Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 85 |
Tarih: | 08.05.2025 |
AHMET BARAN YAZGAN (Edirne) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri ve bizleri takip eden değerli vatandaşlarımız; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün temel kanun olarak yine torba kanun görüşüyoruz. Birbirinden alakasız ne varsa tek teklife sıkıştırıyoruz. Bu, demokratik işleyişi zedeleyen huy. 32 maddelik bu kanun teklifinin 29'u daha önce kanun hükmünde kararnameyle düzenlenen ancak Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği düzenlemeler. Anayasa Mahkemesi diyor ki: "Kanunla düzenlenmesi gereken alanlarda KHK çıkaramazsın." İlginçtir Anayasa Mahkemesinin 14 üyesinden 4'ü bu karara şerh düşmüş "hayır" demişler, bu yolla da düzenleme yapılabilir. Bu isimlerin 2'si Anayasa Mahkemesi üyelikleri tartışmalı olan, sizin de hatırladığınız üzere, İrfan Fidan ve Muhterem İnce; bu tablo yargının içindeki durumun özetidir diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, teşbihte hata olmaz, bir söz vardır: "Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder." Buraya bir cümle daha eklemek gerekir: Yarım başkanlık da demokrasiden eder. Bugün yaşadığımız durum budur. "Yarı başkanlık", "Türk tipi başkanlık", "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" diye getirdiğiniz bu sistem her şeyi tek bir kişiye bağladı, kuvvetler ayrılığı fiiliyatta yok edildi. Her şey ama her şey önce bir kişiye soruluyor, böyle devam ederse bu yarı başkanlık bizi kalan demokrasi kırıntılarından da edecek.
Değerli milletvekilleri, Türkiye bir süredir iktidarın hırsı yüzünden kaotik bir dönemden geçiyor; öğrencilere, gazetecilere, siyasilere şiddet, gözaltı, tutuklama, fiziki saldırı, işçilere abluka, müdahale... Bu liste uzar gider. İktidar büyük bir çıkmazda, bir sendrom yaşıyorsunuz; bu sendromu "koltuğunu bırakamama sendromu" diye adlandırıyorum. Biz "Sandığı önümüzde, adayımızı yanımızda görmek istiyoruz." dedikçe size bir şeyler oluyor. Çok kısa bir süre içerisinde neler oldu, biraz anımsatayım. Sizi dört yılda 3 kez sandıkta yenen Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olmasından korktunuz. Gizli tanıklara üflenen duyumlar ve bu nedenle tutukladığınız İmamoğlu; her cümlesine bir dava açtınız. Ahmak davasında yeni nesil Zekeriya Öz olan Akın Gürlek'e kadar her cümlesi davalık oldu, konuşmasını bitirmeden dosyasını bile hazırladınız. Diplomasını elinden almaya çalışıyorsunuz; herhâlde dünya üzerinde lise ve yüksek lisans diploması olan ama üniversite diploması olmayan ilk kişi Ekrem Başkan olacak. Sayenizde Guinness Rekorlar Kitabı'na yeni bir alan daha eklenecek diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer'i tutuklayarak başladınız, yüz on beş günde ancak iddianame hazırladınız. Beşiktaş, Rıza Akpolat; Beykoz, Alaattin Köseler; Beylikdüzü, Mehmet Murat Çalık; Şişli, Resul Emrah Şahan Başkanlarımızı tutukladınız; Kartal Belediye Başkanımız Gökhan Yüksel hakkında dava açtınız. Yine, Kartal, Üsküdar, Ataşehir, Sancaktepe, Fatih, Tuzla, Adalar, Şişli, Beyoğlu; birçok siyasiyi ve bürokratı tutukladınız. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde birçok namuslu bürokratı sırf size boyun eğmedi diye cezaevine attınız; yetmedi, farklı cezaevlerine göndererek resmen işkence uyguladınız ve uygulamaya devam ediyorsunuz. Kanal İstanbul güzergâhındaki ruhsatsız, usulsüz inşaata karşı çıktı diye İSKİ Genel Müdürü Sayın Doçent Doktor Şafak Başa'yı gözaltına aldınız ve şu an ev hapsinde. Genel Başkan Yardımcılarımıza, milletvekillerimize soruşturma üzerine soruşturma açılıyor; Türkiye yeni bir tahkikat komisyonu dönemi yaşıyor. Bu operasyonlara, iftiralara sessiz kalmayan Genel Başkanımız Özgür Özel evlat katili biri tarafından fiziki saldırıya uğruyor. Genel Başkanımız AKM'deki en yüksek protokol mensubu olmasına rağmen aracı otoparka çektirilmiyor. Bu saldırıyı ya siz organize ediyorsunuz ya göz yumup olanak sağlıyorsunuz; bunlar tesadüf değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yazgan, lütfen tamamlayın.
AHMET BARAN YAZGAN (Devamla) - Bu operasyonları binbir türlü iftirayla meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz. Ne dedi Sayın Cumhurbaşkanı? "Bakalım Cumhurbaşkanlığı hevesine daha kaç CHP'li telef olup gidecek." Bu cümle bu operasyonların neden yapıldığının bir itirafıdır. Ama unutmayın ki korkunun ecele faydası yok.
Son olarak, Ekrem Başkanın sosyal medya hesabını erişime engellemişsiniz. Bu, halkın sesinden korkanların acizliğidir. Mahkeme kararında deniyor ki paylaşımları kendi yapmıyormuş. Siz sosyal medya hesabınızı kendiniz mi kullanıyorsunuz? Kaç tane danışmanınız var bu işleri yapmak için. Bu bir suç mu? O yüzden her gün yeni bir suç uyduruyorsunuz ama unutmayın ki, üstüne basarak söylüyorum: Ben İmamoğlu'yum, biz hepimiz İmamoğlu'yuz. (CHP sıralarından alkışlar)