| Konu: | SURİYE'DE YAŞANAN SORUNLARIN SINIR İLLERİMİZE ETKİLERİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 14.02.2012 |
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Suriye'de yaşanan olaylar ve ülkemize yansımalarına ilişkin gündem dışı söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, 2 Şubat 2011 tarihinde Suriye'nin Öncüpınar Sınır Kapısı'dan geçerken bir tır gümrük muhafaza memurları tarafından yakalandı. Bu tırın içerisinde silahlar vardı. Bu silahlar Gürbulak Sınır Kapısı'ndan geçerek Kilis'in Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan Suriye'ye girerken yakalandı. Yaklaşık on tane ili de bu arada geçmiş oldu. Yaklaşık bu olayın üzerinden bir yıl geçti. Bir yıl geçmesine rağmen bu silahlarla ilgili hiçbir açıklama yapılmadı. Bu silahlar nereye gidiyordu? Bu silahlar Suriye'deki isyancılara mı, Suriye ordusuna mı yoksa başka bir yere mi gidiyordu? Bu silahların hangi devlete ait olduğu, hangi marka olduğu, Hükûmetçe maalesef herhangi bir şekilde bununla ilgili açıklama yapılmadı.
Yine, aradan geçen bir yıl sonra 7-8 Ocak tarihinde yani bu yılın 7-8 Ocak tarihinde beş tane tır daha yakalandı bu sınır kapısında. Basında yer alan haberlere göre, bunların da içerisinde sodyum sülfat ve silah malzemesi, silah yapımında kullanılan maddeler olduğu açıklandı. Ancak bununla ilgili Kilis Valiliğinden aldığımız bilgiler neticesi TÜBİTAK, Gümrük Müsteşarlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığından oluşan bir bilimsel kurulun bunları incelediği ancak şu ana kadar bir açıklama yapılmadığını da dikkatlerinize sunarım.
İlk tırdaki malzemeler bundan bir ay önce Osmaniye'deki Toprakkale askerî birliğine teslim edildi ve yine bir açıklama yok. Bu silahlar ne malı, nereye gidiyor, nerede kullanılacak bunlarla ilgili bir bilgi yok. Kilis Valisi bunlarla ilgili şöyle bir açıklama yaptı: "Son tır da diğer tırlar gibi bir ihbar sonucu yakalanmıştır, bunlarla ilgili çalışmalarımız devam etmektedir." demiştir. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sayın Selçuk Ünal bununla ilgili bir açıklama, yapmış, yine yuvarlak bir açıklama, gümrük memurlarının yaptığı olağan işler olarak bunları yorumlamıştır. Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Hayati Yazıcı teknik çalışmalarının devam ettiğini ancak yine bu silahlarla ilgili bir açıklama yapmamıştır. İran'ın Ankara Büyükelçiliği Gürbulak Sınır Kapısı'ndan yani İran'dan geçtiği için yazılı bir açıklama yaparak Suriye'ye silah gönderdikleri yolundaki iddiaları reddetmiştir. Gümrükten sorumlu Kilis Vali Yardımcısı da buna benzer bir açıklama yapmıştır.
Tırlarda bahsedildiği gibi bomba ve silah yapımında kullanılan malzemeler varsa nasıl oluyor da bunlar Gürbulak Sınır Kapısı'ndan Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı'na kadar on tane ili elini kolunu sallayarak dolaşabiliyor? Bu ülkenin güvenlikle ilgili, istihbaratla ilgili zaafları mı var? Bu malzemeler Suriye'deki isyancılara mı gidiyor yoksa Suriye ordusuna mı gidiyor? Bunları kim planlıyor, kim organize ediyor? Ya da bu yakalananın dışında başka tırlar geçmiş midir? Başka silahlar geçmiş midir? Bizim de vesile olduğumuz, ülkemiz üzerinde güvenliği tam tesis edemediğimiz için bu silahlar, bu ülkelere gidip birtakım insanların ölümüne, yoksul, fakir insanların ölümüne sebep olmuş mudur?
İkinci olay da sayın milletvekilleri, Kilis'te gümrükleme sahasında bir mülteci kampı kurulması olayı. Burada bir mülteci kampı kurulmasına karar verilmiş, bu işte koordinasyonu sağlamak üzere Sayın Beşir Atalay görevlendirilmiştir. Tam da sıfır noktasına Suriye'ye 150 metre mesafede böyle bir kamp kurulmaktadır. Gümrükleme sahası, hac konaklama sahası olarak kullanılıyordu. Biz olay yerine 3 milletvekili arkadaşımızla birlikte gittik. Burada, olay yerinde yaklaşık 10 bin kişinin barınacağı, konteynerlerden oluşan, altyapısı tamamlanmış bir alan vardı.
Sevgili arkadaşlar, şimdi burada sizlere şunu sormak istiyorum: Bugün eksi 20 derecede Van'da yaklaşık 50 bin kişi çadırda soğuktan titremekteyken, nereden geleceğini bilmediğimiz mülteciler için bugünden bir kamp kurma ve konteynerlerden oluşan bir kamp kurma doğru mu? Bunu sizlerin vicdanlarınıza bırakıyorum.
Bu kamp, provokasyona açık bir kamp, yaklaşık 150 metre ilerisi Suriye askerlerinin, Suriyeli vatandaşların olduğu bir yer. Oradan bizim ülkemize av tüfeğiyle yapılan bir silah atışı bile savaş sebebi sayılacaktır. Onun için Kilis halkı da, Kilis'teki esnaf da, Kilis'te görüştüğümüz insanlar da bu kampın orada kurulmasına karşılar. Sıfır noktasındaki bu kamp tamamen provokasyona açık bir yerdedir. İlle de bir kamp kurulacaksa bu noktada yapılması gerek ülkemiz gerekse Kilisli vatandaşlarımız açısından doğru değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞEKER (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET ŞEKER (Devamla) - Son günlerde hepinizin malumu olduğu üzere -ne diyorduk- MİT Müsteşarıyla ilgili savcılık ifade talebinde bulundu ve Sayın Cumhurbaşkanımızla görüştü. Sayın Cumhurbaşkanımız şunu söyledi: "Asıl büyük olan resme bakmak lazım." Ben de sizleri büyük olan resme bakmaya davet ediyorum sayın milletvekilleri. Büyük resim Suriye'dir, büyük resim Arap Yarımadası'dır, büyük resim İsrail'dir, büyük resim Amerika'dır.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Şeker.