GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:33
Tarih:10.12.2011

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bütçesi üzerinde görüşlerimi açıklamak ve burada serdedilen görüşlere ve eleştirilere cevap vermek üzere huzurlarınızdayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanlığı ülkemizin çimento kuruluşlarından bir tanesidir. Birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşlik hukukumuzun güçlenmesi adına en önemli görevlerden birini ifa etmektedir. O nedenle, cumhuriyetin başında rahmetli Atatürk kurumları kurarken, bir kanunla, hem Genelkurmay Başkanlığını hem Diyanet İşleri Başkanlığını eş zamanlı ve aynı kanunla kurmuş. İkisinin de önemi ortada. Ülkenin bekası için ordunun ne kadar önemi varsa, Diyanet İşleri Başkanlığının da o kadar büyük önemi vardır.

Bu nedenle, Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiye'de yaşanan sorunlarla ilgili toplumu din konusunda aydınlatırken, elbette ki dinin o konudaki kanaatlerini paylaşması zaten Anayasa'yla kendisine verilmiş görevlerden bir tanesi.

Diyanet İşleri Başkanlığı çimento kurum dedim. Diyanet İşleri Başkanlığını mezheplere veya tarikatlara veya başka yapılara göre yapılandırdığınız takdirde, o zaman çok parçalı bir yapının ortaya çıkacağı da aşikârdır. O zaman birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize ne kadar hizmet edeceği ayrı bir tartışma konusu olabilir, ama bugün herkes şunu açıklıkla ifade ediyor ki Diyanet İşleri Başkanlığı, mezheplerin ve tarikatların üzerinde İslam'ı Kur'an ve sünnete ve İslam'ın temel kaynaklarına göre inanç, kültür ve ahlakıyla ilgili toplumu aydınlatmak, bilgilendirmek ve ibadet yerlerini yönetmekle önemli görevlerini ifa ediyorlar. Bu görevlerinden dolayı, görev yapan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Tabii, burada çok talihsiz bir açıklama yapıldı. Diyanet İşleri Başkanlığının taşeron olarak nitelendirilmesinin, ben bu kürsüden söylenmiş talihsiz bir ifade olduğunu düşüyorum.

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - O zaman, taşeron yapmayın Sayın Bakan.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Çünkü, şimdiye kadar, hatırladığım kadarıyla?

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - O zaman Diyanete taşeron gibi bakmayın, taşeron yapmayın.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Diyanet İşleri Başkanlığıyla alakalı bugüne kadar bu kürsüden hiç kimse böyle bir beyanda bulunmadı. Ben üzüntümü ifade etmek isterim.

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Talihsizliği siz yapıyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Özkes, lütfen?

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - En büyük talihsizliği siz yapıyorsunuz. O zaman, Diyanete taşeron gibi bakmayın.

BAŞKAN - Sayın Özkes?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Tabii, Diyanet İşleri Başkanlığı, toplum mühendisliği de yapmaz.

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Lütfen? Taşeron gibi bakmayın Diyanete. Talihsizliği siz yapıyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Özkes?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Yapması da mümkün değildir.

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - En büyük talihsizliği siz yapıyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Özkes, lütfen? Sayın Bakan icraatları anlatıyor.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Diyanet İşleri Başkanlığının vazifesi toplumumuzda İslam esasları çerçevesinde, Anayasa ve kanunla verilen görevleri ifa etmektir; onu yapıyor.

Biz de Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığının hizmetlerini daha etkin, verimli yapabilmesi için önemli adımlar attık.

1935 yılında çıkan teşkilat kanunu, daha sonra 1965 yılında yenilenen yeni teşkilat kanunu, 1979'da Anayasa Mahkemesinin iptali nedeniyle yaklaşık otuz yıldır ağır aksak yürüyen bir yapıyı 2010 yılında Parlamentoda değiştirdiğimiz yeni bir teşkilat kanunuyla çağın gereklerine ve ihtiyaçlara göre yeniden donattık, önemli bir adımı attık; hizmetlerin daha etkin, daha verimli sağlanması için katkı sunduk.

Öte yandan, çıkarılan kanun hükmünde kararnameyle, görülen bazı eksiklikleri de orada giderme imkânı bulduk.

Peki, neler oldu bu değişmeler içerisinde diye baktığınızda, önemli olan birkaç tanesini ifade etmek isterim.

Örneğin, Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapan vaizler, imam hatipler veya başka bazı görevliler herhangi bir suç isnadı olduğu zaman diğer devlet memurları gibi ceza hukuku anlamında memur kabul edilmiyorlardı. Onlarla ilgili doğrudan inceleme, soruşturma, yargılama yapılabiliyordu. Eşitlik ilkesine aykırı bir durum ve bunu Anayasa'nın eşitlik ilkesi ve hukuk devletinin gereklerine uygun yeniden düzenledik.

On iki yaş sınırıyla alakalı, Kanunda yer alan ve insan hakları ve eşitlik ilkesiyle bağdaşmayan bir yapı vardı. Çocuklar Kur'an öğrenmeye gittiği zaman on iki yaş engeli yaz Kur'an kursları için söz konusuydu. Onunla ilgili adım attık, böylesi bir yasağı ortadan kaldırdık.

Başka pek çok konularda Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili önemli gelişmeler sağlandı. Bir tanesi de şu: Vekil görevlendirme durumu Diyanette sadece köy ve kasaba imamlığı için söz konusu idi. Ama Kur'an kursu öğreticiliği veya şehirdeki görevlilerle alakalı böyle bir uygulamanın imkânı yoktu. Yapılan değişiklikle Kur'an kursu öğreticiliği, vaizlik, imam hatiplik, müezzin, kayyımlık gibi her alanda vekil görevlendirmenin yolu açıldı. Çünkü toplumun ihtiyacı var. Biz oraya sözleşmeli veya kadrolu imam hatip veya bir din görevlisi görevlendiremediğimiz zaman sorunlar çıkıyor. Bu sorunları gidermek, hizmetlerin aksamasını ortadan kaldırmak için atılmış önemli adımlardan bir tanesi de bu oldu.

REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Öğretmenlere de ihtiyacı var. Sayın Bakan, öğretmenlere de ihtiyacı var bu toplumun.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Öte yandan, değerli milletvekilleri, hem din eğitimi konusunda hem ibadethanelerin yönetimi konusunda hem diğer pek çok konularda Diyanet İşleri Başkanlığımız çok önemli fonksiyonları yerine getiriyor. Burada Diyanet İşleriyle alakalı genel ve soyut ifadeler kullanırken veya birtakım sözler söylerken onun altının somut şeylerle doldurulması lazım.

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Müsaade edin anlatayım. Sen yirmi dakika konuştun, ben beş dakika. Müsaade et anlatayım.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Diyanet İşleri Başkanlığının genel ve soyut ifadelerle itham edilmesi gerçekten büyük bir haksızlık, büyük bir yanlışlık.

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Ben altını çok iyi doldururum.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Diyanet İşleri Başkanlığımız, sadece yurt içinde değil, yurt dışında da önemli görevleri ifa ediyor. Bugün 22 ülkede büyükelçiliklerin bünyesinde din hizmetleri müşavirlikleri, 28 ülkede başkonsolosluklarda din hizmetleri ataşelikleri ?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Atanamayan öğretmenleri de atayalım Sayın Bakan.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Pek çok ülkede, Kanada, Japonya, Avustralya, Türk cumhuriyetleri, Balkanlar ve pek çok ülkede, 39 ülkede vatandaşlarımıza hizmet veriyor. Bugün, Azerbaycan'da ilahiyat fakültesi, Türk lisesi; Kırgızistan'da ilahiyat fakültesi, Kazakistan'da ilahiyat fakültesi, Romanya'da yüksek İslam enstitüsü ve pedagoji lisesi, Bulgaristan'da yüksek İslam enstitüsü, ilahiyat koleji; Rusçuk, Şumlu ve Mestanlı'da üç tane imam hatip lisesi, Diyanet Vakfı tarafından bütün ihtiyaçları karşılanmakta. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza daha iyi hizmet sunmak maksadıyla, oradaki vatandaş olanların çocuklarını Türkiye'de eğiterek, orada daha kaliteli hizmet vermek için de önemli adımları attı, atmaya da devam edecektir.

Diyanet İşleri Başkanımızın cemevleriyle hiç bir araya gelmediği, birtakım başka dinlerin, işte, Yahudilik, Hristiyanlık dinlerinin önde gelenleriyle fotoğrafı olduğu hâlde, hiçbir cemevine gitmediği söylendi.

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Öyle demedim.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Diyanet İşleri Başkanlığımızın?

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Bak, o cümleyi o şekilde kullanmadım!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Diyanet İşleri Başkanlığımızın?

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Yalan konuşmayın Sayın Bakan!

BAŞKAN - Sayın Özkes? Lütfen ama?

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - O cümleyi o şekilde kullanmadım.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ?cemevlerine de gittiği ve onlarla görüştüğü?

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - O şekilde kullanmadım o cümleyi.

BAŞKAN - Sayın Özkes?

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Ama olmaz? Söylemediğim bir şeyi söylüyor.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ?çok açık, çok net bir biçimde ortada. Bakın, Türkiye'de Alevi inanışına sahip kardeşlerimizin sorunlarıyla biz ciddi olarak ilgilendik.

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Söylemedim.

BAŞKAN - Sayın Özkes, Sayın Bakanı konuşturmayalım mı?

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Konuşsun ama benim söylemediğim sözü söylüyor.

BAŞKAN - Lütfen ama?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - İlk defa, ülkemiz, hükûmet düzeyinde, bu sorunla, muhataplarını bir araya getirerek hem kendi aralarında hem de hükûmetin temsilcisinin olduğu bir ortamda yüz yüze gelip konuşma imkânı buldular. Yedi tane çalıştay yapıldı, nihai rapor yayınlandı. Alevi Bektaşi Klasikleri ilk defa Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkçeye kazandırıldı. Ortaöğretimde okutulan din kültürü ve ahlak bilgisi derslerindeki Alevi inanışına ilişkin bölümler o konunun saygın insanları tarafından, onların kabulüne göre yeniden yazıldı ve şu anda okutuluyor. Üniversitelerimizde Alevilik ve Bektaşilikle ilgili merkezler oluşturuldu. Hazreti Hüseyin Efendimizin şehit edilişinin yıl dönümü ve aşure günü münasebetiyle, ilk defa, Diyanet İşleri Başkanlığı mevlidi şerif düzenledi ve bunu bütün Türkiye'de yaygınlaştırmak için talimat gönderdi ve?

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Cemevinde mi yaptılar?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ?TRT de bu çerçevede yayınlar yaptı ve bunlar çok çok önemli adımlar. Biz ilk defa bunları yapıyoruz. Bugüne kadar pek çok hükûmetler geldi, bunları biz hayata geçirdik ve doğru adımlar attık, daha atılması gereken adımlar varsa onları da biz yapacağız.

Madımak Oteli ile ilgili Alevi kardeşlerimizin dile getirdiği talepleri de herkes dinledi, hayata geçiren, onu uygulayan da biz olduk ve Madımak Oteli onların talepleri doğrultusunda yeniden yapılandırıldı.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sivas katliamının failleri nerede?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Faillerini de milletvekili yaptınız, onu da söyleyin.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, TİKA ve Yurtdışı Türkler Akraba Topluluklar Başkanlığı da bizim yüz akı kurumlarımızdan bir tanesi. Nereye giderseniz gidin yurt dışına, sizin karşınızda TİKA'nın eserleri ay yıldızlı al bayrakla sizi saygıyla selamlayacaklardır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Gittiğiniz her ülkede insanlar sizi takdirle karşılayacaklardır. Ülke yöneticileri, oradaki soydaşlarımız, vatandaşlarımız, akrabalarımızın hepsinin minnet ve şükranla sizi alkışladıklarını, ağırladıklarını göreceksiniz. Bakın, biz hem Türk dünyasında hem akraba topluluklarla ilgili hem de ilgimiz olan her yerle alakalı önemli adımlar attık. Bizim dönemimizde Türk Konseyi kuruldu, önemli bir adım gerçekleştirilmiş oldu. Bizim dönemimizde TÜRKPA kuruldu, Türk Parlamenterler Asamblesi, önemli bir adımı yine beraber attık. Türk kültürüne hizmet için Yunus Emre Vakfını hayata geçirdik, şu anda Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri dünyanın dört bir yanında insanlara hizmet veriyor. Bugün on beş ülkede on sekiz tane Yunus Emre Türk Kültür Merkezini açtık, orada hizmet veriyor, bunu bütün Türklerin olduğu yerlere ve olmadığı yerlere de Türk kültürünü yaymak, dilini öğretmek, kendimize ait değerleri oraya taşımak için yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz; ilk defa bunu biz yaptık, ilk defa biz hayata geçirdik. Bugün Bosna-Hersek'te, Arnavutluk'ta, Mısır'da, Makedonya'da, Kazakistan'da, İngiltere, Belçika, Suriye, Kosova, Romanya, Lübnan, Ürdün ve İran'da var; yakında Almanya'da açıyoruz, başka yerlerde de çalışmalarımız devam ediyor. Yine Yunus Emre Vakfıyla beraber Türkoloji Projesi devam ediyor, daha önce TİKA tarafından devam edilen bu proje şimdi Yunus Emre Vakfı tarafından devam ettiriliyor ve önemli adımlar atılıyor. Türk dilini dünyanın dört bir yanında öğretmek için adımlarımızı atıyoruz, çalışmalarımızı yapıyoruz. Şu anda binlerce öğrenci buralarda okuyorlar. Türklüğün altını doldurmak böyle olur; bir kurum kurarak ve bunları kurumsallaştırarak, bu millete ve değerlerine hizmet edecek yapıları ayağa kaldırarak olur. Yunus Emre Vakfını da biz kurduk, şimdi daha önemlisini yaptık.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını kurduk. Müsteşarlık düzeyinde yapılan bir yapı ve bu yapıyla beraber yurt dışında bulunan ne kadar vatandaş, ne kadar soydaş, ne kadar akraba varsa orada olmayı, onlara hizmet etmeyi bir vazife bildik ve orada alanında uzman, dünyanın hemen hemen her dilini bilecek, Türklerin olduğu yerdeki dilleri bilecek uzman kardeşlerimizle, görevlilerimizle beraber hizmet ediyoruz, hizmet etmeye de devam edeceğiz.

TİKA'nın yeniden yapılandırılması bir zaruretin gereğidir. TİKA dün öyle kurulmuş olabilir ama Türkiye'nin bugün artan itibarı, gelişen yapısı, ortaya koyduğu vizyon ve misyona 92'de biçilen bu gömlek dar geliyordu. Onun için de dar gelen gömleği değiştirdik.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Millî görüş müydü?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi yakışan elbiseyi diktik ve koyduk, o da yakışıyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Dar gelen millî görüş müydü?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bugün Türkiye, bölge devleti değil, dünya devleti. O yüzden, Orta Asya ve Kafkaslar Dairesi Başkanlığı, Balkanlar ve Doğu Avrupa Dairesi Başkanlığı, Orta Doğu ve Afrika Dairesi Başkanlığı, Doğu ve Güney Afrika Dairesi Başkanlığı, Dış İlişkiler ve Ortaklıklar Dairesi Başkanlığı, Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı kurduk ve dünyanın her yanında TİKA'nın olmasına özen gösteriyoruz. Bundan sonra da adımlarımızı atacağız. Bugün 25 ülkede tam 28 tane TİKA'nın koordinasyon ofisi var. Bunların 18 tanesi, Türk cumhuriyetlerinde ve akraba toplulukların yaşadığı yerlerdedir. Nerede ihmal var, nerede var? 28 tane, bunun 18 tanesini kurduğumuz yerler ortada. Biz  devraldığımızda da 1992'den 2003'e kadar -diyelim 1 Ocak'a kadar, bir iki ay var- toplam 12 taneydi; biz bunun üzerine 16 tane ofis kurduk ve her yerde ay yıldızlı al bayrağımızı dalgalandırıyoruz, dalgalandırmaya da devam edeceğiz.

Bugün dünyanın dört bir yanında ecdat yadigârı eserleri ayağa kaldırırken, onları yeniden insanların hizmetine sunarken biz TİKA'yla bunu yapıyoruz.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Arabistan'da Osmanlı eserlerini yıkıyorlar, ne yaptınız?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakın, 1992'yle 2003 arasında TİKA'nın gerçekleştirdiği toplam proje sayısı 2.506 tane. Bizim, şu ana kadar gelen süre içerisinde -dokuzuncu yılımızı doldurduk- gerçekleştirdiğimiz proje sayısı 10 bini aştı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Allah aşkına, yaklaşık on senede 2.506 proje, şimdi dokuz senede bizim ortaya koyduğumuz 10 binden fazla proje. Türklüğün altını doldurmak böyle olur böyle, hamasetle olmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Öte yandan, 2010 yılında TİKA 1.673 tane proje gerçekleştiriyor. Baktığınız zaman, bu projelerin 862'sini Kafkaslar, Orta Asya ve Orta Doğu bölgelerinde gerçekleştirmişiz; ama 488'ini Balkanlarda, 314'ünü Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde gerçekleştirmişiz. Bunu rakama döktüğünüzde ne çıkıyor ortaya: TİKA bütçesinin yüzde 36,55'ini Kafkasya ve Orta Asya, 29,79'unu Balkanlar bölgesinde, yani akraba toplulukların ve soydaşların olduğu yerde harcadığımız çıkıyor. Rakam ortada, neredeyse yüzde 70'ini biz buralara harcıyoruz. Nerede ihmal var?

Öte yandan, baktığınız zaman, her bir yanda eserlerimiz sizi selamlıyor ve oraya gittiğinizde de bunu yakından görme imkânınız var.

Bakın, bana büyükelçiler geliyorlar, soruyorlar "Bu TİKA ne yapıyor, iş birliği yapabilir miyiz" diye; çünkü TİKA'nın yaptığı hizmetler bütün dünyanın takdirinde, herkes övgüyle bahsediyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sizden başka takdir eden yok!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Ama bakın, dünyada da TİKA benzeri örgütler var. Burada konuşuluyor; boya, badana yapıyor. Doğru, TİKA'nın boya, badana yaptığı yerler var, cam taktığı yerler var, su getirdiği yerler var, asfalt yaptığı yerler var, hastane yaptığı yerler var, okul yaptığı yerler var, yol yaptığı yerler var, ilaç malzemesi sunduğu yerler var. Niye var? Çünkü bu tip kuruluşların yaptığı işler bunlar. Japonya'nın JIKA'sına bakın aynısını görürsünüz, Amerika'daki ilgili kuruluşa bakın aynısını görürsünüz, Almanlarınkine bakın aynısını görürsünüz çünkü "kalkınma yardımı" derken gidip de ülkelere fabrikalar kurup bir şeyler yapmıyorlar, kalıcı yatırımlar yapıyorlar; ülkelerini görünür kılmak, yaptıkları yardımları orada göstermek de bu açıdan önemli, bir propaganda açısından da son derece önemli bir adım. Bir okulu düşünün, insanlar bulunduğu yerde çok fakir, kış da var ama camını takacak güçleri yok, onlar için en önemli yatırım o camın takılmasıdır. İşte TİKA, vakti geldi soğuktan donan çocukları kurtarmak için onların okulunda cam oldu?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Van'daki soğuktan ölen çocukları söyle.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ?vakti geldi onların sobasını ısıtmak için odun oldu, orada onları ısıttı; vakti geldi orada ilaç oldu, hastane oldu. Biz şimdi Lübnan'da yapıyoruz. Doğru, yapıyoruz, bir bakarsanız Türkmenlerin olduğu yerde ne yaptığımızı görürsünüz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Biliyoruz, sizi sokmuyorlar ülkelerine?

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Sayın Başbakan oraya gitti, orada alkışlarla insanlar Sayın Başbakanımızı karşıladı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Okulları kapatıyorlar, görüyoruz onları. 

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakın, Afganistan'da Özbekler var, Türk asıllı kardeşlerimiz var, başkaca? 87 tane okul yaptık biz Afganistan'da. Daha, ben kendim, geçenlerde Kazakistan'da Talgar bölgesinde Ahıska Türklerine yaptığımız okulun açılışını yaptık. Gidin sorun siz Ahıskalıların temsilcilerine; neler yapıldı, nasıl yapıldı, size onlar gayet iyi anlatacaklardır. Biz yaptığımız hizmetlerle hem Türk milletinin onurunu, haysiyetini yükseltiyoruz hem de milletimizin ay yıldızlı al bayrağını onurla dalgalandırıyoruz. O yüzden de her yerden destek, her yerden dua, her yerden alkış alıyoruz.

Somali'yle ilgili de bir şey söyleyeceğim. Somali'de biz 500 bin TL para bir yere harcamadık şu ana kadar, harcadığımız bütün para şu ana kadar Somali'de 87,4 milyon. O da ne için? Gıda göndermişiz, başka şeyler göndermişiz, Kızılay çadırı göndermişiz, aşhane göndermişiz, hastane açmışız, pek çok şeyler açmışız.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Önce demokrasi gönderseniz ya Amerika'yla, asıl orada ihtiyaç var.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi, bakın,  bizim topladığımız para burada. Ne kadar toplamışız paraya baktığınız zaman? Vatandaşlarımızdan değişik yollarla 433,5 milyon toplanmış.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Demokrasi var mı demokrasi Somali'de? Petrol mü yok yoksa orada!

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - 102 milyon 100 bin TL de STK'lar toplamış. Biz bunlarla orada toplu konut yapacağız, biz bunlarla orada hastane yapıyoruz, biz bunlarla orada yetimhane işletiyoruz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ?biz bunlarla orada Türk milletinin ay yıldızlı al bayrağını gururla, onurla dalgalandırıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ben sözlerime son verirken hepinizi saygıyla selamlıyor, bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)