GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:102
Tarih:26.06.2025

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, aziz milletimiz; bugün, kamuoyunda "iklim yasası" olarak bilinen, ne şaşkınlık ki Meclise de "iklim yasası" adıyla gelen bir yasayı görüşüyoruz. Elbette yasanın ismi bir tarafa, yasanın adı iklim yasası, içeriği ticaret yasası ama milletin korkusu ihanet yasası olması. Kamuoyunda bu yasayla ilgili aylardan beri çok büyük spekülasyonlar yapılıyor. Üretimin kısıtlanacağı, hayvansal besinin durdurulacağı, ekilmeyeceği vesaire vesaire. Aylardan beri bu sözler söyleniyor ama kamuoyunu ikna edici bir cümleyle cevap verilmiyor. Bir taraftan kamuoyu kale alınmıyor, tenezzül etmiyorlar, bir taraftan da kamuoyu korkusu da âdeta kaçacak delik aratıyor. Çünkü bu kanun Meclise geldi, 4 maddesi görüşüldü, kamuoyundaki yoğun tepkiler üzerine rafa kondu. Dediler ki: "Biz tekrar istişare edeceğiz, değerlendirme yapacağız, sonra Meclise getireceğiz." İki ay geçti, kiminle hangi değerlendirmeleri, hangi istişareleri yaptınız, bilmiyoruz; neyi değiştirdiniz, bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var: Getirdiğiniz hemen her kanunun arkasında bir bit yeniği var, her kanunun arkasında menfaat şebekeleri, güç odakları var. Öyle bir ikilem içerisindeyiz ki bugün iklim yasasını görüşüyoruz ama bir taraftan da komisyonlarda Maden Yasası var. Maden Yasası ne olacak, ağaçlar nasıl katledilecek; onlarca yıllık zeytin ağacı taşınacak, yerine maden şirketleri iş yapacak. Bu kadar, aynı anda bu iki şahsiyeti bir yapıda nasıl barındırıyorlar, anlamak mümkün değil.

Değerli milletvekilleri, bu Meclisin yapacağı çok daha acil işler var. Eğer siz gerçekten burada... Belli ki her işin arkasında bir bit yeniği arıyoruz çünkü biliyoruz ki bu yasalar milletin menfaati için çıkarılmıyor, belli taleplerin yerine getirilmesi için çıkarılıyor. Oysa gerçekten mağduriyet arıyorsanız Covid yasası mağdurları bekliyor. TCK 158, taraflar anlaşmış, belli ki çocuk gaza gelmiş, tongaya düşmüş, mağduriyet var ama kamu davasına çevriliyor ve çözülmüyor. Yargı paketi bekliyor insanlar, KHK'lilerin inlemesi arşı titretiyor. Öğrenci affı çıkmıyor, yarım dakikalık bir iş; öğrenciler, binlercesi mezun olacak, öğrenci affı yok. Yardımcı hizmetler sınıfında çalışan insanların beklentileri karşılanmıyor, özel okul öğretmenlerinin mağduriyeti duruyor ama bunların hiçbiri zerrece umurlarında değil. Patronların talebi var, onu çözeceğiz; işte bunu çözüyoruz. Elbette işverene sahip çıkacaksınız ama bilelim ki işverenden önce bu milletin pek çok kesimi var, onları görelim.

Bu yasadaki başka bir garabet şu: Bu yasa bu milletin kendi dinamikleriyle, yerli, millî politikalar sonucunda böyle bir gereksinim var diyerek çıkarılmış değil; dünyayı sömüren, dünyayı ezen, çevreyi kirleten, sözüm ona emperyalistlerin dayatması sonucu bu yasa çıkıyor; en çok da ağırımıza giden bu ve hâlen iklim yasası neticesinde neler olacağına dair tehlikelere, tereddütlerin hiçbirine cevap verilmiyor.

Ve tabii, burada, özellikle "iklim" deyince şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Bu ülkede insanın değeri yok; maden faciaları, Soma katliamları, İliçler yaşandı, "Ya, bu insanları ölümden nasıl kurtarırız?" diye bir tedbir hiç aramadınız ama iklim yasası... Neymiş? "Avrupa'ya ihraç edeceğim, patronlar az vergi ödermiş..." Eyvallah, gerekli ama bundan çok daha gerekli hadiselerin olduğunu unutmamamız gerekiyor.

Kanunun içerisinde fondan bahsediliyor, "fon" deyince zaten insanın şalterleri atıyor. Hangi fon nerede kullanılıyor, en çok muammada kalan cevapsız soru bu. İşte, İşsizlik Fonu; bu milletin en garibanlarından, asgari ücretle çalışan adamlardan kesilen o fonları bile o işsiz adamlara kullandırmıyorsunuz. Onun için de burada bu fondan, vergiden bahsediliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Tabii, bütün bunların içerisinde şunu net belirtmek gerekir ki... Kamuoyunda, insanlar diyor ki: "Aman ha, mücadele edin, sonuna kadar direnin, şu iklim yasası geçmesin." Ben de onlara diyorum ki: Bakın, sizin sadece kamuoyunun gündemine getirilen yasalardan haberiniz oluyor oysa AK PARTİ'nin çıkardığı bütün yasalar en az iklim yasası kadar tehlikeli. Rezerv yasasını siz çıkardınız, Siber Güvenlik Yasası'nı... Daha dün, Cumhurbaşkanımıza askerdeki rütbe belirleme, uzatma ve kısaltma yetkisini verdiniz; eski vekillerin görevi bittikten sonra artık bakan danışmanı, bakan yardımcısı falan olmayacak, muhtemelen -bir de eğer rütbeyle ilgili- bir general olarak da sizleri herhâlde karşımızda görürüz diye bekliyorum.

Değerli milletvekilleri, bu ülkenin dünyayı sömüren, ezen insanlardan akıl alacak bir durumu yoktur. Bu ülkenin yöneticileri sömürge valisi gibi asla davranamazlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - İnsanımızın neye ihtiyacı varsa yapalım, bu sorunlara da çözüm bulalım, tereddütleri giderelim.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)