GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:93
Tarih:29.05.2025

SİNAN ÇİFTYÜREK (Van) - Sayın Başkan, sayın vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Başta, eğer Filistin meselesinde İsrail kınanacaksa kısa bir süre önce Netanyahu'nun "Gazze'yi alıp Trump'a hediye edeceğim." meselesi kınanmalıdır. Şiddetle kınıyorum bunu.

İkincisi, konuşmama ilişkin özellikle iki mesajı Genel Kurula taşımak istiyorum. Biz sahada çalışırken, üreticilerin sorunlarını dinlerken Malatya'da kalabalık bir parkta bir vatandaş yüksek bir sesle "Ben AK PARTİ'ye oy veren bir vatandaşım. Eğer kalıcı barış gelirse, eğer demokrasi kökleşirse, gençlerimiz ölmezse, silahlar susarsa ben ikinci gün giderim DEM PARTİ'ye üye olurum, ben de Kürt'üm." dedi.

İkinci mesaj, Malatya, Adıyaman, Maraş, Dersim, Muş'ta yine üreticilerle konuşurken -DEM PARTİ'nin tabanından gelen bir mesajdır- dediler ki: "Evet, çok ağır sorunlarımız var bizim. Ya, biz üretiyoruz ama zaten maliyetinin altında satıyoruz dolayısıyla üretimin bir anlamı kalmadı fakat bununla birlikte aklımız, yüreğimiz, beynimiz Mecliste. Bu barış süreci ne olacak, Kürt meselesi kalıcı olarak Mecliste ele alınıp çözümlenecek mi?"

Şimdi, iki ana konuya değinip Türkiye'nin tehdit algısının ana kaynağı üzerine birkaç şey söylemek istiyorum. Birincisi, malum, 11 Eylül 2001'de El Kaide'nin İkiz Kuleler'e saldırısıdır. İkincisi, 7 Ekim 2023'te İzzeddin El Kassam Tugayları'nın İsrail'e saldırısıdır. Benim kanaatim şudur: Birincisinde CIA yol verdi, ikincisinde Mossad yol verdi. Eğer CIA yol vermeseydi ikinci gün Afganistan işgal edilmezdi, biliniyor. Eğer Mossad yol vermeseydi ikinci gün Netanyahu demezdi ki "Bu bizim 11 Eylülümüzdür." Yani Güney Kafkasya'dan Mısır'a kadar son üç yıldan beri süren savaş iklimi oluşmazdı. Devlet tam da bu iki ana eksende -biri kıtasal savaş iklimi yarattı, diğeri bölgesel savaş iklimi yarattı- bu iklimde üç nokta üzerinden -biri esas Kürt meselesi olmak üzere- tehdit algıladı. Biri Kürt meselesi. Tam da bu iklimde, bu ucu açık savaşın nereye gideceği belli değil.

İkincisi, Türkiye malum enerji nakil hatlarının merkezinde. Dolayısıyla bu savaşın enerji nakil hatlarını nasıl etkileyeceğine dair kaygı duyuyor. Üçüncüsü ise, malum, doğuyu batıya bağlayacak olan bu ticari koridorlara ilişkin duyulan kaygıdır, ona alternatif üretildi. Bu üç noktadan hareketle önce Sayın Bahçeli bir çağrıda bulundu, dedi ki: "Bizim içeride ve dışarıda birliğimizi güçlendirmemiz lazım, kardeşliğimizi güçlendirmemiz lazım." Somut bir çağrı yaptı, dedi ki: "Silahlar sussun." Bunun üzerine Sayın Öcalan bir çağrı yaptı, bir tutum aldı, partisine çağrıda bulundu, dedi ki: "Artık silahlar bırakılmalı." PKK da kongresini toplayarak silahlara ilişkin bir tutum aldı ve silahları bıraktığını, PKK'yı feshettiğine dair de bir açıklama yaptı. Arkasından Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bir açıklama yaptı "Bu, devletin denetiminde süren bir süreçtir." dedi. DEM PARTİ de zaten başından beri aynı tutumu söylüyor, diyor ki: "Bu mesele bir an evvel Meclise gelmeli, enine boyuna Mecliste ele alınmalı." Aynı şeyi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özel de defalarca tekrarladı "Kürt meselesi vardır, bu mesele Meclise gelmelidir, çözüm yeri Meclistir." dedi. Bunun üzerine Sayın Bahçeli yakın vadede bir açıklama daha yaptı, bir komisyon önerdi "Bu komisyon Mecliste bulunan bütün partilerin temsilcilerinden oluşmalı." dedi. Sayın Numan Kurtulmuş da dün zaten buna somut içerik kazandırdı, dedi ki: "Bu komisyon -bir an evvel- bütün partilerin temsilcilerinden oluşmalı ve bu sürece de öncülük etmelidir." Nedir bu süreç sayın vekiller? Sayın Başkan, bu süreç doğrudan doğruya merkezinde Kürt meselesinin bulunduğu bir meseledir. Dolayısıyla, başından beri bizim çağrımız şudur: "Bu mesele, bu süreç Meclise gelmeli, tartışılmalı, adı konulmalı. Mir Bedirhan'dan bu yana, yüz yetmiş yıldır hatta iki yüz yıldır devam eden bu sorun nedir? Meclis bunun adını koymalı "Kürt meselesi", "kürdistan", "kürdistan meselesi" nedir, ne değildir, Meclis buna ilişkin bir tutum almalıdır. Kamuoyunun Kürt mahallesinde, Anadolu mahallesinde beklentisi budur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

Buyurun.

SİNAN ÇİFTYÜREK (Devamla) - Eğer devlet güvenliği esas almak istiyorsa, eğer kalıcı barışı istiyorsa, hedefliyorsa, eğer Kürt ve Türk kardeşliğinin, bin yıllık kardeşliğin kalıcılığı esas olmak üzere bütün halkların ve inançların birliğini kalıcılaştırmak istiyorsa Kürt meselesinin çözümüne odaklanmalı. Bizim Meclise çağrımız şudur: Bir an evvel bu mesele Mecliste enine boyuna ele alınmalı, çözüme odaklanmalı ve bunun adı konulmalı. Buna ilişkin kamuoyunun beklentisi, Kürt halkının beklentisi... Kürt halkı savaştan bıktı, kimse bunun lafını etmedi. Hiç kimse artık gençlerin ölmesini istemiyor, kalıcı barış istiyor. Bunun için de bu meselenin adı konularak buna hukuki ve anayasal bir çerçeve oluşturulmalı. Kürtler bir millettir, onların anayasal varlığı öncelikle hukuksal çerçevede güvenceye alınmalı. Beklentimiz budur, çağrımız budur. Buna ilişkin olarak esasında söylenecek olan her şey de söylendi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİNAN ÇİFTYÜREK (Devamla) - Dileriz yakın vadede bu -Sayın Başkanın söylediği gibi- Genel Kurula gelir, Genel Kurulda bunun adı konur ve çözümlenir.

Sağ olun. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)