Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 85 |
Tarih: | 08.05.2025 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 20'nci maddesi, Yabancılar Kanunu ve göç üzerine. İlk bakışta "yabancılar" ve "göç" deyince, insan "Acaba göçle ilgili herhangi bir sorun mu çözülüyor?" diye bakıyor.
Esasen, ülkemizde "göç" deyince beş temel sorun akla gelir. Bunlardan birincisi, Türkiye'nin bölgede bir toplama kampı hâline getirilmesi. İkincisi, ülkemizde gelecek görmeyip kalifiye, yetişmiş elemanların, mühendislerin, doktorların yurt dışına beyin göçü. Üçüncüsü, deprem bölgesinde umutsuz gelecek görerek ve iş yerlerinin gecikmesiyle göç. Dördüncüsü, ülkemizdeki iç göç; köylerin boşaltılması, büyük şehirlerin yığınak hâline getirilmesi, tarımın bitmesi. Beşincisi ise Filistin'de yaşanan göç, uçaklarla yapıldığı söylenen tahliyeler. Bugün, göçle ilgili burada bu beş husustan acaba herhangi birine çare mi bulunuyor diye düşünürken takkeden tavşan çıkıyor. Bakıyorsunuz ki adı "göç" adı "yabancı" ama işin ucu para, işin ucu rant, işin ucu ihale. Neymiş? "Biz Kamu İhale Kanunu'na tabi olmadan Göç İdaresiyle ilgili işleri nasıl yaparız?" Denetimsiz, keyfî, adrese teslim işler için bu yüce Meclis kötü niyetlere çoğunlukla alet ediliyor.
Bakın, bundan önce, doğrudan alım 300 bin lira iken 5 milyona çıkarıldı. Deprem bölgesinde doğrudan alım yapılıyor; yerel esnaf, tedarikçi mağdur, rekabet şansı ortadan kalkıyor hatta yerel basın bile reklam, ilan alamadığı için mağduriyet yaşıyor. Yani öyle bir noktadayız ki depremzede insanımız bütün zorluklarla mücadele edip "Toprağıma, vatanıma nasıl sahip çıkarım?" diye direnirken birileri âdeta o insanları göçe zorluyor.
Değerli milletvekilleri, ne acıdır ki şu Meclis hep halkın gündeminde olmaması gereken konularla meşgul ediliyor. Daha geçtiğimiz haftalarda emekli Cumhurbaşkanı ne kadar maaş alacak, onu tartışıyorduk. Bugün getirilen kanun teklifinin de özü şu: Kamu denetçisinin maaşı ne olacak, Başdenetçinin özlük hakları ne olacak, Savunma Sanayii Başkanı ne olacak, Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı ne olacak, Adalet Bakanı Yardımcısı ile Müsteşarı ne olacak; müsteşarlar, bakan danışmanları, kurum başkanları, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı... Bütünüyle üst bürokratik oligarşiyi güçlendirmeye yönelik, sadece onların taleplerini karşılayan bir yasa teklifi. Bununla beraber, çalışanlar arasına fitne tohumu ekecek olan merkez-taşra ayrımı da bu yasa teklifiyle beraber geliyor ve esasen şunu söylememiz gerekir ki kamudaki hemen bütün kesimler büyük mağduriyet içerisinde. Burada şu personel kanunu getirilirken düzgün bir personel rejimi değişikliği yapılması gerekirdi ama "Sadece üst düzey yöneticilerin maddi problemlerini çözelim, bitsin." deniyor.
Değerli milletvekilleri, Aile Bakanlığının mülakatsız, sınavsız direkt personel aldığına dair haber basına yansıdı. İnsan Allah'tan korkar. Mülakat mağduru binlerce genç canına kıymakla karşı karşıyayken orada gizli saklı iş yaparsanız hakkıyla göreve gelen herkesi de töhmet altında bırakırsınız.
Bakın, bu ülkede bir 15 Temmuz süreci yaşadık. Bu sürecin sonunda on binlerce görevli memur görevinden ihraç edildi. Niçin ihraç edildi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çalışkan, lütfen tamamlayın.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Bu memurların görevden ihraç edilmesinin... Suça karışanların belki binde 1'i tespit edildi ama siz yüzde 99'una "FETÖ'nün etkin olduğu dönemde göreve başlamışsanız mutlaka sizde bir bityeniği vardır." dediniz, hepsini ihraç ettiniz. Yarın bir gün ülkedeki bir değişiklikte de denilecek ki: "AK PARTİ döneminde göreve başlayan herkes haksız girmiştir." Yaş ile kuru beraber yanacak, hakkıyla görevinde olanların hepsini de töhmet altında bırakacaksınız.
Onun için özetle, bu yasa teklifi, sadece bürokratik oligarşiyi destekleyen, elit tabakanın taleplerini yerine getiren bir yasa teklifi. Yasa teklifinde şaşırmadığımız tek bir şey var; bütün yasalarda olduğu gibi bu yasa teklifinde de halk yok, emekçiler yok, ezilenler yok, taşeron işçileri yok, kamu çalışanları yok, yardımcı hizmetler yok, hiç kimse yok, alt gelir grupları yok; sadece belli zümrenin sorunları çözülüyor.
Özetle, bu kanun teklifi çekilmelidir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)