GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:33
Tarih:10.12.2011

CHP GRUBU ADINA HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) 2012 bütçesi üzerinde CHP Grubu adına görüş bildirmek üzere söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, 17 Ağustos 1999 depreminden alınan önemli derslerden bir tanesi de, deprem öncesi, anı ve sonrası koordinasyonu sağlayacak, çok başlılığı giderecek bir üst afet yönetim sisteminin kurulması gerekliliği idi. Bu çerçevede çeşitli tartışmalar yapıldı ve bu afet yönetim sistemini oluşturmakla ilgili olarak özellikle 2004 Deprem Şûrası'nda ayrıntılı analizler yapıldı. Depremden bir müddet sonra, bu eksiklik çerçevesinde, Dünya Bankasının birkaç yüz milyon dolar desteğiyle, Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğünün ihdas edilmesiyle ilgili bir girişimde bulunuldu ve "TAY" adıyla belirlenen bu Genel Müdürlük Türkiye'de afet yönetim sistemini temsil etmeye başladı. Ancak bunun işlerliğinin olmadığı görüldü çeşitli nedenlerden ve daha sonra oldukça fazla bir gecikmeyle, 2009 yılında AFAD kuruldu.

AFAD'ın yasasına baktığımız zaman "Afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetlerin ülke düzeyinde etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli önlemlerin alınması ve olayların meydana gelmesinden önce hazırlık ve zarar azaltma, olay sırasında yapılacak müdahale ve olay sonrasında gerçekleştirilecek iyileştirme çalışmalarını yürüten kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması ve bu konularda politikaların üretilmesi ve uygulanması hususlarını kapsar." paragrafı altında amacını görüyoruz.

Şimdi, gerçekten, AFAD, bu afetlerle ilgili hazırlık ve zarar azaltma    -Ki "zarar azaltma" yerine aslında "risk yönetimi", "risk azaltma" kullanılması lazım- müdahale ve olay sonrasında gerçekleştirilecek iyileştirme çalışmalarını gereği gibi yapıyor mu?

Şimdi, bütçe önemlidir ama ilgili kurumun yasası bu bütçenin randımanlı kullanılması açısından daha da önemlidir. Bütçenin hangi amaçla ve nasıl harcanacağını kurumun yasası belirleyecektir.

Bütçesini onaya sunduğunuz bu kurumun yasasının öncelikle dünyadaki afet risklerini azaltma anlayışı, teşkilatı ve kültürü açısından yeniden düzenlenmesi gerekliliği ortaya çıkıyor özellikle Van depremiyle ilgili uygulamalardan sonra. Yasa, bugünkü hâliyle hazırlık ve risk azaltma içeriği oldukça zayıf, bir afet sonrası müdahale yasası hüviyetine bürünmüş vaziyette. Ne kadar para harcarsanız harcayın bu anlayışla afet risklerini azaltamazsınız.

AFAD yasasında dikkat çeken birçok eksiklikler var. Afet öncesi risk azaltma -Zarar azaltma değil, risk azaltma- acil durum ve afet sonrası iyileştirme işlerine ilişkin çalışma kapsamları okuduğunuz zaman kafa karıştırıcı ve yeteri kadar anlaşılamamaktadır. Bu kavramlar anlaşılabilir olmalı.

Nedeni ve hedefleri açık belirlenmeden her ölçekte planlama yetkilerine kifayetsiz bir ihtiras ile el koyma çabası gözlenmektedir.

Yürürlükteki İmar Kanunu ve yerel yönetimlere ilişkin mevcut yasaların verdiği yetki ve sorumluluklar, KENTGES ve bununla ilgili Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararları yok sayılmaktadır. Yasa, afetler politikasında 10-15 yıldır yer alan uluslararası gelişmeleri ve çabaları göz ardı etmektedir. Uluslararası gelişmelere ve Türkiye'de yürütülen çalışmalara uyumlu bir kavramsal yapı ve dil geliştirilmesi ve güncelleştirilmesi gerekmektedir. Yasadaki tanımlar afet sonrası uzmanlık konularıyla ilgili görünmektedir. Afet öncesi risk azaltma ve sakınım konularını ve kavramlarını içselleştirmeyen bu yasa, ancak afet sırası ve sonrası çalışmalara yarayacaktır.

Değerli milletvekilleri, bu yasada afet çalışmalarıyla ilgili kaç plan türü olduğu, bunların neleri kapsadığı, sistemin hangi noktasında ve hangi ölçekte yer alıp hangi işlevleri göreceği, bunların hazırlanmasında kimlerin yetkili olacağı belirsizdir. AFAD teşkilat şemasında afet öncesi, anı ve sonrası işlerle ilgilenecek daire başkanlıkları vardır, son düzenlemelerle sanıyorum sayısı 9'a çıktı. Şu ana kadar yapılanlara bakıldığında personel uzmanlık ve eğitim düzeyleriyle bu daire başkanlıklarının görevlerinin yürütülmesinin mümkün olmayacağı anlaşılmaktadır. Lağvedilen afet işleri uzman personeli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile valilikler emrindeki diğer illere gönderdiler. Mülga TAY ve Afet İşleri Genel Müdürlüğünün işleyen yapı ve kadrosunu AFAD'a entegre edemediler. AFAD il müdürlüklerine eski sivil savunma müdürlerini atadılar ve hâlâ bu il müdürlükleri istenen düzeyde teşkilatlanamadı. Risk azaltma planını müdahale planı sandılar ama müdahaleyi de, Van'da gördüğünüz gibi, tam olarak yerine getiremediler.

AFAD'a katılan TAY'a altı yıl önce alınan Başbakanlık uzman yardımcılarının şu anda hiçbiri yok. Dünya Bankasından önemli miktarda para alınmasına karşın 2002'den bu yana TAY'ın bu personeli neden afet uzmanı olarak yetiştirilip AFAD'a aktarılmadı? Şimdi ben merak ediyorum: Van'daki krizi gerçekten afet uzmanı diploması olan kaç kişiyle yönetiyorsunuz? Kanun Hükmünde Kararname'yle uzman yapılanlar ama afet uzmanlık diploması olmayan kaç kişi var? Bakınız sayın vekiller, AFAD'ın kanununda ve kadrolaşmasında adı geçen afet uzmanının resmî tanımı yok ama kadrosu var! Afet uzmanı nedir, hangi üniversite bölümünden mezun olur? Mühendis midir, sosyolog mudur, peyzajcı mıdır, doktor mudur, jeolog mudur, jeofizikçi midir, arama-kurtarmacı mıdır? AFAD'ın şu an bir yıllık asıl memurlar listesinde peyzaj mimarlığı, bahçe bitkileri, Türk halk müziği, ilahiyat mezunları var. Liste burada, ayrıntısını inceleyebilirsiniz. Şu anlayışa bakınız bu anlayışla afet  risklerinin azaltılması, müdahale ve iyileştirme çalışmaları olması gereken gibi nasıl yapılacaktır? En ilginci ise bahçe bitkileri uzmanıdır. Deprem enkazlarının kaldırıldığı yere bahçe mi yapacaksınız?

Van depreminden sonra tabii durumu görünce Hükûmet tutuştu. AFAD Van depreminden hemen sonra alelacele 25 Kasım 2011 tarihinde uzman eğitim semineri başlattı. Güzel, olması gereken de budur ama 2009'da kurulan bir kurum, bu eğitimi neden bu kadar geciktirdi? Bu açıklarını kapatmak için Van depreminin mi olması gerekiyordu? Bu, iyi yönetememe durumunun göstergesidir. Size bir katkım olsun: Hemen hasar tespiti uzmanı yetiştirme kursu da açınız. Burası Türkiye ne zaman deprem olacağı belli olmaz.

Değerli milletvekilleri, bölgeye gittik, çok enteresan gözlemler, ilginç gözlemler yaptık: Valimize göre bölgeden 40 bin kişi göç etmiş, Sanayi ve Ticaret Odası, belediyelere göre 400 bin kişi göç etmiş! Bilgi mi yok, yoksa bilgi kirliliği mi yaratılıyor? Gerçekten sayılar nedir? Medya bununla neden ilgilenmiyor? Van'da ortaya çıkan, sorunu değil, afetleri yönetememe sorunudur. Şu anda hiçbir Vanlı, düştüğü durum nedeniyle, size inanmıyor. Çadırlara düşen her kar tanesinde Vanlının umutları giderek sönüyor. Van'dan göç edemeyenlerin, şimdi konteynır bulma ve kapma mücadelesi başladı. Soğuk ve kar arttıkça çadırlar işlevsiz kalıyor.

AKP'nin değerli milletvekilleri, sayı itibarıyla sizler bu bütçeyi muhtemelen buradan geçireceksiniz ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yasası ve uygulamaya yetersiz olan bu kurumun bütçesini onaylamıyoruz ama lütfen bir değil iki kere düşünün. Yanlış afet yönetimi için kullanılan bütçenin her kuruşunda afetlerde kaybettiğimiz vatandaşlarımızdan aldığımız vergiler vardır, yetimin hakkı vardır. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün afet risklerinin azaltılmasında bize öncü olan ve ne güzel ki AFAD'ın web sayfasında yer alan şu sözüyle konuşmamı bitirmek istiyorum: "Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır. Geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur."

Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Eyidoğan.