| Konu: | SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN VE ANAYASANIN 89 UNCU VE 104 ÜNCÜ MADDELERİ GEREĞİNCE CUMHURBAŞKANINCA BİR DAHA GÖRÜŞÜLMEK ÜZERE GERİ GÖNDERME TEZKERESİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 09.12.2011 |
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Sporda Şiddetin Önlenmesi Yasası'na ilk şiddeti bulaştırdık. Hayırlı uğurlu olsun. (AK PARTİ sıralarından "Siz bulaştırdınız." sesleri)
Müsaade edin, müsaade edin. Bir yere giden biri yok, biz konuşuruz, siz konuşursunuz, yeter ki bu gerginliklere mahal verilmesin. Sayın Meclis Başkanı? (AK PARTİ sıralarından "Yapma ya!" sesi)
Kardaş, ben biliyorum, sen de biliyorsun, sen bir dakika bir müsaade et.
Sayın Meclis Başkanı, bir yerden itibaren tutanakları okudu, doğrudur. Filmi bir tık daha başa sararsak hepimiz rahatlayacağız, bunlara da gerek kalmayacak, o da şu: Sayın Hasip Kaplan burada dedi ki: "Sayın Canikli'nin adı geçiyor." Ardından da şu cümleyi eklemedi mi arkadaş, hepiniz burada değil miydiniz? "Taşrada siyaset yapmanın böyle şeyleri vardır." dedi. İnsanların yani bu mevzulara adı bulaştırılır, adı geçer, telefon açar; hepimize geliyor bu tür talepler. Şimdi, Allah aşkına, arkasından bu açıklamayı yapınca bundan? Sayın Meclis Başkanından rica ediyorum ben, tutanakların o kısmını da, Sayın Hasip Kaplan'ın ne söylediği kısmını da bir açıklarsak bu mesele belki de vuzuha kavuşur, sarılırlar, bu işleri de olmamış sayarız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Müsaade edin, müsaade edin. Ben size tekrar söylüyorum, derse ki bir hatip: "Sırrı Önder'in adı geçiyor iddianamede." Ardından da derse ki: "Ya, İstanbul ikinci bölge böyle bir yerdir." Ben şahsen bundan şahsıma herhangi bir incinme, bir itham, bir suizan şey etmem yani kendime böyle bir?
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Siyasetçilerin isimleri geçiyor, emniyetçilerin isimleri geçiyor.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Müsaade edin.
Şimdi, arkadaşlar, yani mesela Sayın Canikli, ben ferasetine de, vicdanına da, sağduyusuna da güveniyorum. Yani gecenin bu saatinde inanmadığınız şeyleri savunmak zorunda kalmak, yarın sabah tekrar 11.00'de?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bırak neyi savunduğunu, bırak ya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bırakın bunları.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Ajitasyon yapma ya.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Yahu niye bırakalım ağabey, niye bırakalım? Niye geriliyor yani?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bizim adımıza niye konuşuyorsun sen?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Sayın Canikli söylesin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bizim adımıza konuşma.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, müdahale etmeyecek misiniz?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Sayın Canikli, sizden rica ediyorum; bir hatip derse ki "Bunun ismi geçiyor ama?"
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sakin sakin?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sakinliği nasıl tavsiye ediyorsun bardak kırarak? Şimdi de "Sakin ol" diyorsun.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - "?taşrada siyaset yapmanın böyle bir yanı vardır." derse buna bu tepkiyi göstermek caiz midir?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Bakın, söyleyiş amacı belli. Böyle bir şey bahsedilmez çünkü ortada bir şey yok. Dolayısıyla, söylerken sanki işin içindeymiş gibi bir anlam çıkıyor. Bunu kendisi de çok iyi biliyor.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Sayın Canikli, buna da siz?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Yani, ben durup dururken?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Sizin de kürsüde hakkınız var, "Ya, bak adım geçiyor ama böyle geçiyor." Bu sadece, eğer bundan size bir suizan eden varsa onu mahcup eder. Bu kadar basit yani. Bunun için "hukuk teröristi?"
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Ya, niye hep her şey bizim basitimiz oluyor? Allah'ını seversen ya!
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - "?terbiyesiz" falan demek yani?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Hayır, öyle değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Terbiyesizliktir" diyor, "terbiyesiz" demiyor; "Bu yapılan terbiyesizliktir." diyor.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Ee, işte "terbiyesizlik" ile "terbiyesiz" aynı. Onun için, benim Sayın Başkana da, Genel Kurula da?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bir siyasetçi orada sinirlerine hâkim olamıyorsa?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Şüphesiz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - ?kendini kontrol edemiyorsa, oradaki bardağı fırlatıp kırabiliyorsa bunun savunulabilir ne tarafı olabilir ya?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Sayın Başkan Vekili, bir bütün içerisinde bakmak lazım. Elbette ki bunun savunulur bir tarafı yok.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Siz önce yanınızdakilere, küfretmemeyi, "terbiyesiz" dememeyi, "hukuk teröristi" dememeyi?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Ben yani "Bu meşrudur, bunu fırlatır." böyle bir şey demiyorum.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Kontrolden çıkmayı mı gerektirir bu, kontrolsüzlüğü mü gerektirir?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Müsaade edin.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yani bu şekilde ağzından laf çıkması mı gerekir?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Siyaset kontroldür, siyaset sükûnettir.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Sayın Başkan Vekili, burada bu sadece Hasip Kaplan'la başlamış bir şey değil. Yani, bunu bence olmamış sayalım. (AK PARTİ sıralarından "Hayır." sesleri, gürültüler)
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, hayır!
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Peki, sayın Genel Kurul, o zaman gereğini yapalım; peki, o zaman gereğini yapalım.
Buyurun.