GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çerkez soykırımına, bugün gruplarını ziyaret eden Kafkas Dernekleri Federasyonuna, Çerkez vatandaşlara ve kayıp yakınlarına, Kayıplar Haftası'na, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a, Gabar'da çıkarılan petrole, toplumun beklentilerine ve cezaevlerindeki sorunlara ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:76
Tarih:11.04.2025

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Çerkez soykırımı nedeniyle Çerkez halkının acısını bir kez daha paylaşmak istiyorum. Bugün Kafkas Dernekleri Federasyonu ve birçok Çerkez vatandaşımız grubumuzu ziyaret ettiler. Hem bu soykırımın acısını onlarla paylaştık hem de özellikle Çerkez dilinin giderek aslında unutulmaya yüz tuttuğunu, eğitim alanından giderek uzak kaldığını dile getirdiler. Bu konuda da aslında tüm halkların eğitimde ana dillerini kullanma haklarının sağlanacağı gibi Çerkez dilinde de bu anlamda çalışmalar mutlaka yapılmalı, hayata geçirilmeli.

Yine, bugün grubumuzu kayıp yakınları ziyaret etti. Biliyorsunuz bu hafta Kayıplar Haftası, birçok kayıp yakını bizle beraberdi. Bu vesileyle ben hem Cumartesi Annelerini hem de barış annelerini buradan bir kez daha selamlamak istiyorum. Bu ülkede binlerce kayıp var, mezarı bile belli değil. Maalesef bu kayıpları araştırmak adına hiçbir adım atamadık bugüne kadar ama bu konuda üzerimize düşen sorumluluklar var. Bu konuda mutlaka bir komisyon kurulmalı, hakikatlerle yüzleşmeliyiz, kayıp yakınlarının da acılarını hep birlikte dindirmeliyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başkan, Gabar'dan geldiniz, Şırnak'tan geldiniz, güzel bir doğayı izleyip görüp geldiniz. Gerçekten çok güzel doğası vardır. Hele bu mevsimde -siz de biraz önce bahsettiniz- gerçekten seyrine doyum olmaz fakat Gabar'da petrol çıkartıyorsunuz yani o petrol ki Gabar'ın doğasını yok edecek, bunu da biliyorsunuz. Burada birkaç hafta önce iklim yasası görüşülürken özellikle iktidar milletvekilleri söz alıp sürekli olarak yeşil dönüşümden bahsettiler ama orada çıkan petrolün rengi yeşil falan değil, kapkara ve fosil yakıtlar giderek dünyamızı mahvetmekte, çok ciddi bir iklim krizine neden olmakta ve bunun sonucunda da aslında hem bu coğrafya kirlenmekte hem de iklim krizi derinleşmekte. Biz fosil yakıtlara karşıyız "karbon ayak izi" dediğimiz meselenin en temel nedenlerinden biri de zaten bu. O yüzden, Gabar'ı yok edecek, oranın doğasını yok edecek bu girişime son verilmesini bir kez daha buradan dile getiriyoruz. Her şey ekonomi değil, her şey enerji de değil; önce doğa, önce insanlık, sonra belki de bu tür enerji yatırımları; insana, doğaya uygun enerji yatırımları düşünülebilir.

Tabii, bu coğrafyada dolaşırken bu coğrafyanın neresine gitseniz doğal güzelliklerinden bahsediyorsunuz ama bir de insanın güzelliği var bu coğrafyada. Bu coğrafyada insanın güzelliği onun Türk olmasıdır, Kürt olmasıdır, Alevi olmasıdır, Sünni olmasıdır, Hristiyan olmasıdır, velhasıl bu ülkeyi yapan değerler olmasıdır. Bu değerler uzun yıllar birbiriyle barışık yaşama özlemiyle, hasretiyle bugünlere geldi. Biz eğer tarihten örnekler vereceksek, yakın ya da uzak tarihten örnekler vereceksek barıştan yana verelim, bir arada yaşamadan yana verelim; savaştan, kötülüklerden örnekler üretmeyelim. Kötü örnek, örnek olmaz zaten. Dolayısıyla bizim hasretini duyduğumuz şey, ortak vatanımızda bir demokratik cumhuriyet altında bir arada yaşamaktır. Bunu hep birlikte var edeceğiz; Kürt'üyle, Türk'üyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle yani bu topraklarda nefes alan, bu ülkenin vatandaşı olan herkesle birlikte var edeceğiz. Evet, geçmişte birçok yanlış yapıldı, birçok savaş yaşandı, kırımlar yaşandı, belki de hatırlamak istemediğimiz yaşadığımız çok deneyim var ama bunlardan ders çıkarıp bunları tekrar etmek için değil, yerine barışı ikame etmek için yol almalıyız. O yüzden de gerçekten, Gabar bu anlamıyla hepimize örnek olacak bir doğa harikası. Dolayısıyla, oradaki insanımız da bugüne kadar barış için vermiş olduğu mücadeleyle bizlere yol gösteriyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "barış" demişken, tabii, toplumun beklentileri baktığınızda, özellikle sokağa çıktığınızda, barış, adalet ve ekmek meselesidir yani yoksulluk vardır, adaletsizlik vardır ve barışa olan özlem vardır. Şimdi, barışın kapısı aralanmıştır. 1 Ekimde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin attığı adım, daha sonrasında 27 Şubatta Sayın Öcalan'ın açıkladığı açıklama, 12 Mayısta PKK'nin silah bırakması bu umudu, bu barış umudunu büyütmektedir. Bunun için atılacak adımlar var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin, buyurun.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Daha dün, yine, Sayın Bahçeli'nin açıkladığı bir komisyon çağrısı var, üzerinde yoğunlaşmamız gereken, hep birlikte el birliğiyle bunlar üzerinde düşünmemiz gereken bir başlık. Daha önce, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel de bir komisyonundan bahsetmişti. Biz de bu konuda zaman zaman dile getiriyoruz bir çalışmanın Meclis tarafından yapılmasını ve bir an önce hayata geçmesini çünkü toplumun beklentisi bu. Toplum şu anda raf ömrü dolmuş kararnamelerin yasalaşmasıyla ilgilenmiyor. Biz, bakın, kaç haftadır burada bu raf ömrü dolmuş kararnamelerle boğuşuyoruz. Bunların hiçbirinin, şu anda, toplumdaki beklentileri karşılayacak bir özelliği yok. Ne olmuş? Kanun hükmünde kararname çıkmış, Anayasa Mahkemesi iptal etmiş; karşımıza paket paket, torba torba bunlar geliyor. Biz burada bu torbaların içinde boğulduk, biz boğuldukça toplum da boğuluyor. Toplumun beklentisi barıştır, adalettir, ekmektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin, buyurun, tamamlayın lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Toplumun yararına biz bu adımları atmalıyız çünkü toplumun birçok kanayan yarası vardır. Bunların da en başında tabii ki cezaevleri gelmektedir. Cezaevleriyle ilgili, İnfaz Yasası'yla ilgili düzenlemeleri toplum beklemektedir; biz hâlâ bunu geciktiriyoruz.

Bakın, bayram geliyor, kaçıncı bayram geliyor? 2022 yılından beri bu konuda bir düzenleme yapılacağına dair söz Türkiye toplumuna verilmiştir. O günden bugüne kaç bayram geçti, biz hiçbir bayrama bir infaz düzenlemesi bir türlü yetiştiremedik. Şimdi, bir kez daha böyle bir şans önümüzde var. Bu önümüzdeki Kurban Bayramı'na gitmeden, gelin, hep birlikte halkın beklediği yargı paketini sağlıklı bir infaz düzenlemesiyle hayata geçirelim. Bu, bu barış döneminin belki de ilk yargı paketi olsun, umutları büyütsün, insanların beklentilerini karşılasın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Çünkü cezaevlerindeki sorunlar çok ciddi boyutta, burada defalarca dile getirdik. Mesela, bugün gelen annelerden birisi Şaban Kaygusuz'dan bahsetti. Şaban Kaygusuz Kayseri 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinde. Şaban Kaygusuz'un özelliği şu: Bir kolu ve bir bacağı yok. Tek başına cezaevinde kalma şansı yok ve tek başına kalıyor. Mesela, bu konuda bir türlü adım atılmıyor. Bunun gibi yüzlerce hasta tutsak, kendi hayatını idame ettiremeyen yüzlerce mahpus var. İşte, bu konuda atılacak adımlar neden önemli, bunun altını bir kez daha çizmek istiyorum.

Yine, iki yüz on dört gündür açlık grevinde olan Sercan Ahmet Arslan var. Neden açlık grevinde? Ufuk Keskin ve birkaç arkadaşının aslında nakil talepleri var, bir türlü yerine getirilmiyor. Yani "Bu nakil taleplerinin nedeni ne?" diye soruyorsunuz, aileleri ziyaret edebilsin diye. Bakın, bu ülkede yoksulluk var, eğer siz mahpusu Tekirdağ'a koyuyorsanız, bunun ailesi Malatya'da yaşıyorsa bu aile Tekirdağ'a nasıl gitsin, gelsin?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Temelli, tamamlayın lütfen.

Buyurun.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bu otobüs paraları, bu uçak paraları, bu ziyaretler nasıl gerçekleşsin? Bırakın gidip gelmeyi, evlatlarına para da yollayamıyorlar çünkü parayı yollayınca deniliyor ki: "Terörü finanse ediyorsunuz." Yani parayı yollamazsanız kantinden alışveriş yapamıyor, parayı yollasanız anne-baba da yargılanıyor, terörü finanse etmiş oluyor. Şimdi, böyle baktığımızda bize acayip gelen ama neredeyse bütün cezaevlerinde normalleşmiş uygulamalar var. Buna bir an önce son verilmesi gerektiğini belirtiyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.