Konu: | Azerbaycan'ın 28 Mayıs Bağımsızlık Günü'ne, 23'üncü Dönem BDP Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani'nin vefatına, 3 yaşındaki Ali Asaf Demir'e, bugünkü grup toplantılarına gelen askerî öğrencilerin ve kursiyer teğmenlerin annelerine ve infaz yasasına, Etik Haftası'na, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörüne ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 92 |
Tarih: | 28.05.2025 |
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Ben de sözlerime Azerbaycan'ın 28 Mayıs Bağımsızlık Günü'nü kutlayarak başlamak istiyorum. Kökleri derinlere uzanan kardeşliğimizin ilelebet sürmesini temenni ediyor, her koşulda ve her platformda bir ve beraber olduğumuz can Azerbaycan'ın bu gurur gününde bağımsızlık uğruna can veren tüm şehitleri de rahmet ve saygıyla anıyorum.
Bir başsağlığı dileğimi de 23'üncü Dönemde milletvekili sıralarında birlikte çalıştığımız, o dönem BDP Hakkâri Milletvekili olan Sayın Hamit Geylani için yapmak istiyorum ve DEM PARTİ Grubuna da taziye dileklerimi sunuyorum. Hamit Bey siyasetçi kimliğinden daha çok kuvvetli bir kültür insanıydı, kaybı şüphesiz sadece siyasi değil kültürel alanlarda da hissedilecek bir insandı; ailesine ve siyasi yoldaşlarına başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkanım, milletle ilgili yapılabilecek en kolay tanımlardan biri kederde ve sevinçte birlik olabilme hâlidir. Doğrusu, Türkiye uzunca bir süredir büyük gerilimler ve stres altında yaşadığı için istisnai bazı spor maçları dışında bu sevinçte birlik hâlini çok da fazla gösterememiş idik ancak geçtiğimiz hafta 3 yaşındaki Ali Asaf Demir'in yaklaşık iki yıl süren kanserle mücadele sürecinin, tedavi sürecinin sağlıkla tamamlanmasından sonra babası Samet Demir'in "Bizim çok fazla çevremiz yok ve havaya balon uçurmak istiyoruz." çağrısına özellikle Sancaktepe Belediyesinin ve bazı iş adamlarının olumlu cevap vermesiyle birlikte binlerce insan Belediyenin önünde Ali Asaf'la birlikte havaya balonu uçurdu. Biz de Ali Asaf Demir'in şahsında, tedavi gören bütün çocuklarımız için sağlık sıhhat, afiyet diliyoruz ve Ali Asaf'ın bu çağrısına, sosyal medyadan aldıkları bu çağrıya cevap veren, oraya katılan bütün İstanbullu hemşehrilerimizi de bu hatırşinas ve kadirşinaslıkları için tebrik ediyoruz efendim.
Sayın Başkanım, bugün grup toplantımıza askerî öğrenciler ve kursiyer teğmenlerin anneleri geldi. Anneler Günü'nde de ifade etmiştim; şüphesiz hepimiz belli konular için üzülebiliriz, acı çekebiliriz ama hiçbir his annelerin duyduğu acıyla, üzüntüyle karşılaştırılamaz. Tamamen masum bir şekilde, darbe girişiminden habersiz bir şekilde, rutin bir eğitim kampında bulunmaktayken üstlerinin emriyle bir otobüsle belli bir bölgeye götürülmüş, iletişim araçları ellerinden alınmış, herhangi bir mekânsal işgal veyahut da vatandaşa silah doğrultma eyleminin tarafı olmamış askerî öğrenciler sekiz yıldan fazladır tutuklu. Her ne kadar Yargıtay, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Sultanbeyli dosyasında bu bahsettiğimiz gerekçelerle beraat kararı vermiş ise de hâlâ 150'ye yakın askerî öğrenci cezaevinde. Buradan siyasi iktidara sesleniyoruz: Devlet kin ve intikam duygusuyla yönetilmez, insanlara temel ilkelerle yaklaşılır.
Kıymetli AK PARTİ'li arkadaşlarımız, sevgili MHP'li dostlarımız; mesela, bir infaz yasası hazırlanırken "Acaba bu infaz yasasından FETÖ'cüler de faydalanır mı?" diye bir soru sorulmaz. Eğer o infaz yasasıyla yapılacak iyileştirme hukuk, ahlak ve adalet açısından doğruysa yapılır ve "Bir gün adalet yerini bulsun, isterse dünya yıkılsın." denilir. Biz bakıyoruz ki dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir şekilde neredeyse 1,5 milyon soruşturma dosyasıyla yürütülen FETÖ dosyalarında insanların haksız yere altı yıl, sekiz yıl cezaevinde yattığı yetmiyormuş gibi bugün ceza sistemimizin en önemli sorunlarından biri olan infaz sistemiyle ilgili bir iyileştirmede dâhi burada bir duvara çarpılıyor. Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç'a, AK PARTİ Grup Başkanımız Sayın Abdullah Güler'e sesleniyoruz: Bir işin doğrusu neyse yapınız. Birçok konuda, bize göre yanlış olan kendi doğrularınızda bir istikrar gösterdiniz; bu hususta, özellikle İnfaz Yasası'yla ilgili düzenlemede "Aman bundan FETÖ'cüler faydalanır, aman bununla FETÖ'cüler de dışarı çıkar." diye tereddüt etmeyiniz. Bizzat darbeye karışmış, FETÖ'nün yönetiminde bulunmuş herkesle ilgili en sert hukuki tedbirler alınmıştır, alınmaya devam edilsin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Ekmen.
Buyurun.
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sabah gazetesinin attığı manşetlerle âdeta önden haber verilerek, Sayın Cumhurbaşkanının ifadesiyle "ihanet ve ticaret şebekeleri" ülkeyi terk etti ama en alt tabakada kabul edilen, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından "ibadet tabakası" olarak ifade edilen insanlar bugün sadece bir bankaya para yatırmak, sadece bir dershaneye öğrenci göndermekle büyük bedeller ödüyorlar; KHK'liler de aynı şekilde bu zulmün bir mağduru ve bir parçası. Mademki cumhuriyetin 2'nci yüzyılında, özellikle terörsüz Türkiye hedefiyle çok ciddi reformlara, çok ciddi anayasal demokratikleşme paketlerine hazırlık yapılıyor, lütfen burada kin ve öfkeyi bir kenara bırakalım. Sayın Cumhurbaşkanı, ahir ömründe 28 Şubatın sanıklarını özel yetkisini kullanarak affetmiş idi. İnsanların affınıza mazhar olması için -mademki adalet duygusunu kaybettiniz zaten- ölüm yatağına girmesine gerek yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkanım, bu hafta Etik Haftası; "etik" deyince Anadolu insanına böyle garip bir şey gibi geliyor, ahlak yani. Ahlakla ilgili olarak bireysel, siyaset alanında ve toplumda ne kadar ahlaka ihtiyaç duyduğumuz ortada. AK PARTİ de 2004 yılından itibaren Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Kamu Etik Yasası'yla önemli işler yaptı ve en son 2008 yılında, her mayıs ayının son haftasını Etik Haftası olarak kutluyor, Ahlak Haftası olarak kutluyor; kutlamaya icabet eden kurumlar var, bunu pas geçen yerler var. Ancak ben merak ediyorum; hastaneleri olan bir Sağlık Bakanı, otelleri olan bir Turizm Bakanı, zincir marketlerin yönetiminden gelen bir Tarım Bakanı ne kadar bu ahlak ve etik yasalarına uygun olarak devleti yönetebilir, kurumlarını yönetebilir? Kendi bakanlığına mal satan bakanlar en azından kamuoyu önünde ahlaken mahkûm edilmediği müddetçe görevde olan bakanları bu etik yasalarına, ahlak kurallarına ne kadar davet edebiliriz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın artık.
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Son olarak, Çankırı'da -Grup Başkan Vekilimiz Sayın Akbaşoğlu keşke burada olsaydı- bir rektör tam beş yıl boyunca her ay 1 milyon 200 bin lirayı bir şekilde yolunu bularak kendi hesabına yasal ama ahlaksız bir şekilde geçirdiği için görevden alındı. Sayın Başkanım, bir rektör her ay 1 milyon 200 bin lirayı hesabına geçirdiği için görevden alındığında ne yapar? Biraz insanlıktan ve ahlaktan nasibi varsa gece yarısı o şehri terk eder ama öyle olmadı. Vali Bey, bu rektörün onuruna bir yemek verdi ve bu ahlaksızlığı yaptığı için ona bir de plaket verdi. Utanıyoruz, utanıyoruz; utanıyoruz efendim!