GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:90
Tarih:21.05.2025

MEHMET AKALIN (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ben bu çorba, pardon, torba kanun üzerinde konuşmayacağım ama ülkemizin en önemli meselelerinden biri olan ancak yapay gündemlerden dolayı konuşamadığımız, görmezden geldiğiniz tarım ve gençlik üzerine konuşmak istiyorum. Tarım, çiftçilik yalnızca bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bu ülkenin bereketi ve geleceğidir ancak ne yazık ki son yıllarda izlenen yanlış tarım politikaları çiftçimizi desteklemekten çok köstekler hâle gelmiştir. Tarım politikalarındaki bu uygulamalar gençlerimizi de bu kutsal meslekten uzaklaştırmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Sayın Bakan "Destek ve hibelerle gençlerin tarımdan daha fazla yer almasını hedefliyoruz." dedi. Bu söze ben de sonuna kadar katılıyorum ve destekliyorum. Evet, gençlerimizin tarıma yönelmesi için destekler ve hibeler mutlaka sağlanmalıdır. Ancak, ironik olan, yirmi üç yıldır iktidarda olan bir Hükûmetin temsilcisinin tarımı bu hâle getiren politikaların sorumlusunun kim olduğunu hâlâ anlamamış olmasıdır. Sayın Bakan, yirmi üç yıldır iktidardasınız, Allah aşkına, gençleri tarıma kazandırmak şimdi mi aklınıza geldi? Gençlerimiz köylerden kentlere göç etti çünkü tarım artık onlara bir gelecek vadetmiyor. Çiftçimizin yaş ortalaması 60'a çıkmış durumda ve Trakya'da bu maalesef 61 yaş olmuş. Bunun en önemli nedenlerinden biri de köy okullarının kapatılmasıdır. Bugün gençlerin tarıma ilgi göstermemesine şaşıranlar bu tablonun mimarlarıdır. Yirmi üç yıldır çiftçiyi kaderine terk eden, üretimi ithalata mahkûm eden bir anlayış bugün kalkmış tarımı ve gençleri hatırlıyor. Maalesef, ağlanacak hâlimize güler olduk.

Değerli milletvekilleri, 2002 yılında 32.401 olan köy okulu sayısı bugün 10 binlere düşmüş, kapatılan köy okulu sayısı da 20 bini aşmıştır. Şimdi, diyorsunuz ki: "Gençleri destekle tarıma kazandıracağız." Siz önce mevcut çiftçimizin belini doğrultun ki gençlerin güvenini kazanasınız. Bakın, bugün mazot pahalı, gübre ateş pahası, yem fiyatları el yakıyor, tarımsal üretim ve hayvancılık artmıyor, tam tersine azalıyor. Çiftçi toprağını bırakıyor, şehre göç ediyor, köylerimizin arazileri de köye yabancı olan kişilerin eline geçiyor. Tarımda istikrar sağlamadan gençleri köyde tutmak, çölde tarla yetiştirmeye çalışmak kadar hayalci bir söylemdir.

Değerli milletvekilleri, 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesi açıkça diyor ki: "Tarıma ayrılan destek gayrisafi yurt içi hasılanın en az yüzde 1'i olmalıdır." Ancak bırakın bu orana ulaşmayı, yanına bile yaklaşamıyorsunuz; sonra da çıkıp tarıma verdiğiniz değerden, çiftçiye duyduğunuz saygıdan söz ediyorsunuz. Köyde yaşam cazip hâle gelmeden, kırsal kalkınma desteklenmeden, köy okulları açılmadan gençler tarıma dönmez. Gençlere umut verecek bir tarım politikası şarttır; planlı, bilinçli ve sürdürülebilir projeler gereklidir. Bu nedenle, öncelikle köy okullarını yeniden açın, yerinde eğitim sağlayın, tarımı modernize edin, tarım ve hayvancılığı Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesinde belirtildiği gibi destekleyin. Kısacası, tarım politikalarını milli güvenlik politikaları gibi önemseyin, çiftçinin toprağını terk edip şehre gitmek zorunda kalmayacağı bir düzen kurun diyor, Genel Kurulu ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)