| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 16.07.2025 |
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA VARANK (Bursa) - Değerli arkadaşlar, öncelikle sorularınız için çok teşekkür ediyorum. Tek tek sorular yerine genel bir açıklama yapacağım, inşallah faydalı olur.
Öncelikle, bu kanun teklifiyle ilgili olarak bize ilk ulaştığı andan itibaren Komisyondaki arkadaşlarımızla bu kanun teklifini paylaştık, değerlendirmeleri için onların dikkatine sunduk. Daha sonra bir gayriresmî toplantıyla bürokrat arkadaşlarımızla beraber Komisyondaki arkadaşlarımız, ilaveten Komisyonda olmayan arkadaşlarımız bir araya geldiler ve süreçleri beraber değerlendirdiler. Sanırım, Meclisimizde hiçbir komisyonda da böyle bir uygulama olmuyor. Komisyon sürecinde başlangıçta ufak tefek sıkıntılar yaşasak da daha sonra yirmi yedi saatlik bir süreçte kanun teklifi üzerindeki değerlendirmeleri bütün tarafların görüşlerini almaya çalışacak şekilde yerine getirdik. Ben isterdim ki Komisyondaki arkadaşlarımız, o gün dışarıdan gelen arkadaşlarımız keşke yapıcı eleştirilerde bulunabilselerdi ama benim gördüğüm, bütün arkadaşlarımız "Biz bu kanunu değiştirmeyeceğiz, bu maddeyi çekin, biz bunu istemiyoruz." şeklinde yaklaştılar. Keşke bir müzakere ortamı olsaydı ve arkadaşlarımız "Bu maddeyi şöyle değiştirin." "Gelin, şurada ki '1' rakamını '2' yapalım." "Bunu nasıl daha anlaşılabilir bir hâle getirebiliriz?" şeklinde bize destekte bulunsalardı ama maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisinde böyle bir ortamı hiçbir zaman yakalayamıyoruz. Siz "Yaptırmam." deyince biz de tabii ki "Yapacağız." diyoruz, siz "Geçirmeyeceğiz." deyince biz de geçirmek için gayret gösteriyoruz.
İBRAHİM ARSLAN (Eskişehir) - Köylü ulusun efendisidir.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA VARANK (Bursa) - Keşke bu yapıcı eleştirileri sizlerden alabilseydik ama o günkü eleştirilerin üzerine biz grubumuzdaki arkadaşlarla, Cumhur İttifakı'ndaki arkadaşlarla birtakım önergeler hazırladık, onlarla ilgili de değişiklikleri gündeme getirmeye çalışacağız.
Değerli arkadaşlar, burada gerçekten Türkiye'de enerji sektörünün, maden sektörünün ihtiyaçlarını giderecek şekilde, Türkiye'nin ihtiyaçlarını giderecek şekilde bir kanun çalışması yapmaya çalışıyoruz. "Bu kanun ne getiriyor?" derseniz, öncelikle bu kanun yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılmasını getiriyor. Şu anda -bunu söylerken hicap ederek söylüyorum- Türkiye'de bir yenilenebilir enerji yatırımı yapmak isterseniz izin süreçleri dört ila beş yıl sürüyor. Değerli arkadaşlar, hiçbir insan, hiçbir yatırımcı dört beş yıl süren süreçlerle yatırım yapmaz; onun için, bunların hızlandırılmasına dönük burada maddelerimiz var. Tabii, bunları yaparken "ÇED sürecinin hızlandırılması" gibi bir ifade kullanıyor arkadaşlarımız, asla ve kata burada "ÇED süreçlerinin hızlandırılması" diye bir husus mevzubahis değil, sadece ilgili kurumların görüşlerinin verilmesinde hızlandırma süreci var; ÇED süreçleriyle ilgili böyle bir değerlendirme asla ve kata yoktur.
Tabii, burada, özellikle maden sahalarının rehabilitasyonuyla ilgili mevcut kanunda talep edilen bedeller çok düşük kalıyordu. Bu kanun teklifiyle birlikte, aslında rehabilitasyon süreçlerinde kullanılacak kaynaklar, teminatlar artırılmış oldu. Şunun altını çizmem gerekir: Rehabilitasyonu yapmakla ilgili yükümlülükler her zaman devam eder, eğer teminat yeterli olmazsa buna dair ilgili kurum, ilgili şirket gerekli ödemeyi yapar, yapmazsa kamu bu yatırımları yapar, karşılığını ilgili şirketten alır. Aslında, burada rehabilitasyon süreçleriyle ilgili bir iyileştirme var.
Tabii, burada "Stratejik ürünler nasıl belirleniyor?" diye bir soru var. Değerli arkadaşlar, bakınız, stratejik ürünlerin belirlenmesi elbette yürütmenin uhdesinde olan bir iştir; biz hangi ürünün, hangi madenin, hangi konunun stratejik olduğunu getirip kanunla belirleyemeyiz. Sadece bir örnek vermek istiyorum: Pandemi döneminde, biliyorsunuz, maskelerde kullanılan "nonwoven" kumaşı vardı. Bu "nonwoven" kumaşının kilosu pandemiden önce 1,5 dolara satılırken pandemiyle birlikte kilosu 40 dolara satılmaya başlandı. Şimdi, bu ürünün stratejik olup olmadığıyla, bunun stoklanması gerekip gerekmediğiyle ilgili kararı Meclise getirip kanunla mı belirleyeceğiz yoksa yürütme oradaki ihtiyaca binaen burada bir adım mı atacak? Dolayısıyla elbette bu iş yürütmenin uhdesinde olmalı ve bunu da yürütme yerine getirmeli.
Burada Kuruldan bahsediyor arkadaşlarımız. Değerli arkadaşlar, bu istişari bir kuruldur. Siz herhâlde bütün bakanların bir masanın etrafına oturduğunda birbiriyle yüzde yüz anlaştığını düşünmüyorsunuzdur. Bütün bakanlar kendi bakanlıklarıyla ilgili hususlarda kendi bakanlıklarının görüşlerini destekler. Elbette arada bir muvazaa çıkarsa, karar verilmesi gerekirse Cumhurbaşkanı Yardımcısının Başkanlığında kurulan bir kurulda bunun tartışılmasından daha doğal ne olabilir? Bu Kurulun bunun ötesinde hiçbir yetkisi yoktur, hiçbir vereceği karar yoktur.
Tabii, burada en önemli konulardan bir tanesi Muğla bölgesindeki santraller. Değerli arkadaşlar, bununla ilgili açıklamaları defalarca yaptık, tekrar söylüyorum: Komisyonumuzda biz bütün tarafları dinlemeye çalıştık. "Barolar Birliği gelmedi." dediler, Barolar Birliğinden arkadaşlar geldiler, hatta 1 arkadaşımıza değil 2 arkadaşımıza söz verdik ama gecenin dördünde Barolar Birliğinden gelen arkadaşımız fikir beyan etmek yerine uzunca bir şiir okumayı tercih etti. Bunlar kayıtlarda mevcut, bakabilirsiniz.
KAMURAN TANHAN (Mardin) - AİHM kararına baktınız mı? AİHM kararlarını niye göz önünde bulundurmuyorsunuz? Bununla ilgili AİHM kararı var.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA VARANK (Bursa) - Değerli arkadaşlar, bu santraller Türkiye'nin baz yükünü karşılayan santrallerdir Türkiye'nin elektriğinin yüzde 3,5'ini karşılayan santrallerdir. Özellikle Türkiye'nin coğrafi konumuna baktığınızda batıdaki elektrik sistemini destekleyen santrallerdir. Bu santralleri biz inşa etmedik, bu bölgedeki kömür yataklarını biz bulmadık. 1980'li yıllardan itibaren burada kömür yatakları keşfedildi, buralar maden sahaları olarak belirlendi. Buradaki santraller 1987 yılında inşa edilmeye başlandı ve bu santraller o zamandan beri çalışmaya devam ediyor.
O bölgede kömür artık bir kültür. Buraya gelen, en fazla eleştiri yapan bir muhtar arkadaşımız var. O muhtar arkadaşımızın babası bile kömür işletmelerinden emekli olmuş bir baba. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, biz buraya uzaydan kömür getirmiyoruz.
NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - O, sana ait değil devlete ait.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA VARANK (Bursa) - Anlatıyorum arkadaşlar, güzel güzel anlatıyorum, dinleyin lütfen.
MURAT ÇAN (Samsun) - Sorulara cevap versin Başkanım.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA VARANK (Bursa) - Biz burada, Türkiye'nin baz yük ihtiyacını karşılayan santrallerin çalışmaya devam etmesini istiyoruz. Bunda kamu yararı görmüyorsanız ben gerçekten çok şaşırıyorum. Bakın, şu anda, Türkiye'nin elektriğinin yüzde 85'ini zaten özel sektör üretiyor.
İBRAHİM ARSLAN (Eskişehir) - Niye acaba?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA VARANK (Bursa) - Şimdi, bu yüzde 85 elektrik kamu yararı olmadan mı üretiliyor zannediyoruz?
Değerli arkadaşlar, burada, bu santrallerin çalışmaya devam etmesi için oradaki kömürün çıkarılması gerekiyor. Bunu nasıl çıkaracaklar? Zaten şimdiye kadar, özelleştirmeye kadar, devlet oradaki madenleri çıkarmış, oradaki vatandaşların arazilerini kamulaştırmış, oradaki zeytin ağaçlarını taşımış hatta kesmiş; geçmişte böyle uygulamalar yapılmış. Bakın, bu kömür madeni çıkarılsın, bu santraller üretmeye devam etsin, burada çalışan 5 bin işçi ekmek yemeye devam etsin diye biz diyoruz ki buradaki zeytin ağaçları başka bir yere taşınsın.
NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Ya, göz boyanıyor, göz boyamayın!
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA VARANK (Bursa) - Bu taşınan ağaçlar yeşerir yeşermez, ürün verir ürün vermez; bu tartışmayı da gerçekten çok garip bulduğumu söylemek istiyorum. Bir ziraat mühendisi profesörü getiriyoruz, diyor ki: "Zeytin ağacı taşınır." Buradan arkadaşlarımız diyor ki: "Hayır, taşınmaz." Şimdi, ziraat profesörüne inanmayacağız, burada sektörde bu işi yapan insanlara inanmayacağız, kendi heva ve hevesimize mi inanacağız? (CHP sıralarından gürültüler)
Değerli arkadaşlar, bakın, biz -tekrar söylüyorum- keşke bir önerge verseydik. Siz deseydiniz ki: "1 zeytin taşıyorsanız, yanına 2 zeytin de ekin, bu zeytin varlığımızı artıralım." Türkiye'de 100 milyon zeytini 200 milyona çıkaran iktidar biziz değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz zeytin düşmanı değiliz, Türkiye'nin zeytin varlığını biz artırdık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA VARANK (Bursa) - Keşke sağlıklı bir tartışmayı yapabilseydik ama burada mümkün olmuyor.
Ben arkadaşlarımıza çok teşekkür ederim.