| Konu: | YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 29.03.2012 |
CHP GRUBU ADINA METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin sokaklarında seslerini iktidara duyurmak isteyen öğretmenlerimize biber gazı ve copu reva gören Hükûmete ve emri veren bakanı kınayarak sözlerime başlamak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Öğretmenlerimize, eylem gerçekleştiren öğretmenlerimize bir şiirle destek vermek istiyorum:
"Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
Akar suyun,
Meyve çağında ağacın,
Serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:
-çürüyen diş, dökülen et-
bir daha geri gelmemek üzere yok olup gidecekler.
ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle, işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet..." (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, hayatı algılamanız nereden baktığınıza bağlıdır. Siz hayata iyi bir yerden bakmıyorsunuz. Büyük ölçüde mesleki eğitim gerekçesine dayandırdığınız bu tasarı, toplumun ihtiyaçlarını düşünmeden ve yeterince tartışma ortamı yaratılmadan hazırlanmıştır. Bunu, burada yapılan birçok eleştiride de yerinde izleme fırsatı bulduk.
Getirdiğinizi ifade ettiğiniz çözümler, mesleki eğitimde ve temel eğitimde kalabalık sınıflar, mesleki eğitimin ciddi düzeyde cinsiyetçi olarak yapılanmış olması, kız öğrencilerin mesleki eğitime katılımlarının ciddi oranda düşük olması, mesleki eğitimde uygulama ve staj eksikleri, istihdam ihtiyaçlarıyla bağlantı kurulamaması, müfredatın meslek odalarıyla tartışılmadan hazırlanması gibi sorunlara çözüm beklentilerini karşılamaktan uzaktır.
On iki yıllık kademeli zorunlu eğitimi meşrulaştırmak için çocukları mesleğe yöneltme gibi bir gerekçenin ileri sürülmesi, yapılmak istenen asıl değişikliklerin üstünü örtme amacı taşımaktadır. Türkiye'deki mevcut eğitim sisteminin yapısı ve niteliği göz önüne alındığında, on yaşına gelmiş bir çocuğu mesleki alanlarda tercih yapmaya zorlamanın hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Soyut düşüncenin henüz oturmadığı, ilgi ve yeteneklerin yeterince belirlenmediği bu yaş grubunda mesleğe yönlendirme çocuklarımızın geleceğine konulan kaldırılamaz bir ipotektir. Öğrencilerin hayatlarını tümüyle etkileyecek böyle bir kararı bireysel olarak alamayacakları bir yaşta yönlendirmeye tabi tutulmaları otoriter faşist bir uygulamadan başka bir şey değildir.
Bu yasada dert, mesleki eğitimi güçlendirmek ve çekici hâle getirmek değildir, dert başkadır. Yasa gerekçesinde de, 8'inci sayfa 4'üncü paragrafta, çocukluk ve ergenlik dönemlerini insanın değer yapısının henüz oturmadığı, temel ahlaki normları ve sosyal davranış kurallarını özümseme aşaması olarak belirtmenize rağmen sekiz yıllık eğitim 4+4 olarak bölünmekte, mesleki ve din eğitimi daha da küçük yaşlara indirgenmeye çalışılmaktadır. Derdiniz yalnızca din eğitimi olsaydı "Gelin, sekiz yıllık eğitimin kazanımlarına dokunmayın, din eğitimini konuşalım, nasıl istiyorsanız tartışalım, düzenleyelim." dediğimizde gelirdiniz, yanaşmadınız. Buradaki esas amaç, dindar nesil yetiştirme vaadiyle -vaadiyle, esasıyla değil- mutedil ve mütedeyyin vatandaşlarımızı kandırıp kendinize seçmen yetiştirmektir.
Ülkemizin yeterince din insanı yetiştirecek okulu mevcuttur ama bu okullardan Ankara ve birkaç gelişmiş il dışındakilerin ciddi öğretmen ve kaynak sorunları var. Sokaklar işsiz öğretmen kaynıyor. Sen, bu okullarda bilim ve fen derslerine, yabancı dil derslerine sokacak öğretmen bulamıyorsun. Bunu görmek için herhangi bir ilin, herhangi bir ilçenin imam-hatip lisesini ziyaret etmeniz yeterlidir. İmam-hatip liselerinde okuyan öğrenciler, sizin on yıldır uyguladığınız politikalar yüzünden kendilerini diğer yaşıtlarından ayrışmış ve dışlanmış hissediyorlar. Yanınızdan ayrılmasınlar diye bunu bilerek yapıyorsunuz. Konuyu "mesleki eğitimi geliştirmek" diye cilalıyorsunuz ama alttan alta da kindar nesil ve kendinize seçmen yetiştirme projenizi hayata geçirmeye çalışıyorsunuz. Milleti uyutuyorsunuz.
Ayrıca izlediğiniz sözde muhafazakâr demokrat politikalarla kızlara da ayrımcılığı meşrulaştırdınız. Cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle kız öğrenciler liseye devam etmiyorlar. 4+4 formülüyle sizin sayenizde ilköğretim 2'nci kademeye de devam edemeyecekler. Bu yasa büyük emeklerle kurulan sekiz yıllık eğitimi bozan bir uygulamayı öngörmektedir.
"Mesleki eğitimi toplumun ihtiyaçlarına göre belirleyelim, gelin tartışalım." dedik, yine yanaşmadınız. Türkiye'de mesleki eğitim, yükseköğretimden ve istihdam piyasasından kopuk bir şekilde, sadece bir kademelendirme aracı olarak ele alınamaz. Mesleki eğitim yüksekokullarla örtüşecek bir sürekliliğe kavuşmalıdır. Bölgesel kalkınmayı güçlendirecek ve yerinden yönetime derinlik kazandıracak tematik bölge üniversiteleri açılmalıdır. Organize sanayilerin içerisinde mesleki eğitimle birlikte kümelenmeler yaratılmalıdır. Günümüz toplumlarının ihtiyaç duyduğu insan gücü sadece meslek lisesi mantığı ile oluşturulamaz. Bu nedenle, tematik bölge üniversitelerinin açılması için, on yıldır söylediğiniz ama yapmadığınız, YÖK Yasası kaldırılarak yeni bir düzenleme yapılmalı, ülkemizde bir eğitim seferberliği başlatılmalıdır.
Eğer sekiz yıllık eğitimi ikiye bölerseniz dershaneciliği de 3'üncü sınıfa kadar indirirsiniz. İlköğretim 2'nci kademede farklı okul türleri bulunduğundan merkezî sınav sistemi kaçınılmaz olacak, çocuklar 2'nci, 3'üncü sınıftan itibaren dershaneye gidecekler. TED'in araştırmasına göre, ailelerin lise ve üniversitelere giriş sınavlarına hazırlık için 2010 yılında ödediği 16,7 milyar, yükseköğretim ve üniversiteler bütçesini ikiye katlamıştır.
On yıldır iktidardasınız, iktidarınız süresince yabancı dil sorununa yönelik en ufak bir çözüm adımı atılmamıştır. En fazla yabancı dil eğitimi verip hâlâ dil öğretemeyen sistem sayesinde yabancı dil kursları devasa bir sektöre dönüşmüştür.
AKP, eğitimde, mesleki eğitimi imam-hatipler üzerinden çözmek gibi bir hata yapmaktadır. Mesleki eğitim, ulusal kalkınma ve artan ara eleman ihtiyacını karşılamak için tabii ki çok önemlidir.
Sizin 9'uncu maddede verdiğiniz önergeyle yaptığınız değişiklikteki derdiniz din eğitimi değil. Dindar nesil de sizin umurunuzda değil. Siz, yaşamı sizin gibi algılayan, klonlanmış gençler istiyorsunuz; siz, kendinize klonlanmış seçmen istiyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Tevhidi tedrisatı kaldırıp hilafeti getirecek, laik cumhuriyeti dinamitleyecek bir eğitim istiyorsunuz ama bu yasa halktan dönecektir. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin adını değiştirmeden yıkmak üzere getirdiğiniz eğitim yasasının altında kalacaksınız.
AKP, eğitimde, mesleki eğitimi sadece Avrupa'yı Orta Çağ karanlığına götüren, Osmanlıyı çöküşe sürükleyen mantık, bilimsel toplumun ve ekonominin ihtiyaç duyduğu akılcı bir eğitimden uzaklaşmak değil midir? Fatih, İstanbul'u fethettiğinde, kendisiyle birlikte İstanbul'a ilk getirdiği, bilim insanları ve kütüphaneler olmamış mıdır? Fatih, Avrupa'nın skolastik ve din temelli eğitim anlayışına mahkûm olduğu dönemde bilimsel düşünceyi öne çıkararak Osmanlıyı dünya devleti yapmamış mıdır? Bu kadar "Osmanlıcıyız" diyorsunuz ama Osmanlının kötü uygulamalarını örnek alıyorsunuz. Bu nedenle, dikkat edin, siz de çökersiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Zaten çökmüşler.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Sizin mantığınız hep aynı. Kanunları "ihale yolsuzluklarında nasıl yakalanmam" düşüncesiyle yapıyorsunuz. Harun gibi gelip Karun olmakla, "Rab" deyip cebini doldurmakla, kelimeişehadet getirip ihale kapmakla, ulus açken tok yatmakla dindar olunmuyor değerli arkadaşlar.
Çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.