| Konu: | Vefat eden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e, Gaziosmanpaşa Belediyesinde dün yapılan seçime, Ümit Özdağ’ın dünkü duruşmasına, Ekrem İmamoğlu’nun dünkü duruşmasının yerinin değiştirilmesine, Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu'na yakalama kararı çıkarılmasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 12.06.2025 |
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; salı günü, kimine göre bir kardeşi, kimine göre bir evladı, kimine göre bir arkadaşı ama Manisa'nın geneline göre Ferdi babayı, Ferdi Zeyrek'i; partimizin, Manisa'nın, ülkenin önemli bir değerini son yolculuğuna uğurladık. On binlerce Manisalı alanı doldurdu, sokaklar doldu taştı. Herkes şunu düşündü, tanıyan tanımayan: "Bir siyasetçi nasıl bu kadar sevilir?" Ferdi Zeyrek'i Ferdi Zeyrek yapan en önemli özelliği, göreve geldiğinde belediyenin kapılarını ortadan kaldırmasıydı, giriş kartlarını yırtıp atmasıydı, halkla arasındaki mesafeyi bertaraf etmesiydi, sokağı kullanmasıydı; yeri çok zor doldurulacak bir siyasetçi, çok genç yaşta kaybettik. Arkadaşı olarak benim, grubumuzun, onu tanıyanların yüreği, kalbi acıyor çünkü hayat doluydu ve bizlere karşı olan samimiyetinin çok fazlasını Manisa'da yoksul halka, annelere, babalara, evlere ulaştırabiliyordu. Ferdi Başkanı çok özleyeceğiz; Manisa çok özleyecek, ülke çok özleyecek.
Ben olayın gerçekleştiği ilk andan bugüne kadar bizleri arayan tüm milletvekillerine, parti liderlerine, Bakanlara, sizlere çok teşekkür ediyorum. Celal Bayar Üniversitesi hastane çalışanlarına, doktorlarına, hekimlerine çok teşekkür ediyorum. Zor dönemde bizleri yalnız bırakmadınız. Tekrar ülkemizin, Manisa'nın başı sağ olsun; kalplerimizde yaşayacak diyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, burada, tarih 14 Temmuz 1996 Pazar günü, Cumhurbaşkanı Erdoğan Milliyet gazetesine bir röportaj veriyor, diyor ki: "Demokrasi bizim için bir araçtır." Ve uzun uzun aslında bu konuşuluyor. Otuz yıl sonra bugün yaşadıklarımıza baktığımız zaman maalesef ki o röportaj gerçek çıkıyor.
Bakın, dün Gaziosmanpaşa'da bir seçim yaşandı. Sanki kırk yıl sonra bir partinin ilk kez sandıkta Gaziosmanpaşa'yı kazanması gibi sevinç gösterilerine tanık olduk. İlçe Başkanı -Belediye Başkan Vekili seçilen- Cumhurbaşkanını telefonla arayıp sesli bir şekilde "Gaziosmanpaşa'yı kazandık." dedi, 50 kişi ayakta, telefonla konuşurken yakasını ilikledi. Ya, Allah aşkına, soruyorum: Bu, böyle bir dönemde, bu ülkeye yakışıyor mu? Bakın, Cumhurbaşkanı Erdoğan 2014'te "En büyük hırsızlık millî irade hırsızlığıdır." diyor. Ne acıdır ki hesabında 300 bin lira para çıkan, evi olmadığı için halasının evinde oturan tertemiz bir belediye başkanı tutuklandı; peki, yerine kim geldi? Bakın, bir sürü açıklaması var ama "Eray Karadeniz" denen kişi "tweet" atıyor "Haritada yerini gösteremeyeceğimiz ülkelere gidip okul açarak hizmet eden bir topluluğun -bu topluluk, topluluğun başındaki Fethullah Gülen, bunu herkes biliyor- Fenerbahçe'yi ele geçirmeye çalıştığına inanan insanlar var mı?" diyor. Şimdi, siz Gaziosmanpaşa Belediye Başkanını cezaevine attınız, yerine böyle bir adamı mı seçtiniz? Ya, soruyorum, Allah aşkına, AKP Grubuna soruyorum, milletvekillerine soruyorum: Vicdanen rahat mısınız? Fethullah Gülen'i öven, "tweet" atan, yargılanmayan bir kişi benim tertemiz Belediye Başkanımın yerine seçildi ve Cumhurbaşkanına müjde verdiler, "Kazandık." dediler. Neyi kazandın, neyi kazandın?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Mahir Bey.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Üzüldüğüm nokta, bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı, "Her yerde vesayeti kaldıracağız." diyen Cumhurbaşkanı tebrik etti, "Kapat telefonu, utanmıyor musun, beni arıyorsun." diyemedi. İşte, vesayet budur. "Vesayet" diye diye gelenler bu ülkenin en büyük vesayetçisi oldu.
Değerli milletvekilleri, bakın, dün bir duruşma daha vardı, Ümit Özdağ'ın duruşması. Ümit Özdağ'ın yargılandığı suçların alt sınırı bir yıl yani hukukçu olmayanların anlayacağı dille konuşursak yatarı yok, tutukluluk hâlinin devamına karar verildi. Ya, ben anlamıyorum, iktidar yargıya talimat vererek bu ülkedeki muhalifleri esir mi aldı? Ya, ne hakla, ne hakla tutukluluğun devamı yönünde bir karar veriliyor? Ve "darbe" dediğimiz zaman, "vesayet" dediğimiz zaman birileri üzülüyor ama bu ülkede fiilî bir darbe durumu vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Selahattin Demirtaş, bir önceki Cumhurbaşkanı adayı, cezaevinde; muhtemel Cumhurbaşkanı adaylarından birisi Ümit Özdağ, aylardır yatarı olmayan bir cezadan tutuluyor; milyonlarca insanın oyuyla aday gösterilen Ekrem İmamoğlu, cezaevinde; fiilî bir darbedir bu. Demek ki Cumhurbaşkanı doğru söylemiş: "Demokrasi bizim için bir araçtır." Bindiği demokrasi tramvayından inmiş, olacak şey mi?
Yine, dün bir rezalet daha: Sayın Ekrem İmamoğlu'nun Çağlayan'da duruşması var. Gruba mesaj attık, hukukçu milletvekillerimiz gidecek. Herkes Çağlayan'a yakın bir yerde, otelde kalıyor, basın öyle biliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bir haber geliyor: "Davayı Silivri'ye aldık." Yahu, ne hakla? Neden? Böyle bir şey olabilir mi efendim? Bir ilçeden bir ilçeye alıyorsun, arası 50 kilometre; bunu yirmi dört saat önce Türkiye'ye duyuruyorsun. Türkiye'de mahkemeler, bazı hâkim ve savcılar, AK PARTİ'nin il, ilçe başkanı, örgütü gibi davranıyor. Bunu birisi gelsin açıklasın. Ben utanç duyuyorum hukukçu olarak. Bakın, dün yaşananlar Türkiye'nin tarihine kara bir leke olarak geçecek. Tam da darbe budur işte, Gaziosmanpaşa'da yaşananlar, Ümit Özdağ'a yapılanlar; mahkemenin yerini, saatini, ilçesini değiştirenler; darbe budur. Vesayet, Gaziosmanpaşa'da yaşananlardır; at cezaevine, yerine birini seç "Kazandık." diye dans et ve Cumhurbaşkanına ara.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son.
BAŞKAN - Son bir dakikayı vereyim.
Buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Şimdi, Sayın Başkanım, bakın, yine bir rezalet: Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu'na yakalama kararı çıkmış. Kimin beyanına göre? On beş gün önce etkin pişmanlıktan yararlanan suç örgütü lideri Aziz İhsan Aktaş'ın beyanına göre. Şu Mecliste de bu adam ihale almış, Yargıtayda da almış, Isparta Belediyesinde de almış ama onun beyanıyla yirmi bir yıllık bir kanalın sahibine yakalama kararı geliyor. Peki, baktık dosyaya, soruşturma tarihi 30 Ekim 2024. Bakın, "Akın Gürlek" denen o adam, bu ülkedeki siyasetçilere, gazetecilere, kanal sahiplerine, geldiği gün bir soruşturma numarası vermiş; ondan sonra, onun altını doldurmak adına insanları tutuklayıp, etkin pişmanlıktan yararlandırıp iftira atmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son cümlem.
BAŞKAN - Dokuzuncu dakika doldu, diğerlerine süre vermedim Mahir Bey.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - On dakika verdiniz Selçuk Bey'e Başkanım.
Son cümlem.
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Şimdi soruyorum: Allah aşkına, 30 Ekimde Cafer Mahiroğlu'nun soruşturması vardı da neden dosyayı bugün açtınız? Niye Aziz İhsan Aktaş'ın ifadesini beklediniz? Hatta son bir şey daha söyleyeyim: Aziz İhsan Aktaş "Cafer Mahiroğlu'nun, Halk TV sahibinin ihaleyi almış olabildiğini düşünüyorum." diyor. Dediği ihaleyi de kendisi almış. Yani ülke hukuki anlamda, adalet anlamında tam bir rezaleti yaşıyor. Ben ülkeme bunu yakıştıramıyorum. Eminim AK PARTİ milletvekilleri de aynaya baktığında bu durumu kendisine ifade edemiyordur.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)