GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:97
Tarih:17.06.2025

EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 13 Haziranda İsrail tarafından başlatılan İran saldırısı, bölgemizi topyekûn bir savaş ihtimaliyle yüz yüze bırakmış ve sadece coğrafi değil stratejik sınırların da aşılma riskini beraberinde getirmiştir. Büyük Orta Doğu Projesi'ni gerçekleştirmek adına İsrail'in savaşla geçinen bir düzen kurmaya çalıştığını hepimiz biliyoruz. Bölgemiz coğrafyasına huzur ve barış getirebilmek ve millî menfaatlerimizi koruyabilmek için güçlü bir orduya ne kadar fazla ihtiyacımız olduğu bir kez daha bu dönemlerde ortaya çıkmıştır.

1960'larda Türkiye'nin karşılaştığı bölgesel sorunlar, Kıbrıs krizleri ve Kıbrıs Harekâtı sonrasında uygulanan silah ambargosu millî kaynaklara dayalı bir savunma sanayisi kurulmasını zorunlu kılmıştır ve bu konuda bazı yatırımlar başlamıştır. Özellikle 1980'li yıllardan sonra artan çabalar sonucunda Türkiye -özellikle de son yirmi yılda- savunma sanayisinde küresel ölçekte dikkat çekici adımlar atmıştır ve özellikle insansız hava aracı kategorisinde ülkemiz dünya liderleri arasında pozisyon almıştır ancak bu tek başına maalesef yeterli değildir.

Sayın milletvekilleri, bölgemizdeki savaşlarda hava harekâtlarının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır ancak bir dönem dünyanın en güçlü ve donanımlı hava filosuna sahip olan Hava Kuvvetlerimiz 2013 yılından beri envanterine yeni uçak katamamıştır. Hepimizin gurur duyduğu Millî Muharip Uçak Projesi KAAN geleceğe dair umutlarımızı artırmaktadır ancak aktif kullanım sürecinden hâlâ çok çok uzaktır. Bölgemizdeki hava tehditleri de daha üstün, modern uçaklara olan ihtiyacımızı bir kez daha teyit etmektedir. S-400 alımı sonrasında dışına itildiğimiz F-35 projesinin yarattığı hayal kırıklığı sürerken sonraki süreçte tedarik edileceği ilan edilen yeni nesil F-16 uçaklarının da tedarikindeki belirsizlik aynı şekilde devam etmektedir.

Sayın milletvekilleri, gene çok umut bağladığımız ALTAY tankı projemiz var ancak elimizde bu tankı hareket ettirecek güçte bir motorumuz yok ve yabancı motor temininde de sıkıntı yaşadığımızdan bu proje de maalesef atıl şekilde kalmış durumdadır.

Peki, biz bütün bu sorunlar karşısında ne yapıyoruz? Biz yedi gün yirmi dört saat çalışan Tank Palet Fabrikasını, her şeyiyle kamuoyuna ait olan Tank Palet Fabrikasını Katar ortaklı bir şirkete devrediyoruz. Biz ne yapıyoruz? Millî Savunma Bakanlığına bağlı 27 askerî fabrika ve 10 tersanede projeler yürüten, stratejik savunma alanında projelere imza atan ASFAT AŞ gibi bir kuruma Ankara'nın göbeğinde devasa bir bina inşa ettiriyoruz, bunu Kültür Bakanlığına devrettiriyoruz ve bu bina şu an lüks bir düğün salonu olarak kullanılıyor maalesef. Ne yapıyoruz? Kritik bölgelerde konuşlanmış olan askerî birliklerin yerlerini değiştiriyoruz, buraları imara açıyoruz, yerlerine lüks konutlar yapıyoruz.

Sayın milletvekilleri, bu, savunma altyapısının ticarileşmesi anlamına gelmektedir ve bu uygulamalar ordumuzun hareket kabiliyetini sınırlamakta ve gelecek nesillerin de savunma kapasitesini maalesef negatif yönde etkilemektedir.

Tabii ki savaşta en önemli gücümüz -silahların haricinde- iyi eğitilmiş, motivasyonu ve disiplin seviyesi yüksek askerî personelimizdir. Peki, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra acaba personelimizin moral ve motivasyonu ne durumdadır, ne kadar birlik beraberlik içerisindedirler? İstediğiniz kadar füze atın, bomba atın, oraları bombalayın; unutmayın ki savaşı bitirecek olan piyadedir, piyade oraya ayak basmadıkça zafer kazanmış sayılmazsınız ve o ayağı basacak olan personelin motivasyonunu yüksek tutmak zorundasınız. Ancak askerî personelin, özellikle emekli astsubayların özlük hak kayıpları, emekli binbaşıların görev ve makam tazminatı problemleri, atanamayan uzman çavuşlar ve çıkarılan kanun ve yönetmeliklerle siyasi iktidara yandaş ve bağımlı hâle getirilen Silahlı Kuvvetlerin yapısı şüphesiz ki moral ve motivasyonu negatif yönde etkilemektedir. Bununla ilgili gerekli önlemler ivedilikle alınmalıdır. Ayrıca, askerî hastanelerin kapatılmış olması ve muharip personelin yaşadığı sağlık sorunları da gene aynı şekilde moral ve motivasyonu negatif olarak etkilemektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Devamla) - Ve iktidar bu eksiklikleri bu kadar sıklıkla dile getirmemize rağmen hiçbir adım atmamaktadır; bir an önce askerî hastaneler tekrar açılmalıdır ve Türk Silahlı Kuvvetleri personeli hak ettiği sağlık sistemine bir an önce kavuşmalıdır.

Sayın milletvekilleri, ayrıca, İsrail'in İran'a saldırısının ilk gecesinde bazı İsrail uçaklarının Türkiye hava sahasını ihlal ettiği iddiası gündeme gelmiş durumdadır; bu çok önemlidir. Eğer bu doğruysa yalnızca diplomatik değil egemenlik hakkımıza da doğrudan bir saldırıdır. "Tedbirli olmalıyız." diyenlerin, "Bir sonraki hedef biziz." diyenlerin, halka korku salanların bunu da açıklaması gerekmektedir.

Millî savunma ve hava sahasının güvenliği siyasi sadakatle değil ulusal çıkarla korunur diyorum ve Genel Kurulu sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)