| Konu: | İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 02.07.2025 |
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sayın Başkanım, öncelikle, yeni dönemde sizleri kutluyorum ve Tekirdağ Milletvekilimiz Sayın Nurten Yontar'a Divandaki görevinde başarılar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi ve ekranları başında bizi izleyen tüm vatandaşlarımızı sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
İklim Kanunu Teklifi'nin geçici 2'nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Manisa, Hatay ve İzmir'deki yangınları kontrol altına alamayan, iklim değişikliğinin en önemli sigortası olan ormanları koruyamayan, zeytinlikleri madencilere açan zihniyet iklim değişikliği için önlem alamaz; sadece ve sadece ülkemizi iklim değişikliğinin kurbanı yapar. Türk Hava Kurumunun uçaklarını işe yaramaz diye çöpe atıp yabancıdan medet uman zihniyetle ormanlar korunamaz. Uçak filosunu ormanlar için değil, saray için kuran zihniyet elbette ki iklimi de koruyamaz. AK PARTİ iklim kanunuyla sadece iklim rantı oluşturma derdindedir. Nasıl mı? Karbonu satarak para kazanmaya çalışan bir yöntemle karşımızda. Karbon piyasası kuran enerji üreticileri ve bacalarına filtre koymayan fabrikaların yöneticileriyle iş tutan bir zihniyet var. Biliyoruz ki AK PARTİ doğayı koruyamaz, sadece katleder.
Yıllarca kentlere ihanet ettiniz; bunu da en yetkili ağızdan Sayın Cumhurbaşkanı ifade etmişti, hatırlarsınız. Trakya da yıllardır kan ağlıyor, kanser hastalığıyla uğraşıyor, zehir soluyor, havası kokuyor; vatandaşımız ise penceresini açamıyor ama buna sebep olanlara ceza kesmeyen, bacalarına filtre zorunluluğu getirmeyen AK PARTİ iklim değişikliğine karşı sahici önlem alabilir mi diyorum; tabii ki hayır. Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakan olduğu 2011 yılında Ergene'yi temizleme konusunda söz verdi. "Şafak harekâtı" demişti, tam on dört yıl geçti, çocuklar ortaokulu bitirdi, liseye geldi; hâlâ Ergene'den zehir akıyor arkadaşlar. Ergene'yi temizleyemezken koca Türkiye'nin iklimini nasıl koruyacak ben merak ediyorum.
Trakya art arda kuraklık yaşadı. Geçmişte çekirgeler vardı, tırtıl vardı; yine çekirge istilası var. Kuraklık, don derken maalesef çiftçilerimiz perişan hâlde ve "Çözüm var mı?" deyince, yok... Ben buradan, dolu zararından, don zararından, çekirge zararından zarar gören Tekirdağlı hemşehrilerime, tüm çiftçilerimize geçmiş olsun diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
İşte, maalesef, yeşil büyümeden söz ediyorsunuz. Yoksul kesimi yok sayan, emeklileri gözden çıkaran bir iktidar Allah aşkına neyin büyümesini yapacak? Buradan yeşil büyüme değil ancak yeşil küçülme çıkar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçici 2'nci madde, iklim için gereken yükümlülüklerde son tarih olarak 31 Aralık 2027'yi gösteriyor; ancak bunu bir yıl uzatma yetkisi de Cumhurbaşkanına veriliyor. Yerel eylem planları için de son tarih yine 31 Aralık 2027; bunu da uzatmaya Çevre Bakanı yetkili. Cumhurbaşkanının iki dudağı arasında doğayı koruyamazsınız, Türkiye bu iki dudağa teslim edilemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zirai Don Komisyonu olarak ülkeyi karış karış dolaşıyoruz. Geçen hafta iklim değişikliği uzmanlarını dinledik, her yıl zirai donun kaçınılmaz olduğunu ifade etti; ancak gerek Çevre Bakanlığı gerekse Tarım Bakanlığının bu konuda ne kadar hazırlıksız ve etkisiz olduğunu orada yetkiler ifade ettiler. Boğaziçi Üniversitesinden Profesör Doktor Levent Kurnaz Türkiye'nin çölleşeceğini ifade ediyor değerli arkadaşlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sunum yaptı, 2024 yılında son elli dört yılın sıcaklık rekoru kırılırken yağışların bir önceki yıla göre yüzde 16,3 azaldığını ifade ettiler. Risk büyük, risk ürkütücü ancak Bakanlık hâlen iklim senaryoları üzerinde çalışmaya devam ediyor. Aksi olsa son otuz yılın en büyük zirai donunu yaşamazdık diyorum. Ülkemizin 2080 yılında buğday, arpa, mısır ve çeltik üretiminde kayıp yaşayacağı ifade ediliyor. Bakanlık sektörel senaryolar için 2027'yi yani yine geleceği ifade ediyor. Bunca zaman ne yaptınız diye ben buradan soruyorum AK PARTİ'li yöneticilere. Öğrendik ki 2075 yılı itibarıyla Adana, Antalya, Hatay, Mersin kuşağının çölleşeceğini ifade ediyor yetkililer. Tehlike bu kadar yakınlaşmışken bölgesel ve sektörel bazda risk analizi yapan var mı? Tabii ki yok. İklim etkileri haritası ivedilikle çıkarılmalı, gıda bekamız için iklim değişikliğine uygun ürün deseni oluşturulmalı, meteoroloji ve tarım sektörü ikiz kardeş gibi beraber çalışmalıdır. İlaçlama süresi, mevsimsel dönüşümler, meteorolojik veriler çiftçilere aktarılmalı, bunları takip ettikleri bilgilendirme siteleri oluşturulmalıdır.
Buradan çağrı yapıyorum: Yasayı geri çekin, yasalaşmasını engelleyin arkadaşlar. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bu yasaya "hayır" diyoruz, gene gelecek olan zeytinler, madenler yasasına da "hayır" diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla) - Biz üretenin yanındayız, biz ülkemizin gerçek üreticilerinin yanındayız. Arkadaşlar, biz "zeytin" diyoruz, siz "kömür" diyorsunuz; biz "hava" diyoruz, siz "para" diyorsunuz. Siz yeşili seviyorsunuz ama hangi yeşili? Doların yeşilini. Biz ise tabiatı, doğayı seviyoruz diyor, saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)