GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:110
Tarih:17.07.2025

İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Divan, değerli milletvekilleri; her şeyden önce bir insanı yaşatabilmek için bu kürsüden merhamet dilemek durumunda bırakan rejim hukuk rejimi değildir, hukuk devleti değildir. Onu üstüne basa basa vurgulamak istiyorum. (İYİ Parti, CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar) Hiç mi ders almaz şu insanoğlu? Gazi Serdar Öztürk'ün uykuda kalp krizi riski vardı, uyku apnesi ölümcüldü; o hâlde dört yıl dokuz ay tahliye edilmedi. Kıbrıs kahramanımız Muzaffer Tekin 4'üncü evre pankreas kanseriydi. Profesör Doktor Fatih Hilmioğlu sirozdu, kardeşi her gün feryat etti "Ölüyor!" diye. Profesör Doktor Mehmet Haberal -onurumuz- yirmi bir ay yoğun bakımda kaldı tutuklu olarak. Eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur beyin kanaması geçirdi, koğuş merdivenlerinden düştü; hafızasını, motor becerilerini kaybetti. Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün uyku apnesi, kanseri, hastane enfeksiyonu vardı; tutukluluğu boyunca tam 31 ameliyat oldu. Kuddusi Okkır'ı söylemiyorum bile, akciğer kanseri beyne, kimliklere metastaz yapmıştı; ayakta duramıyordu, ağızdan beslenemiyordu. Hiçbiri tahliye edilmedi. Emekli Orgeneral Ergin Saygun'un 4'lü baypası vardı, 2 ameliyat olan kalp kapakları cezaevi ortamında mikrop kapmıştı. Buraya kadarıyla ilgilenmeyenlere, özellikle bu sıralardakilere söylüyorum; bundan sonrasını cankulağıyla dinlemelerini tavsiye ederim. Tolga Saygun, cezaevinden getirildiği hastanede can çekişen babasını beklerken demişti ki: "Babamı bu hâle getirenler günü geldiğinde kendileri gibi hâkimler tarafından yargılansınlar." Yargılandılar. Size herkesin bildiği bir sır vereyim: O gün Madımak canilerini sağlık nedeniyle affederken bu insanları cezaevlerinde öldürmeye azmedenler nasıl yargılandılarsa bugün domuzbağcılar, bebek katilleri, Hizbullahçılar, PKK'lılar, FETÖ'cüler sağlık gerekçesiyle affedilirken lenf kanseri geçmişi olan, cezaevinde kemik iliği biyopsisi, anjiyo yapılan, boynundaki kitleden ameliyat olan, kilo kaybı durdurulamayan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ı -bakın, hukuk değil, guguk da değil işkencedir- o hâlde İstanbul'dan İzmir'e cezaevine göndermek işkencedir, Çalık'ı yoğun bakımdan cezaevine göndermek işkencedir; İzmir'den İstanbul'a ellerini kelepçeleyerek suçu sabit olmayan hasta bir insanı -sanırsınız Hannibal Lecter, bir demir maskesi eksik, o hâlde- bu muameleyle kara yoluyla İstanbul'a yeniden yollamak işkencedir ve işkencecilerin akıbeti bellidir; kendilerinden öncekiler gibi onlar da yargılanacaklardır ama Çalık mezara tahliye olduktan sonra kime, ne fayda!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SELCAN TAŞCI (Devamla) - O yüzden, değerli milletvekilleri, sorun kendinize: Bu insanlık dışı muameleyi hak edecek ne yapmış olabilir Çalık, en ağır insanlık suçlarını işleyenler incinmesin diye girişilen hokkabazlıklar ortadayken üstelik de? Murat Çalık daha kötü ne yapmış olabilir el üstünde tutulan katillerden? "Yargısız infaz" diyorlar, değil, infazın da bir hukuku vardır çünkü insan onurunu temel alır; bu, işkencedir. Murat Çalık'a, Anayasa da ihlal edilerek, uluslararası sözleşmeler de ihlal edilerek işkence yapılmaktadır. Taammüden cinayettir bu, suçtur; suç ortağı olmayın. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Murat Çalık'ın evlatlarının ahının neresindesinizdir bilmiyorum ama benim duam, vatandaşına düşman hukukunu uygulayan, uygulatan her kim ise aynıyla muamele görmeden gidemesin fâni dünyadan. Âmin diyorum, gerisi sizlerin tercihi. (İYİ Parti, CHP, YENİ YOL sıralarından alkışlar)