GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TBMM İçtüzüğü’nün 160’ıncı maddesinin (3)’üncü bendi uyarınca kınama cezası verilmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:98
Tarih:18.06.2025

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Canımın istediği kadar konuşurum.

Sayın milletvekilleri, bugün ben normalde Divanda değildim, Divandaki bir arkadaşımızın bir mazereti sebebiyle geçici süreliğine Divana oturdum.

DEM PARTİ milletvekilinin konuşmaları esnasında yapmış olduğu ithamlar Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet politikasına aykırı ithamlardır. Dolayısıyla beş dakika boyunca bu konuşmaya sessiz kalan, Meclisi yöneten Meclis Başkan Vekili, arkasından çıkan kendi hatibimizin -bu konuşmalara devlet adına verdiği cevapları- kürsüdeki konuşmacının ne yazık ki söz hakkını tamamlamadan sözünü kesmiştir.

Sayın Başkan, iki gündür Meclisi yönetiyorsunuz. Öncelikle İç Tüzük'ü okumanızı, görevlerinizi size hatırlatmanızı ve akabinde ettiğimiz -bütün milletvekillerine söylüyorum- yemini hatırlamanızı istiyorum. DEM PARTİ milletvekili sayın hatip geçmişte Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda etkili olan, daha öncesinde Osmanlı Devleti'ni yöneten yöneticilerimizin yaptığı bazı icraatları eleştirirken kendince haddini aşmıştır. Başka bir ülkenin Meclisinde bu tarzda bir konuşma yapıldığında Türkiye Cumhuriyeti devleti o ülkenin büyükelçisini çağırıyor ve nota veriyor. Bunu unuttuk mu yoksa? Ve bu konuşmaya sessiz kalan Sayın Meclis Başkan Vekili kendi partimizin konuşmacısı Şenol Sunat'ın konuşmasını... Görüntülerini izlerse kendi de görür. Öncesinde, DEM PARTİ Sayın Grup Başkan Vekili söz istediğinde "Şenol Hanım'ın konuşması bitince size söz vereceğim." demesine rağmen süresi bitmeden mikrofonu kesmesi için yanındaki görevlilere talimat verdi. Ben bunu duymuşken, bununla ilgili "Kürsüdeki hatibin sözünü kesemezsiniz." dememe rağmen kendisi keyfî bir uygulama yaptı. Bu keyfî uygulamayla gördük ki Meclisi yönetemiyorsunuz, tarafsız yönetemiyorsunuz en azından. Size tavsiyem, bir an önce bu görevden ayrılın.

Ben bu kınamayı reddediyorum. Aksine yönetim sergilemeye kalkan Sayın Meclis Başkan Vekilini ben kınıyorum. Kınamak da zorundayız Türkiye Cumhuriyeti'nin milletvekilleri olarak. Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet politikasına aykırı konuşmaları burada içinize sindirebiliyorsanız kabul edin o zaman. Bunu içinize sindirebiliyor musunuz?

Ayrıca, konuşmanın içinde sizlerin belediye başkanının yapmış olduğu bir uygulamayı söylerken bile bilinçaltında farklı yerlere gitti Sayın Tekin Bingöl.

Sayın Bingöl, siz Tüzük'teki görevlerinizi yaparsınız.

BAŞKAN - Lütfen Genel Kurula hitap edin.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Ben nereye hitap edeceğimi biliyorum.

Divan Kâtibi olarak ben de kendi görevlerim gereği bu Meclisin sağlıklı işleyebilmesi adına Sayın Meclis Başkan Vekilini uyarmakla mükellefim. Uyardım diye... Ne yaptım ben fiilî olarak? Size hakarette mi bulundum? Size fiilî eylemde mi bulundum? (CHP sıralarından "Evet, evet." sesleri)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Hayır! Hayır, hayır! Reddediyorum. Hayır!

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Masaya vuruyorsunuz siz de!

ALİ KARAOBA (Uşak) - Sen kimsin de masaya vuruyorsun?

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Kim vurmuş masaya?

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sen vurdun!

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bakın, olayı saptırmayın. Ben yumruk falan vurmadım. Ben sadece uyardım. Olayı saptırmayın.

Ayrıca, o konuşmanın içinde üniter devlet yapımıza aykırı söylemler vardı, Lozan hükümlerine aykırı söylemler vardı. Lozan hükümlerini, Lozan Anlaşması'nı sizin Genel Başkanınız imzaladı, 2'nci Cumhurbaşkanımız.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Şov yapma!

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bu ülkenin üniter yapısını, sizlerin Genel Başkanı, ülkemizin kurucu banisi Mustafa Kemal Atatürk kabul ettirdi. Siz bunları bile görmüyorsunuz, görmezden geliyorsunuz üç beş oy uğruna. Size de yazıklar olsun! Yazıklar olsun! (İYİ Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

Seni de kınıyorum.