Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 90 |
Tarih: | 21.05.2025 |
YENİ YOL GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, aziz milletimiz; bugün, bayram öncesi bütün milletimiz heyecanla Türkiye Büyük Millet Meclisinden önemli bir kanun çıkmasını bekliyor. Yargı paketi çıkacak, cezaevinde yakını olan aileler bayram edecek, müjde bekliyor. Yine, ülkemizde milyonlarca çalışan zam haberi bekliyor. Yine, ülkemizde milyonlarca emekli büyüğümüz bir ikramiye müjdesi bekliyor ama Türkiye Büyük Millet Meclisinde bugün görüşülen kanun teklifi vergi muafiyeti, görüşülen kanun teklifi TRT'ye ek vergilerden başka taşınmaz tahsisatı, TRT'nin İhale Kanunu'ndan muaf tutulması... Yine, milletimizin hiçbir derdine derman olmayan bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız.
Değerli milletvekilleri, torba yasa ama torbadan daha çok çorbaya benzedi; aşure çorbası gibi içine her şeyin doldurulduğu bir yasadayız. Yasa teklifi, bir taraftan Devlet Memurları Kanunu, bir taraftan TRT, bir taraftan Savunma Sanayii, bir taraftan Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanının atanması, bir taraftan Bilgi Teknolojilerine atanma, KHK'ler... Yani hani eskiden caddelerde torbacılar olurdu, el çabukluğu marifetiyle bir hile yapar, alavere dalavere, ne yaptığını bilmezdiniz -kumar şimdi resmiyete büründü- bugün de torbacı marifetiyle bir iş yapıldığını görüyoruz çünkü bu yasa teklifi niçin çıkmış belli değil. Muhtemelen TRT önemli hususlardan birini içeriyor. Yasa teklifinin içerisinde TRT Genel Müdürünün özlük hakları, TRT'nin şirket kurması, TRT'nin hızlı ihale yapması, TRT'nin İhale Kanunu'ndan muaf olması, sonra, TRT'nin bu milletin alın terinden aldığı vergiler yetmiyormuş gibi bir de TRT'ye taşınmaz verilmesi; TRT, TRT, TRT...
Hazreti Süleyman'ın meşhur bir kuş hikâyesi vardır. Hani bir derviş, kuşun kanadını kırmış, kuş da ceza olarak dervişin kanadının kırılmasına razı olmamış, "Bunun üzerindeki sarığını, cübbesini alın, derviş zannetmesin kimse, biz bunu derviş zannettiğimiz için ben bu hataya düştüm, kanadım kırıldı." demiş -ayrıntısına girmeyeceğim- benim de istirhamım şudur: Nasıl ki Adalet ve Kalkınma Partisinin başındaki "adalet" kelimesi, geçmişi, millî görüş kökeninden gelmeleri insanları aldatıyorsa; insanlar yaptıkları her doğruyu, her yanlışı bunların kökenine bakarak iyiye yorumluyorsa aynı şey TRT için de geçerli. İstirhamım şu: TRT'nin başındaki "Türkiye" lafını kaldırın; herkes, insanlar "Türkiye" lafını görünce bunu "Anadolu topraklarına ev sahipliği yapan coğrafyanın adı" olarak gördüğü için bir şey zannediyor, TRT'nin başındaki "T" kalksın.
Değerli milletvekilleri, yasa teklifi içerisindeki şu ihale muafiyetinin hangi akla hizmet olduğunu anlamak mümkün değil. Zaten, AK PARTİ'li arkadaşlar yasayı kendileri hazırlamıyorlar herhâlde çünkü bir insan bu kadar bile bile ayağına kurşun sıkmaz. Geçen hafta, Göç İdaresinin ihalesiz iş yapacağına, ihale muafiyetine uğrayacağına ilişkin karar çıkarıldı; Göç İdaresi her şeyi ihalesiz yapacak, şimdi de TRT... Allah aşkına, atlı mı kovalıyor, neyi kaçırıyorsunuz? Bu milletin bir kuruşunun bile hesabının sorulması gerekirken, zaten bu kadar aymazlıklarla ayyuka çıkmış, milletimizin gönlünde bir arpalık olarak bilinen TRT'ye bir de ihale muafiyeti getirmek anlaşılır bir şey değildir; bu yasa teklifi asla bu hâliyle geçmemelidir.
Geçtiğimiz maddelerden biri neydi? Vergi denetmenlerinin görevden ayrıldıktan sonra üç yıl süreyle defter tutmaması. Ne dedik? Sizin bakanınız ayrılıyor, yabancı şirketin CEO'su oluyor, bankalara yönetim kurulu üyesi oluyor, holdinglere danışman oluyor; bunlarla ilgili düzenleme yapmıyorsunuz ama bir alt düzeydeki vergi denetmeni emekli olursa, efendim, iş alırsa, devlet sırrı gidermiş. Millî Güvenlik Kurulu toplantısına katılmış, devletin mahrem bilgilerine sahip bir insanın devlet sırrını ifşa etme tehlikesini küçük bir tehlike göreceksiniz ama bir memurun vergiyle ilgili işlemlerini büyük göreceksiniz; bunu anlamak mümkün değil.
Ben şunu söylemek isterim ki burada saatlerce hepimiz konuşuyoruz, hepimiz milletimizin değişik kesimlerinin temsilcisi olarak buradayız; burada eğer bir şeyler söyleniyorsa bunun bir karşılığı olmalı. Onlarca kişi konuşuyor, bir virgülü değişmiyor bu yasa teklifinin. Allah için, öyleyse, bu milletin Meclisini böyle meşgul etmenin ne anlamı var?
Değerli milletvekilleri, yasa teklifinin içerisindeki önemli hususlardan biri de kanun hükmündeki kararnameler. Ne diyor mahkeme? Diyor ki: Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri 81 vilayetten seçilmiş gelmiş, yemin etmiş, halkın temsilcileridir. Bunlar kanun yaparlar. Başka bir kurum, bir bürokratın hazırladığı listeyi imzalayıp kanun olarak millete dayatamaz. Şimdi ne oldu? Anayasa Mahkemesinin bu kararı ortada ama şimdi KHK'ler, KHK imzalı değil, kanunlaştırılmış KHK aynı yasa olduğu gibi geliyor; el kaldır, indir, geri git. Zaten bugün Gazze'ye insani yardım koridoru açılmasına "hayır" dediniz ya, zaten bittiniz, zaten sizin hiçbir "evet"inizin de zerre kadar artık değeri yok. Bunu da başka bir tarafa düşüyoruz. Bugün tarihe not düşülecek bir gün, Gazze'ye insani yardım koridoru açılması talebini reddeden bir grup olarak zaten sizden milletin hayrına bir şey beklemek de herhâlde çok safdillik.
Değerli milletvekilleri, Uyuşmazlık Mahkemesinin Başkanını kim atayacakmış? Efendim, BTK Başkanının atanması ne olacakmış? Savunma Sanayiinin işlemleri, bunların hepsi yapay işler, bunlar kaplama sathi işler. Buradaki önemli işlerden biri şu: Kamuda yabancı personel istihdamının önünün açılması. Ya, Allah için bitti mi; bu milletin, 86 milyonun içerisinde 10 milyonlarca işsiz genç var, siz gidip dışarıdan eleman getireceksiniz. Ne için getireceksiniz? Ne iş yapacak bu gelen insanlar? Bu ülkede 86 milyon insanın bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yapamadığı hangi işi dışarıdan transfer, ithal getirttiğiniz adamlara yaptıracaksınız? Bunu da anlamak mümkün değil. Ne oluyormuş? İŞKUR'un ünvanı değişiyormuş; hay maşallah, hay maşallah. Burada, bu milletin bu Meclisinde görüşülen kanun maddesi İŞKUR'un Başkanının isminin değiştirilmesiymiş ve değerli milletvekilleri, burada net olarak şunu sormak temel görevimiz: Bu Meclis iki yılı tam olarak doldurdu, 14 Mayısın üzerinden tam iki yıl geçti; burada pek çok yasa, kanun görüşüldü, ne acı ki iktidar mensubu arkadaşların canhıraş mücadele edip çıkardıkları kanunlar içerisinde tek bir tane, Allah için tek bir tane "Biz bu milletin yararı için şu kanunu çıkardık." diyecekleri bir şey yok. Bütün her şeyi bürokrasi hazırlamış, paketlemiş, göndermiş; alelusul komisyonlarda görüşülmüş, Genel Kurula gelmiş; haydi kaldırın ellerinizi, indirin ellerinizi, bununla geçiyor. Ya, bari kendinize biraz saygınız olsun, madem yasa teklifi böyle geldi, hiç olmazsa şurada biz müzakere ettik; şu önerileri çok makul bulduk, evet, muhalefet milletvekilleri, siz böyle bir öneride bulundunuz, sizin konuşmalarınızdan şöyle bir husus zihnimize geldi, düzeltiyoruz deyip bir şey düzelmiyor yani robotlar, yapay zekâlar bundan daha iyi çalışıyor, yapay zekâ hiç olmazsa kendisine verilen komuta göre...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çalışkan, tamamlayın lütfen.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - ...itiraz etmesi gereken yerlerde itiraz ediyor ama buradaki iktidar mensubu arkadaşların şu kanunlardaki yaklaşımını samimiyetle söylüyorum ki bir yapay zekâ ürünü işte bile bulmak mümkün değil.
Onun için, sözlerimi toparlarken; bayrama girerken aziz milletimiz bizden acil müjdeler bekliyor. Pek çok, çok çok acil çıkarılması gereken yasalar var. 1,5 milyon öğrenci af bekliyor. Tıp fakültesi 5'inci sınıf öğrencisi bir şekilde okuldan atılmış, hukuk fakültesi öğrencisi atılmış; diş hekimliği öğrencisi, ilahiyat fakültesi, eğitim fakültesinden öğrenciler bekliyor. Yüksek lisansta, doktorada tez dönemi TİK'lerini geçmiş, son TİK'e takılırken azami süreye takılmış kalmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Yasa çıksa on beş gün içerisinde doktor unvanı alacak, yasa çıksa mezun olacak insanlar. Bunların gündeme getirilmesi gerekir. Bakın, bu öğrencilere gelecek affın bütçeye bir kuruş ek yükü yok. Aksine, bu insanlar yeniden hayata kazandırılacak. Bugün, özellikle de yargı paketi kapsamında, cezaevlerinde bekleyen on binlerce aile acil bir müjde bekliyor. KHK zulmüyle mazlum olmuş insanlar acil bir müjde bekliyor. Hiç olmazsa bunu şu bayram ayağına, bayram ikramiyesi olarak bu Meclisten geçirelim. Bu milletin de bu Meclisten beklentileri var. Tatile giderken, AK PARTİ Grubunun, biz bu millet için, halk için, çalışanlar için şu yasayı çıkardık diyecekleri bir yasa olsun.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)