| Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 15.05.2025 |
YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün İYİ Parti milletvekilleri olarak Genel Kurul başladığında burada değildik; sıralarımızı bayrağımıza emanet ettik, Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu'nun çağrısıyla cumhuriyete, Lozan'a, şehitlerimizin aziz hatırasına sahip çıkmak için Lozan Parkı'ndaki grup toplantımızda bir araya geldik. Orası sıradan bir toplanma noktası değildi. Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı, bağımsızlığımızın tescil edildiği Lozan Antlaşması'nın simge yeriydi çünkü Lozan, kurucu ve kurtarıcı önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emanet ettiği bağımsızlık irademizin imzaya dönüşmesidir. Biz o meydanda sadece bir toplantı yapmadık; millî egemenliğimize, üniter yapımıza ve tarihimize sahip çıkma iradesini ortaya koyduk, Lozan'ı tartışmaya açanlara karşı sesimizi yükselttik. Çünkü biz biliyoruz ki Lozan susarsa Sevr konuşur. Biz konuşmazsak bu topraklarda emperyalizmin işbirlikçiliğinin ve teslimiyetinin sesi yankılanır. Bugün burada konuşmak zorunda bırakıldığımız bu konu, siyasetin nasıl zehirlendiğinin göstergesidir. Bu Meclisin çatısı altında bebek katili terör örgütünün bildirisinin konuşulması dahi başlı başına bir utançtır. Ancak bu utanç bize ait değildir; bu utanç, terörden ve teröristten medet uman, bebek katiliyle iş birliğini sindirenlerindir. Bu utanç, devlete kurşun sıkanlarla aynı masaya oturmayı siyaset sanan, cumhuriyeti pazarlık masasına meze yapan zihniyetindir. Bu utanca sebep olanları burada, milletin kürsüsünden bir kez daha şiddetle kınıyorum. Şehitlerin kanı kurumadan terörle yol yürüyenleri, devleti pazarlık masasına oturtanları milletimizin vicdanına havale ediyorum.
Değerli milletvekilleri, kalleş terör örgütünün sözde fesih, gerçekte meydan okuma bildirisini konuşuyoruz. Evet, yanlış duymadınız; devlete kurşun sıkmış, öğretmeni, askeri, polisi, sivili katletmiş bir cani örgütün sözde bildirisini konuşuyoruz. Terör örgütlerinin hezeyanlarını ciddiye almak bile zuldür ama ne yazık ki bu bildiri bugün, iktidarın siyasi ajandasına satır satır tercüme edilmiştir. İktidarın kirli, ideolojik arka planının yıllardır sürdüğünü; cumhuriyet düşmanlığı, Türklük aleyhtarlığı, kurucu değerlerine ve kurucu önderine tahammülsüzlüğü bugün terör örgütünün bildirisiyle aynı cümlelerde buluşmuştur. Ne tesadüftür ne de yanlış anlamadır; bu, bilinçli bir siyasi tercihtir. Artık milletin gözü önünde, hiçbir şey gizlenememektedir; PKK'nın sözde bildirisiyle her şey açıkça ortaya çıkmıştır. Eli kanlı örgüt mensupları ne diyor? Silahlı mücadelemiz meşruydu, varlığımızı kabul ettirdik, canibaşı Öcalan yeni süreci yönetsin diyor ve utanmadan Meclise çağrı yapacak cüreti kendilerinde buluyorlar. Yeni süreci canibaşı yönetsin, Türkiye Büyük Millet Meclisi destek versin diyorlar. Bu ne cürettir? Bu Meclis teröristlere değil milletin iradesine aittir. Bu devlet bebek katilinden akıl alacak bir devlet değildir. Emperyalizmin aparatı terör örgütünün de Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanının da yerli ortaklarının da amacı bellidir, Sevr'i hortlatmaya çalışmaktır. Şimdi aynı ortaklık belediyeleri yeni bir düzene kavuşturma bahanesiyle devreye girmektedir. Erdoğan'ın "Belediyeleri konuşmak kaçınılmaz." diyerek neye zemin hazırladığının farkındayız. Bu, yeni anayasa üzerinden özerklik pazarlığının itirafıdır. Senaryo tanıdık, önce belediyelerle başlanacak, sonra üniter yapıya sıra gelecektir ama biz izin vermeyeceğiz, Türkiye'yi bölünmenin aşamalarına sürükletmeyeceğiz. Türk milletine yönelik her türlü şantajı reddediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)