| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 10.12.2011 |
CHP GRUBU ADINA HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
SPK ve BDDK hakkında benden önceki muhalefet milletvekillerinden konuşanlar oldu. Bunlar özerk kurumlar, bunlara fazlasıyla değinmeyeceğim ancak Hazine çok önemli çünkü bildiğiniz üzere Hazine devletin kasası. Hazine devletin kasası ve bildiğiniz üzere devletin kasası demek, ekonominin tam odağını, yüreğini görebilmek demektir. Dolayısıyla, Hazineyi değerlendirmek için ekonominin tümüne bakmakta yarar vardır.
Şimdi, 2012 bütçesi çok zorlu bir dönemde yürürlüğe giriyor. Ben metinlere baktım, 2012 bütçesinin hazırlığında 2012'nin küresel konjonktürü değerlendirilmiş yani Avrupa Birliğinin ve avronun bir borç krizinde olduğu ve bu borç krizinin küresel konjonktürü etkileyeceği ve 2012'nin de makroekonomik hedeflerini etkileyeceği söyleniyor, belirtiliyor. Bununla beraber, iki şeyin altını çizmem gerekiyor: Bunlardan bir tanesi, Avrupa'daki krizin ne kadar süreceği ve ne kadar derin olacağı açıklıkla belirtilmemiş. Bu çok önemli çünkü 1993'ten bu yana Avrupa Birliği ülkelerinin önemli bir kısmı Maastricht Kriterlerine uymadılar. Uymadıkları için yani yirmi yıla yakın süredir uymayan bu ülkelerin birdenbire bir uyum sağlaması beklenemez. Nitekim önceki gün gördünüz, İngiltere uyum sağlamadı.
Şimdi, 2012 bütçesine baktığım zaman, bu küresel krizin etkilerinin de tam anlamıyla temel hedeflere konulmadığını görüyorum. Örneğin bir şey söyleyeyim, yüzde 4 civarında büyüme bekleniyor ama uluslararası kuruluşlar, örneğin IMF, Türkiye'nin ekonomik büyümesinin yüzde 2 civarında olacağını düşünüyor. Bu son derece önemli.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisinin Hükûmet programlarında ve söylemlerinde ne yazık ki bazı hayaller öteden beri var. Mesela, hepiniz şöyle biliyorsunuz çünkü biz de zamanla medyada duya duya inanıyoruz. AKP'nin iktidarı olan dokuz yıllık dönemde ekonomik büyüme çok yüksektir sanıyoruz. Oysa bu doğru değil yani 1980 sonrası ekonomik büyümenin ortalamasının altında bir ekonomik büyüme olmuştur. Tekrarla söylüyorum? (AK PARTİ sıralarından "Allah Allah!" sesi)
Beyefendi, hesaplarsınız, öğrenirsiniz.
Dolayısıyla, 1980 sonrasının ortalama büyümesinin altındadır, üstünde değildir; bunu bilmek gerekir.
İkincisi: 2002'den bu yana olan, gelişmekte olan ülkelerin ortalama büyüme hızı bu dönemden yüksektir.
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Avrupa Birliğiyle kıyaslayın Hocam.
HURŞİT GÜNEŞ (Devamla) - Üçüncüsü: Bu dönemde, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik daralması -ki 2009'da ve bu yıl olacak- Türkiye'nin ekonomik daralmasından çok daha az olmuştur, onlar etkilenmemiştir. Kaldı ki bu ülkeler cari işlemler açığı da vermemiştir. Kaldı ki o ülkeler işsizliğini azaltabilmiştir.
Bakınız, bir başka nokta da şu sayın milletvekilleri: Önceki gün buraya geldi AKP'nin Grup Başkan Vekili ve aynı zamanda Maliye Bakanı dedi ki: "Biz işsizliği azaltıyoruz." 2000 yılında Türkiye'nin işsizlik oranı yüzde kaçtı biliyor musunuz? Yüzde 6,5. Bu yıl ne kadara indi? Yani yüzde 11,4'e kadar çıktı, kabul. 2002 yılında yüzde 11,4'e kadar çıktı. Bu yılın ortalaması kaç? Bu yılın ortalaması yüzde 11.
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Yüzde 9,6.
HURŞİT GÜNEŞ (Devamla) - O son, mevsimsel etkileri geç kardeşim, yılın ortalamasına bak, yüzde 10'a kadar indirdin. Topu topu 1 puan indirmişsiniz işsizliği, kalkıp burada diyorsunuz ki: "Biz işsizliği indirdik." Yüzde 6,5 nerede, yüzde 10 nerede? Kaldı ki bu yıl ne olacak? 2012 yılında ekonomi daha yavaş büyüyünce -ki hedefiniz o yönde- daha yüksek bir işsizlik oranı ortaya çıkacak.
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Avrupa Birliğiyle kıyaslayalım Hocam.
HURŞİT GÜNEŞ (Devamla) - Nereyle kıyaslarsan kıyasla kardeşim, rakam ortada.
Bakın, ben size bir şey söyleyeyim: Bu yılın millî geliri dolar bazında ne kadar olacak geçen yıla göre? Ben kaba bir hesap yaptım, 60 milyar dolara yakın daha düşük olacak.
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Büyümeyi de biraz açalım Hocam.
HURŞİT GÜNEŞ (Devamla) - Ekonomi yüzde 7,5 civarında büyüyecek; var, metinlerinizde var. Gerçekten o civarda reel olarak ekonomi yüzde 7,5 civarında büyüyecek ama dolar bazında ekonomi küçülmüş olacak.
Siz şimdi baştan itibaren kişi başına düşen geliri, dolar bazında millî geliri ifade edip Türkiye ekonomisinin ne kadar büyüdüğünü söylüyordunuz. Şimdi bu sene ne diyeceksiniz? Ekonomi büyüdü mü diyeceksiniz, küçüldü mü diyeceksiniz? Eğer büyüdü diyecekseniz şimdiye kadar ifade ettiğiniz rakamların tamamının yanlış olduğu ortaya çıkar.
YUNUS KILIÇ (Kars) - Dolar yükseldi.
HURŞİT GÜNEŞ (Devamla) - Evet, bu yıl kişi başına gelir, ne yazık ki, bin dolara yakın düşecek ekonominin büyümesine rağmen.
Sayın milletvekilleri, bu yıl çok büyük bir rekor ortaya çıkacak, onu itiraf etmeliyim. Olağanüstü bir rekor ve bir dünya rekorunu Türkiye başarmış olacak. Bakınız, dünyanın en büyük dış açığını, cari işlemler açığını veren ülke Amerika Birleşik Devletleri'dir. Ama bu Amerika Birleşik Devletleri'nde herhangi bir risk yaratmaz çünkü niye? Amerika bu açığı kendi parasını basarak karşılar. Oysa dünyanın 2'nci büyük cari işlemler açığını veren Türkiye'nin -ki bu yıl 80 milyar doların üzerinde dış açık verecektir- bunu kendi parasını basarak karşılaması olanaklı değildir. Dolayısıyla, aslında Türkiye dünyanın en büyük dış açığını veren ülkesi hâline gelecektir 2011 yılında, 80 milyar doları aşan rakamla. Millî gelire oranı da bir dünya rekoru olacaktır, yüzde 10'u aşmış olacaktır.
Şimdi, öteden beri biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak söylüyoruz, "Bu dış açık büyük sorun." diye. Ne yaptınız? AKP iktidara geldiğinde 230 milyon dolardı dış açık, bugün 80 milyar dolar. Dün bir hesap yapayım dedim kaç misli artmış diye, 10, 20, 30, 40, 400 kat. Bu ciddi bir sorundur ve bu sorunu ne yazık ki çözemediniz.
Çözemediniz ve bir şey daha söyleyeyim: Öylesi bir hâle geldi ki son aylarda döviz kuru yükselmesin diye Merkez Bankası satabildiği kadar satıyor. 10 milyar dolara yakın döviz sattı, dövizde harareti durduramadı. Döviz rezervleri düştü, kısa vadeli borçlar döviz rezervlerinin üstüne çıktı. Sonra ne yaptılar? Sonra dediler ki: "Türk lirası mevduatların bir kısmını Merkez Bankasına döviz olarak yatırsınlar." Biraz da altın makyajı, rakamlar birbirine denk gelsin yapıldı. Ortada olağanüstü bir risk duruyor.
Şimdi gelelim bu bütçenin tutup tutamayacağına. 21 milyar TL? 22 milyar TL'lik bütçe açığı, 21 milyar TL'ye inecekmiş. İnebilir ama bu rakamlarla zordur. Neden zordur, onu ifade edeyim. Çünkü eğer ekonomi yüzde 4 büyüyecekse -ki bence yüzde 2 civarında büyüyecektir- siz oturup vergi gelirlerini yüzde 12-13 artıramazsınız. Ancak öylesi bir ortamı elde etmek istiyorsanız da yüzde 5'lik bir enflasyon hedefini tutturamazsınız. Dolayısıyla enflasyon hedefleriniz, yüzde 5 koyarsınız bu yıl olduğu gibi veya 5,5 koyarsınız, 10 çıkar; iki haneli enflasyon ortaya çıkmış olur.
Dünyadan alırken, 150 milyar dolarlık ihracatı 2012 yılında yapabilir misiniz? Bu mümkün değil. Bu da afaki ve hayalî.
Şimdi, deniyor ki: "Biz kamu açığını daralttık ve kamu borcunu, yüzde 70'lerden aldık, yüzde 40'lara indirdik." Bu doğru mu? Doğru. Peki, nasıl yaptınız? Nasıl yaptığınızı ben size söyleyeyim. Dünyanın en pahalı benzinini Türk halkına sattınız, dünyanın en pahalı mazotunu Türk halkına sattınız?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ) - Eskiden en ucuzu muydu?
HURŞİT GÜNEŞ (Devamla) - ?34 milyar dolarlık özelleştirmeyi yaptınız -dolayısıyla kamu serveti erimiş oldu- bununla yetinmediniz -bakın, bir şey daha söyleyeyim- muazzam bir ithalat yaptınız, o muazzam bir ithalatla muazzam bir ithalden alınan KDV elde ettiniz ve onunla kapattınız. Dolayısıyla biz, dış açık vermeden bütçe açığını kapatamaz hâle geldik. Oysa doğrusu ne? Dış açık vermeden kamu açığını kapatabilmektir.
Şimdi ben soruyorum: 2012 yılında Türkiye dış açığını kapatabilecek mi? Hiç sanmıyorum.
Şimdi, son olarak -vaktim daraldı, kapatmak üzereyiz- şunu söyleyeyim: Sayın Bakan, Başbakan Yardımcısı, çok yetenekli bir başbakan yardımcısıdır. Bürokraside öyle, uzun yıllardır tanırım, kendisinin yeteneğinden hiç kuşkum yoktur fakat ne yazık ki elindeki metinleri biraz şaşırtmışlar. Deniyor ki: "Biz enerjide dışa bağımlılığı engellemeye çalışıyoruz."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güneş.
HURŞİT GÜNEŞ (Devamla) - Müsaade edin, kapatayım efendim.
"Enerjide dışa bağımlılığı kapatmaya çalışıyoruz." Oysa 5 puan enerjide dışa bağımlılığımız artmış, bu bir.
İkincisi: Tarımla ilgili veriler yanlış. Tarımda ne yazık ki artışımız öyle yüzde 230 değil, ne yazık ki tarımdaki artış kişi başına yüzde 13 civarındadır.
Dolayısıyla, afaki bir bütçe, afaki bir hazine rakamı, afaki bir 2012 yılı ekonomisi gözükmektedir.
BAŞKAN - Sayın Güneş, lütfen?
HURŞİT GÜNEŞ (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)