| Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 15.05.2025 |
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; bu kanun teklifinin yalnızca Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk edilmesi sıradan bir usul tercihi değil doğrudan doğruya Anayasa'ya, Meclis İçtüzüğü'ne ve demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırıdır; ayrıca, maalesef kasıtlı bir tercihin de sonucudur. Bu tercih sadece teknik bir eksiklik değil aynı zamanda siyasal bir tercihtir ve biz bu tercihin neden yapıldığını çok iyi biliyoruz çünkü bu teklif yalnızca 7 farklı kanunda değişiklik yapmakla kalmıyor, aynı zamanda Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği düzenlemeleri yeniden yasalaştırma girişiminde bulunuyor. Yani yürütmenin daha önce hukuk dışı yollarla yapmaya çalıştığı düzenlemeleri şimdi Meclis eliyle meşrulaştırma çabasıdır bu. İşte bu nedenle, teklif, Anayasa Komisyonundan özellikle ve bilerek de kaçırılmıştır.
Sayın milletvekilleri, biz burada kanun yapmıyoruz, yürütmenin daha önce Anayasa'ya aykırı biçimde yaptığı düzenlemelere kanuni kılıf arıyoruz. Bu Meclis, millet iradesini temsil eden en yüksek organdır ama bu teklif gösteriyor ki bu Meclis artık yürütmenin noterine indirgenmek istenmektedir. O nedenle, millet dışarıda Meclis TV'yi, bu haberleri izlerken "Hangi sorunum, hangi derdim çözüldü? Hangi önceliğime yer verildi?" diye bakadursun ve özellikle çırpınadursun; ortada işte bu tür tekliflerle, işte bu tür torba kanunlarla burada gün geçiriyoruz. Oysaki Engelliler Haftası'ndayız. Engelli öğretmenler ki sayıları 5 bine yakın, bütün sınavları aşmışlar, gerekli puanları almışlar, aylardır atama bekliyorlar; bunun için defaaten kamuoyu oluşturdular ama kaç kontenjan açıklandı? 1.380. Bir engelli öğretmenin bu kadar engeli aşarak bu noktaya geldiği hâlde tam kontenjanları beklerken böylesine az bir kontenjanla bütün hayallerinin yok edilmesinin ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz? Başka, dışarıda yüz binlerce insan bir buçuk yıldır işte bu 31 Temmuz Covid yasasıyla ilgili ve mükerrerlerle ilgili düzenlemeyi bekliyor. Burada bir genel af yok, burada ne var? Bir kısım faydalanmış; aynı tarihte, aynı suç işlenmiş, aynı hükümler alınmış, kanun çıktığında hükümlü olmadığı için faydalanamayan bir kesim var; bekliyor, ortada bir onuncu yargı paketi sözü var -biraz önce Sayın İdris Şahin Bey de bahsetti- taslağı gören yok. Soruyoruz, öğrenmeye çalışıyoruz; bilen yok. Onlar bekliyor mesela. Mesela, yüz binlerce insan emeklilikte yalnızca bir gün nedeniyle on yedi yıl geç emekli olmak zorunda kalıyor. Böyle bir adaletsizliğin çözümü için Türkiye Büyük Millet Meclisi ekranlarına bakıyorlar ama biz ne getiriyoruz? İşte, bu torba kanunu getiriyoruz. Şöyle bir örnek olabilir mi? Bakın, bugün geldi; 48 yaşında, tam 8820 gün prim ödemiş ve on yıl daha çalışması lazım. 5000 günle emekli ettik memleketin yarısını, böyle bir çifte standart olabilir mi? Bir günle on yedi yıl. Peki ya yine binlerce staj ve çıraklık mağdurunun talep ettiği şey... "Herkes okullarda iken biz sanayide hayatımız pahasına çalıştık; talep ettiğimiz, stajlık başlangıcı sigorta başlangıcı yapılsın." diye bu ekranları izliyorlar, sonuç var mı? Sonuç yok. Milletin gerçek sorunlarını ve gerçek gündemlerini çözmek için mesai harcamak zorundayız diyorum.
Heyeti saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)