| Konu: | Engelli bireylerin eğitim, rehabilitasyon, istihdam ve sosyal hayata katılım konusunda erişilebilir bir hayat sürdürmeleri için kapsamlı politikaların geliştirilmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin Önergelerin ön görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 15.05.2025 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri; tüm grupların oy birliğiyle kabul edilen böyle bir konuda söz almış olmaktan ayrıca mutlu olduğumu da ifade etmek istiyorum. Araştırma önergesi hakkında AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum.
Tabii, bu konu son derece derin ve önemli bir konu ve biz aslında çok köklü, çok necip bir medeniyetten geliyoruz. Avrupa'nın karanlık çağında, Orta Çağ'da zihin engelliler "cadı" yaftasını alarak yakılırken bizde Amasya Darüşşifahanesinde, Edirne'de, İstanbul'da, Kayseri'de müzikle, suyla terapiler vardı ve hastalarımız, engellilerimiz orada şifa buluyorlardı. Onun için, geldiğimiz medeniyetten önemli bir güç aldığımızı burada ifade etmek istiyorum.
Benden önce konuşan sayın milletvekilleri pek çok konuya değindi ama ben de kişisel bir tecrübemden özellikle bahsetmek isterim. Ben, 1989'da, mesleğime, gazeteciliğe Türkiye'nin engellilerle ilgili ilk yayınında başladım. Şunu söylemem lazım, çok acı bir tecrübeden bahsetmek istiyorum sizlere; bizim yurt dışından misafirlerimiz gelirdi zaman zaman bazı toplantılar için, Birleşmiş Milletlerden farklı ülkelerden ve 1989 Türkiyesinde derlerdi ki bize: "Türkiye'de engelli yok." Gelen konuşmacıların söylediğini söylüyorum size, yabancı misafirlerin. "Niye?" dediğimizde "Biz sokakta engelli görmüyoruz, yok." derlerdi. Şimdi, öyle bir Türkiye'den bahsediyoruz ve dün de bahsettim, birazdan da ifade edeceğim tekrar, burada hem merkezî hükûmet politikaları hem beraberinde yerel yönetimlerin politikaları ve uygulamaları eş güdümlü olmak zorunda ve son derece önemli. O günkü Türkiye'de, Sayın Cumhurbaşkanımız, 1994 yılında, Belediye Başkanıyken Türkiye'de yerel yönetimlerde bir devrim yaparak Özürlüler Koordinasyon Merkezini Türk yerel yönetimler tarihine nakşeden de bir liderdir. Biz, 2002 iktidarından sonra, AK PARTİ iktidara geldikten sonra pek çok alanda sosyal devrim gerçekleştirdiğimiz gibi engellilik alanında da pek çok düzenleme yaptık. Bunları tekrar tekrar söylemekte bir beis görmüyorum, dün de ifade ettim; en önemli dönüm noktası, köşe taşı 2005 yılında çıkardığımız Engelliler Kanunu'dur ve bu kanun, beraberinde yönetmelikler, imza koyduğumuz uluslararası sözleşmelerle birlikte yaklaşık 1.500 maddelik bir engelli külliyatımız var. Bakın, tekrar söylüyorum; yaklaşık 1.500 maddelik bir engelli külliyatımız var, bunu asla yok sayamayız. Buna emek veren her kim ise -bürokrat, siyasetçi, sivil toplum temsilcisi- onları da buradan yâd etmek gerektiğini düşünüyorum.
Bu önemli köşe taşı oluştuktan sonra, akabinde yaptığımız, aslında en önemli, iftihar ettiğimiz bir başka uygulama 2010 yılında yaptığımız Anayasa değişikliğidir. Biz özellikle kadın-erkek eşitliği açısından 2010'da yaptığımız Anayasa’nın 10'uncu maddesindeki değişikliği çok sık hatırlıyoruz, birbirimize hatırlatıyoruz. Ama o maddenin, aynı maddenin devamında "çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitleri, dul ve yetimler..." diye devam eder ve burada gaziler için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olmadığı ifade edilir. Yani bu, pozitif ayrımcılık ilkesidir. Bu da önemli bir zihinsel dönüşüm ve bunun Anayasa'ya nakşedilmesi önemli bir dönüşümdür.
Tabii, devamında pek çok düzenleme yaptık; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve beraberinde yine Sosyal Güvenlik Kanunu'nda yaptığımız pek çok düzenleme. İşte, mesela 2008 yılında çıkardığımız engelli çocuğu olan anneye beş yıl erken emeklilik imkânı gibi pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik. Özellikle -2005'te çıkardığımız kanunun en önemli çıktılarından biri olan- ücretsiz eğitim, rehabilitasyon ve ücretsiz servislerin konması yani kişinin, vatandaşın, engelli bireyin evinden ücretsiz alınarak ücretsiz bir şekilde rehabilitasyon alması 2005 yılında çıkardığımız kanunun devrim niteliğinde bir düzenlemesidir. Bugün itibarıyla -sadece bir yıl için söylüyorum- yılda yaklaşık 600 bin engelli buradan aynı anda, eş zamanlı hizmeti almaktadır.
Beraberinde, tabii, benden önceki konuşmacılar da ifade etti, burada temel konu; tanı, rehabilitasyon, eğitim, varsa tedavi ama beraberinde son kertede geldiğimiz konu, istihdam konusu. Bu da yasalarımızda mevcut olmakla birlikte ne yazık ki bakın, 2002 yılında kamuda istihdam edilen engelli sayısı 5 bini bir parça geçmişti; 5 bin kişi sadece, oturun, parmakla sayın. Bugün kamunun yüzde 3 kontenjanı yüzde 88 oranında doludur ve bugün kamuda istihdam edilen engelli oranımız yaklaşık 74 bin civarındadır. Bunu da buradan kayıtlara geçirmek istiyorum. Beraberinde Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünün -işte, zaman zaman konu oluyor, bazen eleştiri bile alıyoruz çok kalem yardım olmasından ama- bu 50 kalem yardımının 5-6 tanesi engelli vatandaşlarımıza bire bir dokunan kalemlerdir; mesela, işte, süreğen hastalıkları olanların elektrik faturalarının ödenmesi gibi konular. Özellikle bunu da buradan kayda geçirmek istiyorum.
Şunu söylemem lazım: Tabii, bu kadar düzenleme yaptık, yakın tarihte bir Otizm Eylem Planı çıkardık, Resmî Gazete'de yayınlandı, tematik program ama şöyle de bir gerçeklik var: İşte, bu komisyonun kurulmasının tüm gruplar tarafından talep edilmesinin aslında önemli bir ayağını oluşturuyor bizim açımızdan da. Zaman değişiyor, ihtiyaçlar değişiyor, önceden çıkardığımız kanun ve mevzuatta genel bir engellilik üzerinde yaptığımız pek çok iyileştirme var ama artık şunu görmekteyiz: Özellikle milletvekillerimiz de bilir, tüm milletvekillerimiz; AK PARTİ milletvekilleri her hafta sonu şehirlerindeler, evlerin içindeler. Farklı engel grupları var. Şöyle söyleyeyim: Sadece bir engeli olmayan, birden fazla engeli taşıyan yani biricik hizmet görmesi gereken guruplar oluşuyor ve biz bunları, bu talebi sokakta görüyoruz, bazen biricik ihtiyaçlar görüyoruz. Onun için, biraz daha tematik programlara ihtiyaç var. Keza, bu konu sosyal paydaşları çok geniş bir konu, sadece kamu hizmeti verenlerin tek başına yüklenebileceği bir konu değil. Paydaşların içinde sivil toplum kuruluşları var, yerel yönetimler var; hepsinin üzerine düşen farklı farklı görevler var ve ciddi bir eş güdümlü çalışmayı gerektiriyor. O anlamda bu komisyonun -grubumuzun da altına imza attığı teklifinde de ifade ettiğimiz gibi- özellikle yeni çıkan ihtiyaçları, farklı engel grupları ya da birden fazla engeli üzerinde bulunduran bireyin ihtiyaçları gibi yeni ihtiyaçları, yeni tanımları, sokakta bizim yeni gördüğümüz ihtiyaçları ve bununla beraber diğer paydaşlara ve başta mahallî idareler, yerel yönetimler olmak üzere diğer paydaşlara düşen görev ve sorumluluklar açısından çalışmasının son derece faydalı olacağını düşünüyorum çünkü biz hem geldiğimiz medeniyet anlayışıyla hem partimizin daha kuruluş aşamasında ifade ettiğimiz ya da ilk seçim beyannamemizde ifade ettiğimiz gibi insana hizmet için var olan bir partiyiz ve yirmi üç yıldır iktidarımızla insana hizmet için bütün alanlarda çalışmalarımızı bu şekilde yürütüyoruz. Özellikle sosyal hizmetler, sosyal yardımlar gibi bu alanda da Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bakanlarımız ve bürokratlarımızla birlikte sessiz bir devrimi gerçekleştiren bir partinin mensubu olarak bundan sonra yeni ihtiyaçlara vereceğimiz cevaplar konusunda da bu komisyonun çıktılarının, raporunun son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bu rapora binaen tüm paydaşlara -bunun tekrar tekrar altını çiziyorum- sadece kamu yönetimine değil yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına, beraberinde akademiye, tüm paydaşlara görev düşecek bir rapor çıkacağına inanıyorum.
Bu çalışmaya bugün oy verecek milletvekilleri dâhil olmak üzere komisyonda görev alacak milletvekillerimize ve komisyonda görüşünü, önerisini iletecek tüm uzmanlara, tüm paydaşlara şimdiden teşekkür ediyorum. Komisyon raporunu heyecanla beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)