Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 93 |
Tarih: | 29.05.2025 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, aziz milletimiz; bugün bayram arifesinde, bütün insanımızın bu Meclisten müjde beklediği bir günde atlı kovalarcasına bir yasa teklifi görüşüyoruz. Yasa teklifi Diyanet İşleri Başkanlığı, Atom Enerjisi Kurumu, Rekabet Kurumu, kültür ve tabiat varlıklarını koruma, maden, bor muafiyeti, elektrik piyasası ve kamu gözetimiyle ilgili. Bir torba ama iyi niyetten yoksun bir torba. Yasa teklifinin ilk 8 maddesi Diyanetle ilgili, dolayısıyla da "Bugün hangi konu konuşuluyor?" diye sorulduğunda direkt "Diyanet Yasası görüşülüyor..." Çünkü bu yasayı getirenler biliyor ki bu ülkede askeriye ve Diyanetle ilgili hizmetler kutsal kabul edilir, bütün insanımız buralara saygı duyar. Hedef göstermek üzere, âdeta "Diyanet paratoner vazifesi görsün, bütün hakaretler Diyanete gelsin." sonra da "Bunların hepsi din düşmanı." diyebilmek için âdeta yasa teklifinin girişine "Diyanet" konulmuş. Takip ettiniz, bütün hatipler Diyanetle ilgili olumsuzlukları gündeme getirdi. Yasa teklifinin içerisindeki, mesela, kültür ve tabiat varlıklarının vergiden muaf olması, Kamu İhale Kanunu'ndan muaf olması hiçbir şekilde görülmedi. Buradaki muafiyetler gündeme gelmedi çünkü Diyanet istismar edilerek ön plana getirildi.
Bunu ifade ettikten sonra şunu belirtmek isterim ki bir değişik düzene doğru gidiyoruz. Geçtiğimiz hafta Göç İdaresi Kamu İhale Kanunu'ndan muaf, ardından TRT Kamu İhale Kanunu'ndan muaf; şimdi kültür varlıkları muaf, Diyanet muaf. Ben eminim ki bu yasa teklifini hazırlayan Diyanet mensuplarının böyle bir talebi olmamıştır. Eğer olursa onlar da vebal altındadır çünkü bu milletin kuruşuna kadar her bir vergisine, alın terine sahip çıkmak herkesin görevidir. Peygamber'imizin karanlıkta hanımıyla birlikteyken "Kimse yanlış anlamasın, bu benim hanımım." diye uyardığı bir dönemde, elbette Diyanetin de kuşkuya zemin hazırlayacak İhale Kanunu'ndan, Sayıştay denetiminden muaf olmayı talep etmesi asla kabul edilemez; bu, vicdanları sızlatır, bu, bir kul hakkıdır. Elbette, herkesten önce de Diyanet kul hakkına sahip çıkar, çıkmalıdır.
Gönül isterdi ki Diyanet Yasası'nda Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerinin atanmasıyla ilgili bir hüküm varken alt derecedeki personelle ilgili de düzenleme yapılsın; mesela, bir emek istismarı, çağdaş kölelik olan fahri Kur'an kursu öğreticiliği ve vekil imamlarla ilgili düzenleme gelsin. Bir ay boyunca tam mesai çalıştır, beş gün, yedi gün sigorta yatır; asgari ücretin altında bir maaşla bir ay bir genci, bir hanımefendiyi çalıştır; bir kul hakkı, bir istismar, bu gündeme gelsin.
Yine, murakıpların durumu gündeme gelsin. Murakıplar, Diyanette müftüler hariç, bütün personeli denetleyen kurum; imamları, müezzinleri, kayyımları, şube müdürlerini denetler ama aldığı maaş şube müdüründen 10 bin lira daha az, aldığı maaş imamdan daha az. Bir kanunda -mantık açısından- denetleyen bir kimsenin gelir düzeyi denetlenenden daha azsa zaten orada herhangi bir adaletten, barıştan söz etmek mümkün değil. Yönetim denetimsiz olmaz. Murakıpların etkinliği açısından da bu mağduriyetlerinin mutlaka giderilmesi gerekir. Aslında, murakıplık din hizmetinden daha çok idari bir hizmettir. Ben burada, Komisyon burada iken hiç olmazsa Diyanetle ilgili konuda bir ek önerge verilerek bu konunun düzeltilmesini talep ettiğimi özellikle belirtmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
Buyurun.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, burada önemli bir başka husus da şu: Elbette din hizmetlerini yürütmekle yükümlü bir kurum olarak meallerin kontrolüyle ilgili bir düzenleme var, çok da tepki gösteriliyor. Aslında mantık itibarıyla doğru, bugün meyhaneden çıkan birisi "Ben Kur'an meali yazıyorum." dese bunu denetleyecek, engelleyecek kurum yok ama eğer burada mesele iktidara muhalif, aykırı fikri olan yazarları, hoca efendileri engellemekse o zaman da bu işi üstlenenler büyük bir vebal altındadır. Aynı şekilde, burada siz bir taraftan yayınları kontrol ederken sosyal medyada dinimizi sadece belden aşağı, aşağılık tavırlarla simgeleyen insanlara ilişkin herhangi bir tedbir almazsanız niyetiniz sorgulanır. Bidatlarla, hurafelerle, dinimizi temsil etmeyen...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Başkanım, son bir cümle daha selamlamayla ilgili.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Dolayısıyla burada fahri Kur'an kursu öğreticilerinin de vekil imamların da murakıpların da Diyanetteki boş kadroların da gündeme getirilmesi gerekir. Burada itibar suikastına uğrayan hoca efendilere sahip çıkılması gerektiği gibi bidatla, hurafeyle dinimizden insanları nefret ettirenlere karşı mücadele etmek de gerekir ama görülüyor ki burada bu din hizmetinden daha çok, iktidarın taleplerine yönelik bir düzenleme getirilmiş; muhalif aydınları susturalım, onun dışında istediğimizi yapalım deniliyor. Üfürükçü, bidatçılara yönelik de hiçbir tedbir alınmamış; en fazla da buna tedbir alınması gerekir.
Bu vesileyle tekrar ifade ediyorum ki bu yasa çok kadük bir yasadır, bu yasa Diyanete kötülük yasasıdır. Bu yasadaki eksiklikler düzeltilmeli, saygınlığı korunmalıdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)