GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi’ne, iktidarın Mecliste toplantı ve karar yeter sayısını sağlaması gerektiğine, memleketteki dolu zararına, mera ve tarım alanlarına, Türkiye'nin birikmiş sorunlarının çözümsüz olmadığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:102
Tarih:26.06.2025

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Efendim, bugün İklim Kanunu Teklifi üzerinde çalışıyoruz. Adı "iklim kanunu" ama iklime ilişkin koruyucu bir genel çerçeve çizmeyen, iklim değişimi için gerekli önlemleri almayan; tersine, iş dünyasının emisyon ticaretiyle ilgili önlemleri ortaya koyan bir yasa. Aynı zamanda, geçen hafta Komisyonda zeytin alanlarının talanına izin veren ve vahşi madenciliğin önünü kuralsız biçimde açan bir teklif Komisyondan yirmi yedi saatle birlikte geçirildi, yirmi yedi saatlik bir çalışmayla. Şimdi bize diyorlar ki: "Sen bu önerilerin, kamuya, ülkeye zararlı olan bu kanun tekliflerinin geçirilmesinde katkı sun." Biz size çok açıkça ifade ediyoruz: Kanun teklifi verdik, memura, memur emeklisine seyyanen zam dedik, onlara onurlu bir yaşam öneriyoruz, asgari ücretin 30.250 TL'ye getirilmesine kanun teklifi verdik, öneriyoruz. Gelsin grubunuz, burada boş koltuklarda değil de çalışarak, aldığı maaşın hakkını ödemeye gayret eden bir tutum içerisine girsin, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz ve inanıyorum ki tüm muhalefet gerekli tüm katkıyı koyacaktır. Ama siz böyle aykırı düzenlemeleri getirirseniz en azından toplantı yeter sayısını ve karar yeter sayısını burada sağlamak zorundasınız. Meclis salı günü toplantı yeter sayısını bulamadığı için kapandı, çarşamba günü karar yeter sayısını bulamadığı için kapandı. Bir iktidar düşünün ki Meclisi çalıştıramıyor ve Meclisi çalıştıramadığı için ne yapıyor biliyor musunuz arkadaşlar? Bugün, Don Zararlarını Araştırma Komisyonu Ordu, Giresun, Amasya ve Tokat'a gidecekti cuma ve cumartesi günleri. Dolayısıyla bu araştırmaları yapmak üzere oraya gidecek olan Komisyonun toplantısını, gezisini, saha çalışmasını sırf burada toplantı ve karar yeter sayısını tutturabilme ümidiyle iptal edip Mecliste tutuyorsunuz; bence utanılacak bir durum. Genel Kurulu çalıştıramayanların Komisyonun saha çalışmasını iptal etmesini gerçekten vatandaşımızın takdirlerine bırakıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Peki, durum ne? Fındıkta, kayısıda, üzümde, kirazda, cevizde, ayvada ve tarım ürünlerinin, tarla ürünlerinin önemli bir bölümünde; memleketin 34 ilinde yoğun, 65 ilinde de ona oranla biraz daha seyrek olmak üzere müthiş bir don zararı var. An itibarıyla o don zararının ancak yüzde 2'sini ödeyebildiniz. Piyasada, pazarda fiyatlar uçmuş; diğer taraftan, üretici sarf ettiği girdilerin karşılığını alamıyor.

Size bir rakam vereyim mi? İktidara geldiğinizde, 2002'de mazot 1 lira 24 kuruştu, bugün mazot 55 TL. Dolayısıyla çiftçi kan ağlıyor. Siz öyle gerçeğe aykırı şeyler söylüyorsunuz ki sahada tarım il müdürlükleri diyor ki: "Mecliste Komisyon çalışmasını bitirecek ki ondan sonra biz TARSİM zararlarını, sigorta paralarını ödemeye başlayacağız." Ne alakası var? Hiçbir alakasının olmadığını siz de biliyorsunuz ama bırakın burada doğru tutum almayı, Komisyonu sahaya bile göndermiyorsunuz; gerçekten üzüntü verici, gerçekten Türkiye'nin üreticisi ve tüketicisi adına utanç verici bir durum.

Başka bir rakam daha söyleyeceğim: Güya iklim kanunuyla yutak alanları koruyacaksınız, öyle mi? İktidara geldiğinizde 21 milyon hektar mera alanı vardı, bugün mera alanı istatistiklere 14,6 milyon hektar olarak geçiyor. Eğer bu memlekette 14 milyon verimli mera alanı olsun, kırk yıl evvel aldığım ziraat mühendisliği diplomasını yırtarım. (CHP sıralarından alkışlar) Siz istatistiklerle bile oynuyorsunuz. Tarım alanı 24 milyon hektardan 21 milyon hektara düştü yani 2 Trakya genişliğindeki alanı çiftçi devriiktidarınızda işlemekten vazgeçti yani dünyanın her tarafına tarım ürünü satan ülkeyi buğdayda, arpada, çeltikte, mısırda, soyada, ayçiçeğinde, baklagil ürünlerinde, et ürünlerinde, bunların tamamında dünyaya muhtaç ve el açar duruma getirdiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ben, buradan hepinizi yeniden bir çağrıyla göreve davet ediyorum: Sorunları halının altına süpürmekten vazgeçin, Meclisi kamu zararına çalışmalarla meşgul etmekten vazgeçin. Gelin buraya, doğru dürüst bir iklim kanunu yapalım, doğru dürüst bir tarım kanunu yapalım. Çiftçi yaşı 58'e gelmiş, köyler boşalmış, memleket net ithalatçı duruma gelmiş. Bunları gören, tarımı destekleyen, genç çiftçileri tarıma döndüren ve dünyada rekor kırdığınız gıda enflasyonunda Türkiye'yi aşağıya doğru çeken, kır yoksulunun ve kent yoksulunun yararına yeni düzenlemeler yapalım; emeklinin, memurun yararına yeni düzenlemeler yapalım. Bunlar için her türlü katkıyı size vereceğiz ama maalesef, görüyorum ki işte, Meclisi bile çalıştıramıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Değerli milletvekili arkadaşlarım, bizleri izleyen sevgili yurttaşlarım; Türkiye'nin birikmiş ve devasa sorunları vardır ama bu sorunların hiçbiri çözümsüz değildir. Evet, umudumuzu yıkacak çok şey var bugün ama şair demiş ki: "Umuduna bin kurşun sıkılsa da bugün/Unutma, umutlara kurşun işlemez gülüm." (CHP sıralarından alkışlar)

Biz sizlerin gözlerinizdeki umudu görüyoruz. Sokağa çıktığımızda, miting alanlarında, meydanda gözlerinizdeki umudu görüyoruz. Çarşıda pazarda şikâyet ederken aslında bir çare ve umut arayışınızı görüyoruz. Ha, siz AKP milletvekillerini arıyorsunuz tabii sokakta ve çarşıda; onları göremezsiniz çünkü onların dertleri başka yerlerde ama şuna inanın: Bu memleketin derdiyle hemhâl olmaya, bütün o sorunları çözmeye ve...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Tamamlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Türkiye'yi yeniden adil, birbiriyle barışık, kimsenin ötekileştirilmediği, kimsenin kimseye yüksek sesle bağırıp hakaret etmediği, yargının araçsallaştırılmadığı, artan refahın eşit paylaşıldığı, çocukların okula aç gitmediği, fırsat eşitliğinden yararlandığı, eğitimin kalitesinin yukarıya çekildiği bir yeni ortamla hep beraber kavuşturacağız. Türkiye o zaman gerçekten yeniden büyük bir memleket hâline gelecek.

Çok teşekkür ederim, saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)