| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 93 |
| Tarih: | 29.05.2025 |
MEHMET KARAMAN (Samsun) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; bugün Genel Kurulda görüşmekte olduğumuz kanun teklifi, maalesef yine istişare edilmemiş, 3 tali komisyondan da rapor alınmamış bir torba yasa pratiğiyle karşımıza çıkmaktadır. Muhalefetin düşüncesine önem vermiyorsunuz, anladık; zaten komisyonlarda çoğunluk sizde, bari kendi arkadaşlarınızı fikirlerine değer verin, çalışmalarına, rapor sunmalarına müsaade edin. Bakınız, 8-9 farklı kamu kurumunun birbirinden oldukça farklı mevzuat alanlarını ve idari işleri tek bir metin içerisine alarak hukuki öngörülebilirlik, şeffaflık ve parlamenter denetim ilkelerini ihlal ettiğiniz yetmiyormuş gibi nitelikli bir çalışma yapılmasına ve muhtemel hataların giderilmesine de engel oluyorsunuz.
Kıymetli milletvekilleri, kanun teklifinde yer alan ve 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun kapsamında burslu olarak yurt dışına gönderilen öğrencilerin özellikle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nezdinde görevlendirilmesini düzenleyen maddeye ayrıca değinmek istiyorum.
Kıymetli milletvekilleri, 1416 sayılı Kanun cumhuriyet tarihimizin ilim ve irfan hamlelerinin önemli yapı taşlarından biridir. Bu kanun sayesinde Türkiye yıllar boyunca yurt dışına yüksek lisans ve doktora öğrencileri göndermiş; Nurettin Topçu, Necip Fazıl Kısakürek, Adnan Kahveci, Sabahattin Ali, Cahit Arf gibi bilim insanları, mühendisler, fikir adamları, akademisyenler ve uzmanlar yetiştirmiştir. Ancak ne yazık ki son yıllarda bu bursiyerlerin planlı, nitelikli ve vizyoner bir yaklaşımla değerlendirilmediğine üzülerek şahit olmaktayız.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ülkemizin stratejik geleceğinde kilit bir role sahiptir. Enerji bağımsızlığı, yerli kaynakların etkin kullanımı, maden politikalarının çevreyle uyumlu ve hakkaniyetle yürütülmesi gibi hayati konularda insan kaynağının kalitesi belirleyicidir. Bu sebeple, 1416 sayılı Kanun bursiyerlerinin yalnızca teknik uzmanlıklarıyla değil, aynı zamanda milletimizin değerlerine bağlı, ahlaki sorumluluk taşıyan, yerli ve millî duruş sahibi bireyler olarak yetiştirilmesi de zaruridir. Bu açıdan bakıldığında söz konusu düzenlemenin belirli bir ihtiyacı karşılama yönünde makul bir adım olduğunu ifade etmek isterim. Ancak bu adım kendi başına yeterli değildir çünkü bu bursiyerlerin hem yurt dışında eğitimleri sırasında hem de yurt içine döndüklerinde karşılaştıkları idari zorluklar, kurumlar arası koordinasyon eksiklikleri ve liyakat dışı uygulamalar uzun vadeli verimliliklerini ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Millî görüş anlayışı bize şunu öğretmiştir: İlim imanla, kalkınma ahlakla, ilerleme adaletle olur. Biz sadece teknik donanımı yüksek bireyler değil aynı zamanda bu millete hizmet etmeyi bir ibadet olarak gören bir nesil arzuluyoruz. Dolayısıyla bu düzenlemeler yapılırken sadece mevzuata madde eklemekle yetinilmemeli, bursiyer sisteminin bütünüyle rehabilite edilmesi, planlanmasının liyakat ve şeffaflık ilkesi çerçevesinde yeniden ele alınması sağlanmalıdır.
Ayrıca, bu noktada dikkat çekmek istediğim bir diğer husus da kariyer uzmanları meselesidir. Bugün kamu kurumlarında görev yapan kariyer uzmanlarının büyük çoğunluğu görev tanımı ve çalışma şartları bakımından belirsizliklerle karşı karşıyadır. Uzun yıllar emek vererek KPSS ve yeterlilik sınavlarını başarıyla geçmiş, ihtisas yapmış bu insanlar ne yazık ki idari yapı içerisinde hak ettikleri değeri görememektedirler. Eğer gerçekten kamu yönetiminde verimlilikten, liyakatten, süreklilikten bahsediyorsak hem bursiyerler hem de kariyer uzmanlarıyla ilgili bütüncül bir personel politikası geliştirmek zorundayız. Aksi hâlde, her yeni düzenleme bir başka düzensizliğin zeminini hazırlamaya devam edecektir.
Değerli milletvekilleri, bizler Saadet Partisi olarak bu düzenlemenin bütünüyle karşısında değiliz; aksine, ihtiyaçları gözeten, yapıcı ve geliştirilmiş bir çerçevenin ortaya konulmasından yanayız. Ancak bu teklifin torba kanun içinde aceleyle getirilmiş olması söz konusu politikanın ciddiyetini zedelemektedir. Millî görüş geleneği "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturunu sadece bir slogan olarak değil bir yönetim ilkesi olarak görür. Bu milletin evlatları yurt dışında en iyi eğitimleri alırken aynı zamanda kendi kültürel kimliğini, manevi değerlerini ve tarihsel sorumluluğunu da unutmamalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
MEHMET KARAMAN (Devamla) - Bu bağlamda, bursiyerlerin eğitimi süresince manevi rehberlik ve kültürel donanım kazanacağı özel bir müfredatın da devreye alınması gerektiğini ifade ediyorum.
Kıymetli milletvekilleri, sonuç olarak bizler bu kanun teklifini eksikliklerine ve yöntemsel hatalarına rağmen Türkiye'nin stratejik insan kaynağını geliştirme yönünde atılmış olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz ancak 1416 sayılı Kanun kapsamındaki sistemin hem de kariyer uzmanlığı gibi yapısal sorunların kalıcı şekilde çözüme kavuşturulmasını da talep ediyoruz.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)