| Konu: | İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 02.07.2025 |
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; belki de son çeyrek yüzyılın en önemli sorunuyla ilgili bir kanunu görüşüyoruz. Bugün ülkemizdeki su kaynaklarının bir yandan da tüketilmesi, derelerin, göllerin kuruması, yer altı sularının çekilmesi, iklimdeki değişikliklerin özellikle tarım alanlarına etkisi tartışılmaz. Bir iklim kanununa ihtiyacımızın olduğu bir gerçek ama üzülerek söylüyorum ki üniversiteler, çevre dernekleri, özellikle belediyeler ortak bir akılla bu yasayı yapmadı. Şimdi, iklim değişikliğinden en çok etkilenen dar gelirli yurttaşların yaşadığı bölgelerle ilgili hiçbir çözüm, hiçbir akıl, düşünce bu yasada yok. Üzülerek söylüyorum, bir belayı defetmeden diğeri geliyor. Bakın, bugün bunu görüşüyoruz, yarın zeytinleri yok edecek yasa teklifi gelecek. Ama şimdi buradaki riskleri, birkaç şirketin hazırladığı bu yasalarla ilgili riskleri 86 milyon çekiyor, işçiler çekiyor. İliç'te işçilerimiz öldü ama bu yasaların rantını tamamen 5 tane şirket alıyor, yiyor ve tüketiyor. Ben sormak isterim: Yarın gelecek yasa teklifiyle Cumhurbaşkanına verdiğiniz yetki olağanüstü bir yetki, acele kamulaştırmayla istediği bölgede "maden arazileri" diye tarım arazilerini kamulaştırabiliyor, oluşturduğu 3 kişilik kurul buna karar veriyor, bu madenleri yurt dışı dâhil istediğine verebiliyor; ağaçları, zeytin ağaçlarını kesme, yerini değiştirme yetkisini veriyor, hakkını veriyor ve buna dava açamıyoruz. Neden? Neden bu yetkiyi veriyoruz? İliç'te olduğu gibi yer altındaki madenleri bu devlet işletmiyor, bunun parası halka da gelmiyor. Riski biz alıp neden Kolin, Limak, Cengiz İnşaat buraları gasbediyor arkadaşlar? Şimdi soruyorum: Bu yasa teklifi gelecek yarın, bugün iklim yasasını görüşüyoruz; bu topluma, bu ülkeye, bu halka gerçekten ne faydası var? İklim değişikliğiyle ilgili Zirai Don Komisyonu kuruldu, şehir şehir milletvekilleri geziyor. Sebeplerinden bir tanesi donun, iklim yasasının, önlemlerin uzun yıllardır alınmaması. Birçok şehrimizde su sorunu var, barajlar yüzde 15'lerde, yüzde 20'lerde, yer altı suları çekilmiş durumda. Bundan dolayı tarım arazilerindeki verimsizlik, ürünlerdeki azalma ortada. Bunların hiçbirini tartışmadan, aklı ortaya koymadan şirketleri düşünerek iklim yasasını yapıyorsunuz. Hemen yarın, zeytinleri, doğayı katledecek, tarımı katledecek maden yasasını getiriyorsunuz. Bu toplum bu kadar yükü çekmek zorunda mı?
Bakın, bir kez daha söylüyorum: Riski alan bu ülkenin çiftçisi, işçisi, halkı, ölen maden işçileri ve bu madenleri devlet işletmiyor; vermiş olduğunuz, yaratmış olduğunuz 3-5 tane şirket. Daha acısını söyleyeyim: Yarınki yasadan sonra Cumhurbaşkanı istediği bölgeyi madene açacak, ağaçlar kesilecek ve yabancı şirketlere verecek, madenlerimizi verecek; bakın, söylüyorum bunu. Kapitülasyonlardan ne farkı var bunun? İliç'teki rezaleti gördük. İliç'te altını kim çıkarıyor? Kim ölüyor? Benim işçim ölüyor. O yüzden, bu yasaları daha ciddi yapmak zorundayız.
İklim yasasını dört gün görüşmek zorunda kalıyoruz. İklim yasası görüşülürken, bu kadar önemli bir yasa görüşülürken Meclis boş. Şu anda dolu bakın. Niye? El kaldıracağız çünkü, el kaldıracağımız için dolu şu anda. (CHP sıralarından alkışlar) Gelen milletvekillerinin hiçbiri bir fikir ortaya koymuyor, koymuyor ancak laf atıyor yani varlığınız da dert, yokluğunuz da dert; ben ne diyeyim size! (CHP sıralarından alkışlar) Gerçekten öyle. Boş olduğu zaman "Niye boş?" diye yoklama istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HARUN MERTOĞLU (Rize) - Şimdi de isteyecek misiniz?
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Meclisin ciddiyetine yakışır bir görüşme olsun diyoruz; geliyorsunuz, laf atmaktan başka bir şey yaptığınız yok. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Ali Mahir Bey...
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) - Yani bak, hâlâ laf atıyorsun. Meclis kapanıyor arkadaşlar, birazdan oylayacağız. Bu yasanın aleyhine konuşuyoruz; laf atma, bir fikir at ortaya. Laf atma, niye laf atıyorsun? Niye laf atıyorsun? (CHP sıralarından alkışlar) İklim kanununu konuşuyoruz, maden kanununu konuşuyoruz. Bölgenle ilgili sorunları anlat, bölgendeki sıkıntıları anlat ama bunları konuşamıyoruz. Maalesef ki bu kanun tekliflerini, bu yasaları Meclis yapmıyor; bu saydığım 5 şirketin CEO'ları yapıyor, onlar hazırlıyor. Bu, halka; bu, Meclise; bu, hepimize bir saygısızlıktır. İklim kanununa biz "ret" oyu vereceğiz. Ayrıca, umarım yarın bu zeytin yasasını, maden yasasını bu Meclise getirmezsiniz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)