GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YENİ YOL Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:106
Tarih:08.07.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamu bankalarından kimlere, hangi kıstaslara göre kredi verildiği ve heba edilen kamu kaynakları üzerine vermiş olduğumuz grup önerimiz üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biraz önce burada tartışmalar oldu. Bu tartışmalarda hep böyle temiz ellere atıfta bulunuldu. Türkiye'de gelin şunu yapalım: Birkaç defa bu kürsüde söyledim arkadaşlar, Türkiye'nin bir temiz eller operasyonuna ihtiyacı var ama temiz eller, temiz bir yargıyla, temiz bir yürütmeyle, temiz bir yasamayla olur yani kirli ellerle değil, kirli bir yargıyla değil, -iyileri tenzih ederim- ve kirli olan bürokrasiyle değil, temizle yapılır; bunu yapmamız lazım. Ben buradan Meclis Başkanına sesleniyorum: Biz burada mal varlıklarımızı bildiriyoruz; günden güne, bu mal varlıklarımız değiştiği zaman da bildiriyoruz; açıklasın bu mal varlıklarımızı bizim; birinci derece akrabalarımız dâhil olmak üzere, ikinci derece akrabalarımız dâhil olmak üzere açıklasın. Hazine ve Maliye Bakanına sesleniyorum: Bizim, birinci ve ikinci derece akrabalarımız dâhil olmak üzere, milletvekillerinin, bürokratların tüm mal varlıkları açıklansın. Bunları niye açıklamıyorlar? Açsınlar bunları; kimin ne kadar tarlası var, arsası var; kim emsal almış, kim almamış, bunları görsünler. Milletvekillerinin hangilerinin elleri kirli, nasiyeleri kirli veyahut da bu paralarla, bu maaşlarla veya mal varlıkları varsa, bunlarla eşzamanlı olarak, eşgüdümlü olarak doğru mu diyerek bunları araştırmamız gerekmiyor mu? Gerekiyor. Bakın, bu kısır döngüden, kavgalardan çıkmamız lazım arkadaşlar. İtalya yaptı bunu, Antonio Di Pietro diye bir savcı geldi ve temiz eller operasyonunu yaptı. Ama o temiz eller operasyonunu yaparken hükûmet arkalarındaydı bunların ve dedi ki: "Yap bu temiz eller operasyonunu." Şimdi bizde şöyle oluyor: İktidara gelenler yargıyı arka bahçesi yapmak istiyor veyahut da bürokrasiyi arka bahçesi yapmak istiyor veya üniversiteleri arka bahçesi yapmak istiyor veyahut da biz aynı zamanda medyayı arka bahçemiz yapmak istiyoruz. Bu doğru değil mi? Çok partili hayata geçtiğimiz andan itibaren niye bunlardan ders almıyoruz? Aynısını şimdi iktidar yapıyor, "Gelin, bunların hepsini ben arka bahçesi yapayım, benimle ilgili olan konuları unutturayım, bunlarla ilgili yargı bir şey yapmasın." diyor. Yani bu Adalet ve Kalkınma Partili belediyelerde hiçbir şey yok mu? Ya, var ya. Nasıl yok? Öncesinden var bunlar, 8 tane belediye başkanıyla ilgili işlem yapılmadı mı? Yapılmadı. Bunlar FETÖ'den mi alındılar yoksa bunlar yolsuzluktan mı görevden alındılar da istifa ettirildiler, bilen var mı? Yok, bilmiyoruz. Mevcut belediyelerde de kimin ne yolsuzluğu varsa AK PARTİ'li demeden, CHP'li demeden, HDP'li kalmadı zaten, sizlere de tekrar yeniden bakıyorum, hep kayyum atandı sizlere, sizler HDP'liler kalmadınız veya MHP'li veya varsa İYİ Partili, İYİ Partili de var mı bilmiyorum ve bunlarla ilgili olarak hep beraber yargı herkesi görsün, Sayıştay herkesi görsün. Görüyor, Sayıştayın namuslu insanları da var; her türlü baskıya rağmen, 15 Temmuzdan sonraki baskılara rağmen bunlar var değerli arkadaşlarım.

Şimdi gelelim grup önerimizle ilgili konuya. Bu kamu bankaları var biliyorsunuz, bu ülke kaynakları doğru bir şekilde kullanılmıyor, doğru bir şekilde de değerlendirilmiyor. Şimdi, Sayıştay raporları var, bu Sayıştay raporlarıyla ilgili işlemler de yapılmıyor artık, Sayıştay da görevini yapamıyor. Bu bankalardan, devlet bankalarından, kamu bankalarından kimler, hangi kişiler, hangi kuruluşlar, hangi şirketler ve hangi belediyeler kredi aldılar biliyor muyuz? Bilmiyoruz bunları. Öğrenmek istiyoruz, soru önergesi veriyoruz; ne diyor biliyor musunuz Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya Hazine ve Maliye Bakanı veya İçişleri Bakanı bize? Şunu söylüyor: "Bunlar devlet sırrı." Ticari sırmış bunlar. Yahu, niye ticari sır olsun? Bu banka devletin değil mi? Devletin bankası. Kim kredi aldı kardeşim buradan ve kim bu kredileri aldıktan sonra ödemedi; bunlarla ilgili bir açıklama yapın diyoruz, yapmıyorsunuz.

Şimdi, aynı şekilde, bu Ziraat Bankasıyla ilgili bazı tasarruflar yapılmış. Mesela ben okuyayım sizlere: Son günlerde birçok belediye ve yöneticilerine yönelik olarak kamu kaynaklarının usulsüz ve kanunsuz şekilde belli bir amaç için aktarıldığı iddiasıyla güya yolsuzluk operasyonları yapılmaktadır. Söz konusu belediyelerin tamamının muhalefet parti yönetimindeki belediyeler olması bu operasyonların siyasi bir gayeyle yapıldığını göstermektedir. Aksi bir durum olsaydı geçmişte hangi gerekçelerle görevden alındığını ya da istifa ettirildiğini öğrenemediğimiz, mesela diğer 8 belediye başkanına, büyükşehir belediye başkanlarına yönelik iddialar da araştırılır, yargıya intikal ettirilir ve kamuoyu bilgilendirilirdi. Yine aynı şekilde, kamu bankaları tarafından dağıtılan, çoğu geri ödenmeyen ve ülke ekonomisine ciddi zarar veren kredilere imza atanların niçin bu kararları aldığının araştırılmadığı gibi yakın zamanda Ziraat Bankası Başkan Vekili Veysi Kaynak'ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu "Kuvva Gıda" adlı şirkete Ziraat Bankası üzerinden milyonlarca liralık kredi sağladığı ortaya çıkmış, şirketin banka borcunun bir yılda 98,8 milyondan 161 milyona çıktığı açıklanmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özdağ, lütfen tamamlayın.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Kuvva Gıdanın hisseleri borsada hızla değer kazanırken şirketin devletten toplam 840 milyon lira teşvik aldığı, medyaya yansıyan şirketin sahipleri arasında olan eski Bakan Veysi Kaynak'ın hem kamu bankasında üst düzey görevde olması hem de kamu kaynaklı desteklerle şirketini büyütmesinin etik manada tartışılmaması bile yeni Türkiye realitesi olarak karşımızda durmaktadır. Kaldı ki görevi kanunlarda açıkça yazılan Ziraat Bankasının asıl işi siyasi kişiliklere kredi ve imkân sağlamak değil son yıllarda yok edilen Türk çiftçisine yardımcı olmak, tarıma ve üretime katkı sağlamaktır. Ziraat Bankası çiftçilerimize kredi vermek yerine mesela, Sayıştay raporuna göre, Yıldırım Demirören'e medya grubu alsın diye 895,6 milyon dolar, yine bir kamu bankası olan Halk Bankası da MASAK raporuna göre, Ayhan Bora Kaplan'ın şirketlerine 700 milyon lira kredi vermiştir. Bunları araştırmayalım mı arkadaşlar? Araştıralım, gelin hep beraber araştıralım. Bunlar niye ödenmedi? Devletin parası değil mi bunlar, milletin parası değil mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Ya, sizde Allah korkusu yok mu? Kul hakkı yok mu? Kamu kaynaklarını hiç etmenin bir değeri yok mu Allah aşkına? Ahiret yok mu? Var. Gelin, araştıralım bu bankalardan kim kredi aldıysa. Ama "Araştıralım." deyince şöyle yapıyorsunuz: Yok, araştırmayın bunları. Niye araştırmayacağız. Ama bir gün keser dönecek, sap dönecek, hesap dönecek, bunların hepsi tek tek araştırılacak. Kimin ne yolsuzluğu varsa, kimin ne haksız kazancı varsa mutlaka -Türkiye bunları taşıyamaz- araştıracağız. O gün belki birileri bir daha güneş yüzü görmeyecek.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. İnşallah desteklersiniz. (YENİ YOL ve CHP sıralarından alkışlar)