GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:03.06.2025

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 213 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerine söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, bugün yeniden Meclis Başkanlığına seçilen Sayın Numan Kurtulmuş'u kınayarak sözlerime başlamak istiyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Meclis Başkanı anayasal olarak ve İç Tüzük'e göre tarafsız olmak zorundadır sayın milletvekilleri. Meclis Başkanı iktidarın siyasi söylemleriyle örtüşen açıklamalar yapamaz. Evet, terörsüz Türkiye aldatmacasıyla, teröristlerle kurulan masayı tüm siyasi partiler adına olumlayamaz. Hele ki İYİ Parti Grubunun tutumu ortadayken böyle bir şey yapma hakkına sahip olamaz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ha, biz bu oyunları çok gördük sayın milletvekilleri, bu oyunlara gelmeyiz. Ha, alınan oya baktığımızda; Sayın Numan Kurtulmuş'a verilen, AK PARTİ, MHP ve DEM oylarıyla alınan oylara baktığımızda aritmetik bize gösteriyor ki anlaşmalar, centilmenlik anlaşmaları yerli yerinde devam ediyor. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Yani biz bu durumu milletimizin, aziz Türk milletinin takdirine sunuyoruz çünkü bu millet artık gerçekleri görüyor. Dejavu yaşıyoruz sayın milletvekilleri, geçen dönemki açılım saçılım süreçlerinin nelere mal olduğunu biliyoruz. "Analar ağlamasın." diye başlayan sloganlar ile bugün de "terörsüz Türkiye" adı altında hamaset dolu sloganlar atan sayın milletvekillerini buradan kınıyorum. Kim istemez terörsüz Türkiye'yi? Yapılmak istenenin ne olduğunu hepimizin çok iyi algılaması gerektiğini ifade etmek için söz aldım.

Evet, bugün 3'üncü maddeyle Noterlik Kanunu'nda yapılan değişikliğin "hukuk devleti" ilkesine açıkça aykırı olduğunu ifade ediyorum; gerekçesi belirsizliktir, keyfiyettir, ölçüsüzlüktür. Anayasa Mahkemesi bu maddeye benzer düzenlemeleri daha önce iptal etti çünkü tanımlar muğlak, cezalar keyfî ve yorumlara açık. Tekrar ediyorum: Nitelik ve ağırlığı itibarıyla benzer eylem nedir, kim tanımlayacak, kim karar verecek?

Evet, bu teklifin adı "yargı paketi" ama içeriği hukuk değil sayın milletvekilleri, keyfiyet. Adalet Bakanı "reform" diyor ama getirdikleri reform falan değil. Yargı bağımsızlığına dair bir tek düzenleme yok bu yargı paketinde çünkü dert hukuk değil, kontrol. Basın özgürlüğü, savunma hakkı rafa kalkmış; mahkeme değil idare karar veriyor.

Kadına karşı şiddete ceza artırımı göstermelik. İstanbul Sözleşmesi yoksa bu iş çözülemez. "Cezasızlık algısı" dediğiniz nedir sayın milletvekilleri? Sorunu infaz süresi mi sanıyorsunuz? Oysa sorun uygulamada. Covid mağdurlarına düzenleme yok, biraz önce birçok hatip bahsetti durumdan. Evet, oysa söz verildi. Nerede adalet? Bu teklif, halkın adalet beklentisine sırt çevirmiştir.

Yasama, yürütmenin memuru değildir sayın milletvekilleri. Cezaevleri dolup taşıyor, Türkiye bugün Avrupa'nın en çok tutuklu ve hükümlü barındıran ülkesi; 410 binleri aşmış. Bu bir başarı değil, bu bir iflastır sayın milletvekilleri; sosyal politikaların iflası, gençliğin yitirilmesi, önleyici devlet refleksinin ortadan kalkmasıdır. Cezaevleri dolarken sokaklar neden hâlâ bu kadar tehlikeli, bunu sorgulamalısınız sayın milletvekilleri. Demek ki cezalandırmakla değil, önlemekle ilgili bir sorunumuz var ve şundan emin olun ki bugün Türkiye'de en çok gasbedilen şey adalettir diyor, Genel Kurulu, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)