| Konu: | Hatay ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 27.05.2025 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu, aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
Hatay ili dünyanın göz bebeği; tarih, turizm, kültür, gastronomi, sağlık, yayla, orman, deniz turizmiyle belki de dünyada ender rastlanan yerleşim yerlerinden biri. Hatay aynı anda dört mevsimin yaşandığı, her ilçesinin ayrı ürün deseninin bulunduğu bir il. Ne var ki Hatay 6 Şubat depremleriyle yıkıldı.
Hatay ilimiz turizm potansiyeli itibarıyla Muğla'dan, Antalya'dan çok daha ileri olmasına rağmen sürekli dışlandığı için turizm pastasından hiçbir şekilde pay almıyor.
Değerli milletvekilleri, deprem sonrası büyük çalışmalar yürütülüyor. 31 Mart seçimlerinde AK PARTİ Hatay'ı kazanınca yatırım yapmaya başladı, müteşekkiriz ancak şunu belirtelim ki; bir sığır bir teneke süt verir, sonra bir tekmeyle devirirmiş. Bugün bu işlerle beraber bunların sorgulanması gayet tabiidir. Hâlen şehirde bir imar planı yok. Aynı, yerinde dönüşüm konut rezerv alanı üzerinden yapılıyor, caddeler eskisinden daha dar; eskisi kadar olsa bile büyük sorun olduğu hâlde bugün caddeler eskisinden daha dar. Bir rezerv alanı problemimiz var, evlere şenlik. Nerenin, hangi gün, ne amaçla rezerv olacağı belli değil.
Daha önemli bir problem arz edeyim: Borçlanma sorunu. AFAD yeni bir yazı gönderdi, bütün cep telefonlarına mesaj göndererek dedi ki: "Deprem bölgesindeki hak sahibi bütün vatandaşlarımız hakları ölmesin diye filan tarihe kadar gelip imza verecekler." Mafya düzeni bundan daha insaflı. Mafya olsa boş senede imza attırmaz, kaç lira borçlandığınızı bilirsiniz ama bugünkü yönetim depremzede, hayatı gitmiş, serveti gitmiş, daha ev almamış, hiçbir şey almamış bir adama boş senede açık imza attırıyor. Rezerv alanında veya TOKİ konutlarında ev alan bir kimse kaç lira borçlandığını bilmiyor. Bunun herhâlde aklıselimle yürütülmesi mümkün değil.
Değerli milletvekilleri, Hatay tarih kenti dedik, bütün dinler için önem arz eden bir şehir, Habib-i Neccar Hazretlerinin metfun olduğu bir şehir, Anadolu'da Şanlıurfa ve Tarsus'tan sonra üçüncü mübarek şehir. Hatay'da sadece prestij açısından Kurtuluş Caddesi'ndeki konutları Kültür Bakanlığı yapıyor, kenar mahallelerde fakir fukara halkımıza ait olan evlere "Başınızın çaresine bakın, biz size proje desteği veririz." diyor; böyle de bir insafsızlıkla karşı karşıyayız.
Değerli milletvekilleri, Hatay'ın önemli sorunlarından biri deprem sonrası yaşam, nefes alma sorunu. Evet, inşaat yapılıyor; kamyonlar, taş ocakları, kumlar, bunlar olacak ama insan sağlığını yok etmeden faaliyetlerini sürdürmesi gerekir. Bugün, Hatay hava kirliliğiyle dünyanın en kirli şehirlerinden biri hâlinde. Geleceğimiz tehdit altında, bebeklerimiz, yaşlılarımız çok ciddi kalp, kanser hastalıkları riskiyle karşı karşıya. Yollar -kelimeler kifayetsiz- bütün şehir tırların, kamyonların işgali altında, pekâlâ alternatif, geçici güzergâhlar bulunarak bunlar çözülebilir ama tek dert, dava: "Biz şu kadar konut teslim ettik." diyorlar.
Bakın, ifade edeyim, Hatay'da 46 bin konut teslim edildiği söyleniyor ama konutlarda kaç kişinin oturduğu belli değil, sırf rekor denemesi "Biz şu kadar konut teslim ettik." diyebilmek için, alelacele depremzedeye boş kâğıt imzalatılıyor borç için, bir de teslim tutanağı imzalatılıyor "Ben bu evleri teslim aldım." diye. İmza at ama evin daha doğal gazı bağlanmamış, camı takılmamış, altyapı sorunu var. "Evi teslim aldım." diye imza attığı hâlde sekiz aydır bekleyen evler var, içine insan girmemiş. Onun için de depremde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çalışkan.
Buyurun.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, dert bin; bir tanesi de Yayladağı Sınır Kapısı. Hatay, eskiden Türkiye'nin Orta Doğu'ya açılan kapısı iken, ihracat merkezi iken Suriye'de başlayan iç savaş, ardından depremle birlikte bu özelliğini ciddi olarak kaybetmeyle karşı karşıya. Madem Suriye'de iş normale bindi, bakanlarımız, efendim, MİT Başkanı, herkes gidiyor; öyleyse, Suriye normalleşti kabul edip Türkiye ile Suriye arasındaki Reyhanlı Sınır Kapısı'nın ve Yayladağı Sınır Kapısı'nın sivil giriş çıkışlara, ticarete acilen açılması gerekir. Hatay'da normalleşme ancak böyle mümkün olur.
Bu arada, Hatay, yol garibi bir şehir olarak otobanının da çok acilen tamamlanması gerekiyor.
Toparlayarak tekrar diyorum ki: Mafya sizden daha insaflı; mafya, çete bile boş senede imza attırmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Başkanım...
BAŞKAN - Sayın Çalışkan, bundan sonra sadece bir dakika sözleri tamamlamak için ek süre vereceğim.
Buyurun, tamamlayın.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Dolayısıyla da depremzede halk her şeyini kaybetmiş, ne getirilirse ona imza atmak zorunda. Siz "O insanları gariban bulduk, istediğimizi yaptırıyoruz." diye, bir bakan getirip sonra "Zorla alkışlattık." diye iyi şey yapıyor değilsiniz. En acil yapılması gereken şey, iş yerlerine öncelik vermektir. Siz bina yapıyorsunuz ama o binalarda oturacak insanların çalışacak iş yerleri olmazsa oraya kimse gelmez.
Bugün Hatay'da demografik yapı tamamen değişti; önce, Suriyeli mültecilerle, şimdi Hatay'ın yerlisi başka illere çalışmaya gitti ve inşaat şirketleri sadece yandaşları aldığı için inşaat şirketleriyle beraber dışarıdan insanlar Hatay'a çalışmaya geliyor. Hatay'ın yerlisi, o topraklara binlerce yıldır sahip çıkan kahraman insanlar âdeta üvey evlat muamelesi görüyor.
Hatay'ı tekrar gündeminize taşıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)