GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:98
Tarih:18.06.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, orman yangınları bu ülkenin giderek derinleşen yapısal krizlerinden yalnızca biri ama bu meselenin sadece yanan birkaç ağaç meselesi olmadığını çok iyi biliyoruz. Biz, bugün, yanmakla kalmayan, talan edilen, satılan, peşkeş çekilen, yok edilen bir doğadan söz ediyoruz. Adına "doğal felaket" diyorsunuz ama bu bir doğal felaket değil arkadaşlar; adına "doğal felaket" dediğiniz, maalesef ki talana davet edilen bir kıyımdan ibaret. Ancak meseleyi sadece teknik bir afet riski olarak ele almamamız gerekiyor. Asıl mesele ne biliyor musunuz? Ekolojik adalet meselesi. Bizim bunu çözmemiz gerekiyor. Bakın, Türkiye her yıl irili ufaklı yüzlerce orman yangınıyla karşı karşıya kalıyor. Son beş yılda 216 bin hektar orman alanı yanmış yani bu, İstanbul'un 3 katı büyüklüğü demek. Yine, 2011 yazında Akdeniz ve Ege'de yangınlar yaşandı. Yine, geçen sene Diyarbakır Çınar'da Mazıdağı'nda yangınlar yaşandı ve 12 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Buna dair siz ne yaptınız -o yangınlara- arkadaşlar? Müdahale dahi edemediniz. Neden edemediniz söyleyeyim mi size? Çünkü Türkiye'nin elinde yeteri sayıda yangın söndürme uçağı yok. Ama size sorsalar ne yapıyorsunuz siz? Yine bir sermaye oluşturuyorsunuz, helikopter kiralıyorsunuz, yine şirketleri zengin ediyorsunuz. Peki, bu yöntemin bir başka boyutu ne? Şu an, yakın tarihte Meclise gelecek. Ne yazık ki doğa üzerinde bu yağma politikası bugün de hız kesmeden sürüyor. 13 Haziranda AKP tarafından Meclise sunulan yeni bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız, nur topu gibi bir paket daha geliyor. Madencilik ve enerji şirketlerinin önündeki son denetim ve izinleri engellemeyi, ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Yine, ÇED üzerindeki süreçlerini hızlandırıyor, ruhsat denetimini yok sayıyor, "kamu yararı" adı altında, yetkileri oluşturmuş oldukları Cumhurbaşkanı yardımcılarındaki bir kurula devrediyor. Şimdi, bu teklifin en çarpıcı yanına gelelim arkadaşlar, hazır olun; teklifin imza sahipleri kim biliyor musunuz? Maden şirketi patronları yani AKP milletvekilleri. Iğdır Milletvekili Cantürk Alagöz... Kim bu? Şirketi Giresun'da çevre tahribatına yol açan. Yine, AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu, Manisa Soma'da işçileri eylem yapmak zorunda bırakan patron. Bakın, devam ediyor; Çorum Milletvekili Yusuf Ahlatcı, Türkiye'nin en büyük altın ihracatçılarından olan Ahlatcı Holdingin akrabası. Bitmiyor liste; Sudan'da altın arayan şirketlerle anılan Denizli Milletvekili Şahin Tin de teklifin imza sahiplerinden. Bunun adı ne biliyor musunuz arkadaşlar? Bu açıkça çıkar çatışmasıdır, bunun adı açıkça sermayeye mevzuat oluşturmaktır, bunun adı açıkça halkın ve doğanın değil vekiller eliyle Meclisi mevzuat oluşturmaya itmektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Bunun adı bundan başka bir şey olamaz.

Yine, Karadeniz'de HES'e direnen bir kadının sözleriyle aslında bitirmek istiyorum. Ne demişti? "Bu dere bizim alın terimiz. Biz bu suyla büyüdük." demişti. Peki, bu sözler neden bu Mecliste yükselmiyor değerli arkadaşlar? Çünkü devlet doğayı savunan köylünün önüne jandarma gönderirken maden patronları ise bu Mecliste vekiller eliyle yasa çıkarmaya çalışıyor. Biz bu yağma yasasına da bu talan düzenine de karşı olduğumuzu buradan ifade edelim. Yaşamı, doğayı, emeği, suyu, ormanı, zeytinliği, köylüyü, köylüleri savunmaya devam edeceğiz.

Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)