılığı, malum, Anayasa'da böyle bir tanımlama yok ama şimdi bu teklifin 17'nci maddesiyle yine aynı yetkiyi bu kez bir geçici madde kisvesi altında Bakanın seçeceği bir Bakan Yardımcısına veriyorsunuz; aynı mantık, aynı hukuk ihlali sadece başka bir ambalajla karşımıza çıkıyor.
Değerli arkadaşlar, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bir yetki devrini bu şekilde tekrar Meclise getirmek yargı kararlarını yok saymaktır aslında, "Mahkeme iptal ettiyse ne olmuş? Biz yine bildiğimizi okuruz." demektir.
Değerli arkadaşlar, burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir; burası hukuk devletinin, Anayasa’nın ve yargının güvencesi olması gereken yerdir aslında. Biz bu kürsüden sadece millet adına değil, hukuk adına da konuşmak zorundayız.
Sayın milletvekilleri, 2018'de sistem değişti, malum, müsteşarlık kaldırıldı ama siz hâlâ onun yerine anayasal bir mekanizma kuramadınız. Şimdi kalkmışsınız, bu eksikliği geçici maddeyle idare etmeye çalışıyorsunuz. Madem Anayasa Mahkemesi bu konuda karar verdi, neden gereğini yapmadınız? Madem müsteşar yok, neden Anayasa'da gerekli değişikliği yapmadınız? Madem yargıdan sorumlusunuz, neden bu Meclise hâlâ hukuka aykırı metinler getiriyorsunuz? Siz bu devleti aslında yönetemiyorsunuz, yamalı bir sistemin idarecisi konumundasınız. "Yargı reformu" diyorsunuz, "infaz yasası" diyorsunuz, kamuoyuna her hafta umut pompalıyorsunuz ama iş yargının en önemli karar organını Anayasa'ya uygun biçimde yapılandırmaya geldiğinde ise aynı ısrarı göstermiyorsunuz. Yargıya güvenin bu kadar düşük olduğu bu ülkede HSK'ye dair yapılan her düzenleme ya bağımsızlığı arttırmalı ya da hiç yapılmamalıdır; sizse yürütmenin gölgesini daha da büyütüyorsunuz. Bu Meclisi Anayasa Mahkemesi kararlarını bertaraf etme merkezi hâline getiremeyeceksiniz. Bu düzenleme geri çekilmeli ve yerine Anayasa'ya uygun gerçek bir çözüm getirilmelidir. Bu ülkede artık yalnız yargı değil, yasa yapma süreci de saraydan çıkan genelgelere göre şekillenmemelidir. İYİ Parti olarak biz, yargının siyasi vesayetten kurtulması için buradayız. Bu vesayeti perde arkasından yeniden inşa etmeye çalışan her anlayışın da karşısındayız.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başkanım; farklı bir konuda konuşmak istiyorum. Özellikle AK PARTİ milletvekillerinin bu konuda bilgileri olduğunu da zannetmiyorum, olsa, bizim gibi düşüneceklerdir diye kanaatim vardır. Şimdi, şu, Amerika Birleşik Devletleri Ankara Konsolosluğunun resmî sosyal medyasında paylaşmış olduğu bir yazı. Ben bu yazıyı okumak istiyorum. Diyor ki yazıda: "Konsolosluk görevlilerinin sabıka kaydınıza erişim imkânı bulunmaktadır." Tekrar ediyorum: "Konsolosluk görevlilerinin sabıka kaydınıza erişim imkânı bulunmaktadır. Vize başvurunuzun doğru ve tam bilgiler içerdiğinden ve vize görüşmesinde doğruyu söylediğinizden emin olun. Yalan söylemek vize almaktan men edilmenize yol açabilir." Buradaki kritik konu şu: "Konsolosluk görevlilerinin sabıka kaydınıza erişim imkânı bulunmaktadır." Buradan Adalet Bakanına, Dışişleri Bakanına, hatta Meclis Başkanlığımıza seslenmek istiyorum: Bu rezillik nedir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Toktaş, lütfen tamamlayın.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Yani Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sadece Türk vatandaşlarına mı uygulanıyor? Amerika Birleşik Devletleri'ne böyle bir imtiyaz mı verdiniz? Türkiye müstemleke midir? Bunun dışında bilmediğimiz başka imtiyazlar verilmiş midir yoksa "dostum" kelimesinin büyüsüne mi kapıldınız?
Bu rezilliği ben herkesin dikkatine sunuyorum. Burada yazıldığı gibi değilse veyahut da burada yanlış bir yazım söz konusu ise bunun da derhâl düzeltilmesini talep ediyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)