| Konu: | 1995-2011 yılları arasındaki 8 Temmuzlarda şehit olanlara ve Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde şehit olan 12 askere, terör örgütünün yaraladığı askerlere, beş yıl önce İdlib'de şehit olan Tekin Tuturga’ya, eski Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’nın bir sosyal medya paylaşımına, Erzincan Emniyet Müdürlüğünün Başbağlar katliamının yıl dönümüyle ilgili paylaşımına, Afyonkarahisar Çay Kaymakamının bir toplantıyla ilgili yolladığı davetiyeye ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 08.07.2025 |
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Değerli Genel Kurul, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bugün kederliyiz, üzüntülüyüz. Biz, ben ve arkadaşlarım, Genel Kurulda, o gün şehit olmuş, yıl dönümü olan şehitlerimiz varsa hep onların ismini andık. Bugün 8 Temmuz. 8 Temmuz tarihinde 1995 ile 2011 yılları arasında hayatını kaybetmiş tam 21 şehidimiz var: Ahmet Ece, Alaattin Bozarslan, Ali Kurt bunlardan sadece 3'ü. Bununla beraber 12 şehidimiz daha eklendi: Ümit Üzüm, Celattin Uyanık, Ahmet Gültekin, Ege Akar, Kani Obi, Ahmet Kuşak, Mahsun Yeşildemir, Özkan Özkanlı, Furkan Sert, Fikret Mangura, Enver Yaman ve Abdurrahman Akdoğan. Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun; acılı ailelerine de sabırlar diliyoruz.
Tabii, bu gencecik canların kaybolmaması, evlatlarımızı kaybetmememiz için hepimize sorumluluk düşüyor iktidarıyla muhalefetiyle. Söylediğimiz sözler, yaptığımız yorumlar... Bu konu, hamasete konu edilecek bir konu değil. Bu konu, üzerinden siyaset yapılacak bir konu da değil. Hepimiz bu sorumluluk içerisinde hareket etmek mecburiyetindeyiz. Bu konular karşısında kim sessiz kalıyorsa; bu konular, bu olaylar konusunda kim suskun kalıyorsa veya kim bir hamaset diliyle bunun üzerinden siyaset yapmaya kalkıyorsa da ona lanet olsun. Bunların sorumluluğu, bu konuların üzerinde sorumluluğu olanlara da lanet olsun diyoruz. İki duygu yaşıyoruz burada; bir, acımız büyük; iki, çok fazla da soru işaretimiz var. Soru işaretimizin olması da herhâlde anlaşılabilir, zira geçtiğimiz hafta bu kürsüde terör örgütünün yaraladığı askerlerimizden bahsetmiştik. Bizzat ben Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittim, diğer Grup Başkan Vekilimiz Sayın Turhan Çömez'le beraber bu askerleri orada ziyaret ettik. Onlar yaşadıklarını anlattılar; kaç askerin yaralandığını, saldırının nasıl gerçekleştiğini, mağarada bulunan kırmızı kategoriye giren 2-3 terör örgütü üyesini yakalamak üzereyken bu saldırıların gerçekleştiğini bize uzun uzun anlattılar ama biz ona rağmen Millî Savunma Bakanından bu konuyla ilgili detaylı açıklama istedik, dedik ki: "Bu milleti aydınlatın, bu süreçleri şeffaf hâle getirin." Bu millet anlayan, basireti olan, olayları idrak edebilen büyük bir millettir. Bunları anlatmaktan çekinmeyin, korkmayın çünkü herkes neyin ne olduğunu gayet net biliyor ama bu soru önergemize herhangi bir cevap verilmedi, hiçbir şekilde de bir açıklama yapılmadı. Bu konuyla ilgili de yeterli derecede bir açıklama yapılmadı, bununla alakalı da biz bugün bir araştırma önergesi verdik, tüm yönleriyle bu şaibeli olayın aydınlatılmasını istiyoruz ve Meclisten de bu konuda destek bekliyoruz. Eğer anlatıldığı gibiyse çok ciddi bir ihmal söz konusu, yok bize anlatıldığı gibi değilse o zaman da bambaşka, çok daha farklı bir problemimiz var.
Bakın, niye önemli bu konular? Biz niye hatırlatıyoruz şehitlerimizi? Bundan beş yıl önce İdlib'de şehit olan bir özel harekât polisi, Tekin Tuturga hayatını kaybetmiş ve önce "şehit" demişiz. Daha sonra bu şehidimize, işte, bayraklara sarılıp yapılan törenden sonra, aradan beş yıl geçmiş, SGK çıkmış demiş ki: "Zaten kalp hastasıydı, dolayısıyla şehit sayılmaz." Bugüne kadar yapılan ödeme olan 1,5 milyonluk farkı da geri talep ediyor. Bu insanlara bu zulmü yapmayın, bu millete bu eziyeti etmeyin. Tekin Tuturga'nın hatırasına ve ailesine reva görülen bu zulmü de buradan lanetliyoruz. Ben SGK'yi arattırdım, bu işi burada gündeme almadan önce doğruluğunu sordum. Evet, aynen böyle, doğru bu hadise yani anlatıldığı gibi değil çıkar bazen, aynen anlatıldığı gibi hatta çok daha vahim. Bu, bu ülke için utanç vericidir. Bir şehidimizdir, 3 kız evladı var; 1'i doktor, 2'si hâlen öğrenci. Siz bu aileden 1,5 milyon Türk lirası talep edemezsiniz. Ben bu ülkenin bir ferdi olarak da bunu reddediyorum ve bunu da burada gündeminize getiriyorum; anlaşılır ve kabul edilebilir değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Arkadaşlar, şeffaf olmayan her sürecin sonu güven kaybıdır. Eğer bir süreç yürütülüyorsa bunun olanca çıplaklığıyla anlatılması ve ifade edilmesi gerekir. Millî Savunma Bakanı buraya gelip yaşanan bütün bu hadiselerle ilgili bilgi vermek zorunda.
Yine, bizi çok sinirlendiren, öfkelendiren başka bir olaydan bahsedeceğim, o da eski AK PARTİ milletvekiliyle ilgili. Aslında reklamını da yapmak istemiyorum. AK PARTİ'den bu konuyla ilgili duyduğumuz açıklamalar da son derece yetersiz çünkü eski bir milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı'nın sosyal medyada hepimizin gördüğü, paylaştığı bir paylaşımı var. Bununla ilgili birkaç açıklama yapıldı ama kendisinin adı dahi zikredilmedi. Bakın, ne diyor -bunları seçmen bilmek ve görmek zorunda, 3 dönem üst üste vekillik yapmış bu kişi- söylediği de şu: "Kadim bir geçmişe sahip aziz millet ve büyük devlet kanlı 1923 darbesiyle hesaplaşmadan ve helalleşmeden yeni terörsüz ve büyük devlet yolunda ilerleyemez." Bakın, bu açıklama ile daha önce yapılmış olan açıklamalar da nasıl birbiriyle örtüşüyor, ona dikkatinizi çekerim. Üç dönem milletvekilliği yapmış bu kişinin bu açıklamasıyla ilgili sadece ben Ömer Çelik'ten bir açıklama duydum, o da bunu kınayan veya disipline sevk eden, kabul edilemez bir ifade olarak değil; işte "Cumhuriyet bizim için çok kıymetlidir." açıklamasından ibaret. Parti devleti hâline getirirseniz bu ülkeyi, yarın en büyük acısını siz çekersiniz.
Bakın, başka bir örnek, gene benzer: Biz Başbağlar'a gittik, Başbağlar katliamının yıl dönümünde Genel Başkanımızla beraber oradaydık. Bizimle beraber Sayın Veli Ağbaba, aynı zamanda Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül de oradaydı, farklı siyasi partilerin temsilcileri de vardı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Sayın Kavuncu, son kez uzatıyorum, lütfen buyurun.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bu da Erzincan Emniyet Müdürlüğünün konuyla ilgili paylaşımı, sadece AK PARTİ Genel Başkan Vekili Sayın Efkan Ala'dan bahsediyor. Biz gittik ama Erzincan Emniyet Müdürlüğüne göre biz gitmemişiz, ne biz gitmişiz ne Cumhuriyet Halk Partili vekiller gitmiş. Bunları, bu örnekleri ben daha önce de buradan paylaştım. Afyonkarahisar Çay Kaymakamı yaptığı bir toplantıya AK PARTİ logosuyla vatandaşa davetiye yolluyor. Devleti partileştiremezsiniz, bunun acısını yarın siz de çekersiniz, bizim çocuklarımız da çeker; buradan da bunu kınadığımızı ifade ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.