| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 28.05.2025 |
GEORGE ASLAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; DEM PARTİ adına 1'inci madde üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, bugün hayatını kaybeden aydın, yazar ve 23'üncü Dönem Hakkâri Milletvekili Sayın Hamit Geylani'ye Allah'tan rahmet, tüm sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, 1'inci maddeyle, Diyanet İşleri Başkanlığına dinî içerikleri denetleme, mealleri gözden geçirme ve gerektiğinde bu içeriklerin yayımını durdurma gibi yetkiler verilmektedir. Aynı zamanda, dijital platformlardaki yayınlara erişimi engelleme konusunda da Diyanete doğrudan yetki tanınmaktadır. Kısacası, devletin din üzerinde var olan kontrolünü daha da artıran ve bu alandaki müdahalesini daha da derinleştiren, Anayasa’nın 2'nci maddesinde yer alan laiklik ilkesine de aykırı olarak bir düzenleme getirilmektedir.
Laiklik, devletin tüm inançlara eşit mesafede durmasını ve herhangi bir dinî görüşü diğerlerine üstün tutmamasını gerektirir. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığının yetkilerinin artırılması devletin Sünni İslam anlayışını merkeze alan bir politikada ısrar edeceği anlamına gelmektedir. Bu da farklı din, mezhep ve inanç gruplarının dışlanmasına, kamusal hizmetlerden eşit biçimde yararlanmamasına ve inanç özgürlüğünün sadece belirli bir kesim için geçerli hâle gelmesine yol açmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de temel hak ve özgürlüklerin ihlali denildiğinde akla gelen ilk alanlardan biri ne yazık ki din ve inanç özgürlüğü alanıdır, bu sorunun merkezinde Diyanet İşleri Başkanlığı yer almaktadır. Diyanet kurumu yalnızca Sünni İslam anlayışına hizmet eden ve başta Aleviler, Hristiyanlar, Ezidiler olmak üzere diğer tüm farklı inançlara karşı sessiz kalan ya da dışlayıcı bir pratik içerisinde olan bir kurumdur. Cumhuriyet tarihi boyunca Alevi toplumu bu dışlayıcı politikanın en büyük mağdurlarından biri olmuştur. Türkiye'de Aleviler nüfusun önemli bir bölümünü oluşturmasına rağmen Diyanet nezdinde yok sayılmaktadır. Cemevleri ibadethane olarak tanınmamakta, Alevi inancı resmî din hizmetleri kapsamına alınmamaktadır. Milyarlarca liralık devlet bütçesiyle finanse edilen Diyanet Alevilere hiçbir şekilde hizmet sunmamış, aksine Alevilerin kendi inançlarını yaşama hakkına da dolaylı biçimde müdahale etmiştir. Zorunlu din derslerinde Alevi inancı ya tamamen yok sayılmış ya da çarpıtılarak sunulmuştur. Diyanet mali kaynaklarını yalnızca camiler, imamlar ve diğer dinî hizmetler için kullanmaktadır; Aleviler ise kendi ibadethanelerini, din görevlilerini kendi olanaklarıyla karşılamak zorunda bırakılmaktadır. Benzer şekilde, Türkiye'de yaşayan Hristiyan halklar yani Ermeni, Rum ve Süryaniler de Aleviler gibi ayrımcı uygulamalara maruz kalmaktadır. Özellikle dinî eğitim hakkı, ibadet yeri açma gibi haklar engellenmektedir. Mevcut kiliselerin onarımı ve restorasyonu bürokratik engellere takılmış, birçok kilisenin mülkiyeti de ellerinden alınmıştır. Anayasa'ya göre "Din ve inanç farkı gözetilmeksizin tüm yurttaşlar eşittir." deniliyor ancak Diyanete bağlı imam, müftü ve diğer din görevlilerine maaş verilirken Hristiyan din adamları, Alevi dedeleri ve Ezidi mirleri bu haktan yararlanamıyor. Oysaki Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesine aktarılan bütçede Alevilerin de Hristiyanların da Ezidilerin de ve diğer inanç gruplarının da payı var. Diğer bir konu da Diyanetin ötekileştirici dilidir. Diyanetin bazı hutbe ve yayınlarında Hristiyanlığa ve Hristiyanlara dair kullanılan dil dışlayıcı hatta zaman zaman düşmanlaştırıcı ifadeler içermektedir. Kimi zaman Alevilere yönelik de benzer bir dil kullanılmaktadır, bu dilin de terk edilmesi gerekir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut yapısı ve uygulamaları Türkiye'nin çok kültürlü, çok inançlı ve çok kimlikli yapısına uygun değildir, bu da hem dinî özgürlüklere hem de toplumsal eşitliğe ve barışa da zarar vermektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen, buyurun.
GEORGE ASLAN (Devamla) - Bu nedenle, Diyanet kurumunca, tek bir din veya inancın değil, tüm inanç gruplarının talepleri dikkate alınarak çalışmaların yürütülmesi gerekmektedir diyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)