GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Otuz iki yıl önce Sivas'ta katledilenlere, dün İzmir’de yapılan gözaltılara, Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve dün Saraçhane’de gerçekleştirdikleri mitinge ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:104
Tarih:02.07.2025

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bundan otuz iki yıl önce Sivas'ta 33 aydınımız, insanımız, canımız yakılarak katledildi. Ben kaybettiğimiz canlarımızı, aydınlarımızı rahmetle, sevgiyle, özlemle anıyorum. O gün anayasal düzene karşı bir saldırı yapıldı, aydınlık geleceğe karşı, laik cumhuriyete karşı bir saldırı yapıldı, sistemli, planlı bir şekilde yapıldı ama maalesef ki 2012'de bu dava zaman aşımına uğratıldı. Belki dava zaman aşımına uğradı ama acılarımız asla zaman aşımına uğramadı. Bazı güçler, derin güçler bu davanın arkasındaki gerçek faillerin ortaya çıkmaması için bir çaba harcadı ve insanlığa karşı işlenen bu suçu, Anayasa'ya karşı işlenen bu suçu zaman aşımına uğrattı ama bu ve benzeri katliamların aydınlığa çıkacağı, gerçek faillerinin hesap vereceği günler yakındır diyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün İzmir'de bir operasyon oldu ama eş zamanlı İzmir'de de bir yangın vardı. Asker, belediye bürokratları, itfaiye, Bakanlık; herkes İzmir'in dört bir yanında o yangını söndürmeye çalışıyordu ama sabah altıda da Belediye Başkanımız, bürokratlar, 157 kişi gözaltına alındı. Bugün Anadolu Ajansı'nda şu görüntüleri gördüm: Bakın, şu görüntüler "drone"la çekilmiş, planlanmış bunlar; bakın, Emniyetin görüntüleri, operasyondan önceki görüntüler, bu da Belediye Başkanımızın görüntüleri. Nereden çıkıyor? Anadolu Haber Ajansı. Kim servis ediyor? Emniyet Müdürlüğü. Bakın, bir kez daha gösteriyorum; ya, arkadaşlar, savaşa mı gidiyoruz biz ya? O aldığınız Belediye Başkanı beş yıl onuruyla, şerefiyle görev yapmış; siz gitmişsiniz, kapısını açmış, arabanıza binmiş. Buna ne gerek var? Vallahi billahi sabah altıda paylaşsalardı "Bravo Emniyete, yangını söndürmeye gidiyorlar." derdim. Biz savaşıyor muyuz ya? Bu nasıl bir algıdır, bu nasıl bir çirkinliktir? Emniyetin, İçişlerinin görevi bu mu?

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; lütfen, yazık değil mi devletin "drone"uyla çekim yaptırıyorsunuz memura, algı yaptırmak için. Aslında çok güzel, gerçek de işte bu, gerçek bu. Bakın, bu davaların hepsinin sebebi -bir senarist var, yönetmen var, teknik ekip burada- partiyi, Cumhuriyet Halk Partisini, belediye başkanlarını yıpratmak. Gerçekten adalet arayanlar bu çirkinliği yapmaz, ortak olmaz; kınıyorum. Herkesin ailesi, şerefi, onuru var ve herkes ceza alana kadar masumdur. Masumiyet ilkesi nerede? Gizli soruşturmalar güya bunlar. Türkiye bu görüntüleri hak etmiyor, ülke bu görüntüleri hak etmiyor.

Şimdi, az önceki konuya bir kez de ben gelmek istiyorum. Leman dergisinin kapağından fırtınalar koptu; yürüyüşler, "tweet"ler, burada açıklamalar. Şimdi, Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan... Aynen ben de okuyorum: "Bizler inançlı bir milletiz ve kutsallarımız, değerlerimiz, Peygamber'imiz ve Cumhurbaşkanımız bizim en hassas noktalarımızdır." Eyvah ki eyvah!

BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Manisa) - İsim yanlış.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bakıyorum, Sayın Özcan...

Şimdi, AK PARTİ Grubundan ben beklerim ki herkes yerinden birer dakika söz alsın, bu arkadaşı protesto etsin. Ya, bir siyasetçiyi Peygamber'imizle eş değer görebilen bir zihniyet olabilir mi, bir milletvekili? Ya, bu nasıl bir akıl! Ben 86 milyona... Leman dergisinin o kapağına bakın, bir de Sayın Özcan'ın konuşmasına bir bakın. Bizler siyasetçiyiz, sizler siyasetçisiniz. Siyasetçi hata yapar, yeri geldiği zaman eleştiri alır, hakaret görür ama...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Tek adama, Cumhurbaşkanına sadakatiniz öyle bir noktaya gelmiş ki Peygamber'imizle kıyaslayıp ve bunu da Meclisten yapacak kadar... Hadi bakalım, açıklama yapın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Özcan hakkında "tweet"ler atsın. Haydi, haydi; ben soruyorum, bakın. Şimdi, algı yapılıyor, güzel ama bir gerçek de bugün ortaya çıktı; bu zihniyet doğru bir zihniyet değil. Ben kendisini kınıyorum; çıkıp burada açıklama yapmalı, özür dilemeli. Hatta gözaltılar oldu, yargılamalar oldu; onun hakkında da o zaman yargılama olsun. Olmasın da bu mantıkla söylüyorum, bu cepheden söylüyorum; olacak şey değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Şimdi, dün Saraçhane'de Cumhurbaşkanı adayımızın tutsaklığının 100'üncü gününde büyük bir miting gerçekleştirdik, demokratik bir hakkımız. İstanbul'un her yerinden gençler, emekliler, işçiler geldi. Bakın -Sayın Yunus Emre arkamda, oradaydı- bir gencimiz ne polise ne Emniyete ne kamu malına zarar vermedi ama 42 kişi darbedildi, gözaltına alındı. Cumhuriyet gazetesinin muhabiri gözaltına alındı. Bugün 34 evladımız hâlâ gözaltında. Bakın, bunu bir yere koyalım. Israrla söyleyeceğim; "İBDA-C" denilen örgütün, bu ülkede cinayetler işlemiş, katliamlar yapmış bir örgütün elemanları da Taksim'de iş yerlerini bastı, insanlara saldırdı; hâlâ soruşturma yok, hâlâ gözaltı yok. Şimdi, bu taraftaysan insan linç edeceksin; cumhuriyete, laikliğe saldıracaksın; restoranda yemek yiyen insanların masalarını devireceksin, gözaltına alınmayacaksın çünkü AK PARTİ, İBDA-C'yi kendine yakın bir yapı olarak görüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Başarır, sekizinci dakika, son dakika.

Buyurun.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Diğer tarafta, Mustafa Kemal Atatürk'ün evlatları, öğrenciler cumhuriyete, laikliğe, hukuka, hukuk devletine sahip çıktığı için, yürüdüğü için, Saraçhane'de olduğu için gözaltında olacak. Bunun siyasi bir adı sözlükte yok; diktatörlük, faşizm; hayır, hayır, bu bambaşka bir noktaya geldi. Bunu kınıyoruz. O gençleri serbest bırakın. Artık bu ülkenin hukukunun, halkının üzerinden elinizi çekin.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)