Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 98 |
Tarih: | 18.06.2025 |
CHP GRUBU ADINA UMUT AKDOĞAN (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikle sizleri tebrik ediyorum, görevinizde başarılar diliyorum.
Masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı. Tabii, bunu konuşurken Sayın Bakanımızın burada Grup Başkan Vekili olarak bulunmasından da büyük bir mutluluk duydum çünkü gerçekten bu konuyu derinlemesine irdelememiz gerektiği kanaatindeyim. Ben bu konuyla ilgili bir araştırma önergesi vermek istediğimde ve Grup Başkan Vekilimize söylediğimde "Güncel mi?" diye de düşünmüştüm ama Sayın Cumhurbaşkanı, sağ olsun, bugün konuyu tekrar güncelledi çünkü Sayın Cumhurbaşkanı bugün grup toplantısında konuşmasını yaparken dedi ki: "İstanbul'a çöreklenmiş bir avuç harami güdümünden çıkamayan ana muhalefet..." Şimdi, zaten orada "İstanbul'a çöreklenmek" ve "harami" laflarını kullanarak aslında bizim bugün verdiğimiz bu araştırma önergesinin ne kadar haklı olduğunun altını bir kez de Cumhurbaşkanı yaptığı bu hatayla çizdi. Niçin? Bir defa "çöreklenmek" ifadesinden başlayalım. Niye çöreklenelim efendim? 2019'da kazandık, 2019'da bir daha kazandık, 2023'te kazandık; İstanbul'u geçin, Adıyaman'ı kazandık, Kütahya'yı kazandık, Kastamonu'yu kazandık, Afyonkarahisar'ı kazandık. (CHP sıralarından alkışlar) "Cumhuriyet Halk Partisi gelemez, uğrayamaz, kazanamaz, kendini anlatamaz." dendiği yerlerde seçimleri kazanmak çöreklenmek mi oluyor? Hayır, olmuyor.
İkincisi, "harami" lafı... Harami ne demek? Harami, yol kesen haydut demek. Bizim kimsenin yolunu kestiğimiz falan yok ama bizim iktidar yolculuğumuzda yolumuzun kesilmek istendiğini bütün Türkiye de görüyor, bütün dünya da görüyor. Dolayısıyla biz yol kesen haydutlar değiliz, yol kesenlere karşı mücadele edenleriz. (CHP sıralarından alkışlar) Bu laflar millî iradeye karşı saygısızlıktır, bu laflar masumiyet karinesinin ihlalidir, bu laflar lekelenmeme hakkının ihlalidir, bu laflar adaleti etkilemeye çalışmaktır. Siz lekelenmeme hakkına riayet etmiyorsunuz, biz hiçbir koşulda leke tutmuyoruz Allah'a şükür.
Düşman hukukundan bahsediliyor. Düşman hukuku denilince bazıları da sinirleniyor ama hiç sinirlenmeye gerek yok. Olağan hukuk yolları dışına çıkarsanız buna "düşman hukuku" denir. "Adaletim veresiye, biz vuralım ölesiye; adaletim veresiye, hukuksuzluk ölesiye." sloganlarıyla, kendinizi bilmeden, artık şuuru kaybetmiş bir şekilde bir yere doğru koşuyorsanız; siz adaleti veresiye veriyor, cezayı peşin kesiyorsanız, işte, tam da buna düşman hukuku denir.
MS hastası olan Tayfun Kahraman, içeride hastalıkla mücadele ediyorsa -ki bugün Cerrahpaşa'ya sevk edildi- bu, düşman hukukudur. Mehmet Murat Çalık, seksen günde 15 kilo vermişse, 15 kilo kaybetmişse ve bu kişi 2 kez kanser hastalığı atlatmışsa, siz buna karşı duyarsız kalıyorsanız bu, düşman hukukudur. Kadriye Kasapoğlu, cezaevinin kantininden alışveriş yapmak için haftalık 3.500 lira hakkı var, 3.500 lirasını veriyor, alışverişini yapıyor, temizlik malzemesini alıyor, hücresini temizliyor, diyorlar ki: "Hayır, sen hücreni temizledin ama şimdi bir başka hücreye gidiyorsun." Daha dün söylüyor, diyor ki: "Yalvar yakar ikinci hücremi temizlemek için malzeme istedim, ikinci hücrem için temizlik malzemesi aldım, temizledim ama beni bu sefer üçüncü hücreye götürdüler." İşte, bu, düşman hukuku.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde mutlaka bir heyet kurulup Vatan Emniyetin şartları incelenmelidir. Vatan Emniyette, bir bankın üstünde, verilen kirli bir battaniyeyle yarım saat sürmeyecek bir ifade için insanları dört gün bekletmek düşman hukukudur. Savaş suçlusu gibi, dârülharpte ele geçirilen köleler gibi insanların otoparktan çıkışını videoya çekmek bir düşman hukukudur. Dolayısıyla "Adımız kardeşlik, soyadımız Türkiye." billboardlarını her yere yazdırmışsınız ama bizim adımız gerçeklik, soyadımız maalesef işkence hâline geldi. Amaç, yargıyı araçsallaştırmaktır. Amaç, iftirayı toplumsallaştırmaktır. Amaç, kamuoyunu belgesiz inandırmaktır. Bu Meclis mutlaka bundan önce dile getirilen şu önergeye çalışmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
UMUT AKDOĞAN (Devamla) - Başkanım, hemen tamamlıyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
UMUT AKDOĞAN (Devamla) - Daha önce çok kez dile getirildiği üzere, hâkimler, savcılar mutlaka ve mutlaka göreve başlamadan önce belirli bir süre o cezaevlerinde yatmalıdır ki -şimdi, ben, bu kararların tümünün o hâkimler, savcılar tarafından verilmediğini bilecek derecede bir yurttaşım, hukukçuyum ancak yatmalıdır ki- kendisine bu talimatları verenlere itiraz edebilsin; itiraz ediyorsa sesini yükseltsin, sesini yükseltiyorsa isyan etsin.
Hukukta "unutulma hakkı" diye bir kavram yepyeni bir şekilde çalışılıyor. Unutulma hakkı, Avrupa Adalet Divanı kararlarında var ve 28 ülkede uygulanıyor. Bu unutulma hakkı bu ülkenin gündemine gelecek ve bu işleri yapanlar bu unutulma hakkından yararlanmak isteyecek.
Çok teşekkür ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)