| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 10.12.2011 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET S. KESİMOĞLU (Kırklareli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini paylaşmak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, sözlerimin başlangıcında bu vatan topraklarını savunmak adına ve güvenliğimizi sağlamak adına canlarını veren şehitlerimizi şükran ve minnet duygularımla anmak istiyorum.
Yine, aynı şekilde, gazilerimize şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Yakınlarına, mesai arkadaşlarına aynı dileklerimi iletiyorum ve aynı anlayışla ve şuurla vatan topraklarını savunmak adına görev yapan bütün emniyet teşkilatımızın mensuplarını da sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, daha önce konuşan İçişleri Komisyonu Başkan Vekili Sayın Kıyıklık, Cumhuriyet Halk Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisiyle ilgili olarak bir kıyaslama yaptı. Arabayla giderken dikiz aynasına baktığında Cumhuriyet Halk Partisini göremediğini ifade etti. Doğrudur, göremez çünkü Cumhuriyet Halk Partisi bir dikiz aynasına sığmayacak kadar büyük ve köklü bir partidir. (CHP sıralarından alkışlar)
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Öyle bir şey demedi ki.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, ben, sizlere bir Cumhuriyet Halk Partisini anlatayım. Bir gün bir çınar ağacının dibine bir kabak tohumu düşmüş -Sevgili Grup Başkan Vekilimiz geçenlerde anlatmıştı, ben yeniden paylaşmak istiyorum sizlerle- ve o kabak tohumu çok kısa bir zaman içerisinde serpilmiş, büyümüş, o çınar ağacını gölgede bırakmış ve dönmüş çınar ağacına demiş ki: "Sen yüz yıldır buradasın ama ben dün geldim, geldim ama büyüdüm, serpildim, seni de gölgede bıraktım, ne haber?" Kendinden emin, mağrur ama mağdur çınar ağacı "Güz gelsin görürüz." demiş. Güz gelmiş, güz gelince o kabak tohumu, o kabak fidanı geldiği karanlıkta kaybolmuş gitmiş. O kabak tohumunun adı ne biliyor musunuz? Adalet ve Kalkınma Partisi; onda yalan var, onda talan var, yoksulluk var, yolsuzluk var. Çınar ağacına gelince, o çınar ağacının adı Cumhuriyet Halk Partisi; onda Çanakkale var, onda Kuvayımilliye var, onda Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesi var, laiklik var, cumhuriyet var, Mustafa Kemal var. Güz gelecek, hiç merak etmeyin değerli Adalet ve Kalkınma Partisinin mensupları.
Değerli arkadaşlarım, Emniyet Genel Müdürlüğünün bütçesi hakkında düşüncelerimi bundan sonra paylaşmak istiyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Millet öyle demiyor ama, millet sandıkta başka bir şey söylüyor.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Göreceksiniz, göreceksiniz merak etmeyin sevgili arkadaşlarım, göreceksiniz, güz gelecek, güz gelecek.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Yedi seçimdir millet ne söylüyor sandıkta, dinlemiyor musun?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, sayın bakanlar cevap verecekler lütfen.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Sayın milletvekilleri, emniyet teşkilatımız moralsizdir, morale ihtiyacı vardır çünkü emniyet teşkilatında görev yapan her arkadaşımızın ekonomik sıkıntıları var, çalışma koşullarının güçlüğüyle ilgili sıkıntıları var, kredi kartlarıyla ilgili sıkıntıları var.
Üç dönemdir söz veriyorsunuz, üniversiteyi bitiren emniyet teşkilatında görev yapan binlerce mensuba üç dönemdir söz veriyorsunuz 1'inci dereceye indireceksiniz diye, ama üç dönemdir sözlerinizi tutmuyorsunuz. Binlerce mağdur emniyet teşkilatı mensubu sizlerden bunun çözümünü bekliyor. 1'inci dereceye atama yapıyorsunuz, ama emekli olduklarında bu dereceyi mükteseben almadıkları için inemeyen ve mağdur olan birinci sınıf emniyet müdürleri sizlerden çözüm bekliyorlar.
Makam tazminatlarını rütbeye göre değil, makama göre veriyorsunuz, kendinize yakın olan insanları o makamlara atıyorsunuz, ama mağdur olan birinci sınıf emniyet müdürlerinin mağduriyetini gidermek için tek bir adım atmıyorsunuz değerli arkadaşlarım.
Plan ve Bütçe Komisyonunun görüşmelerinde Sayın Bakan büyük bir iddiayla "Çok şükür İçişleri Bakanlığında işkence yok." dedi, "İşkence yok." Ama günlerdir televizyonlarda ve gazetelerde izliyoruz, bir güvenlik biriminde bir kadın güvenlik görevlileri tarafından darp ediliyor, dayak yiyor, cinsel tacize uğratılıyor.
Sayın Bakan, ben bunları söylerken utanıyorum, iğreniyorum. Peki, sizin anlayışınızda kadın dövmek, insan dövmek işkence yapmak demek değil midir?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sizde var bir tane, sizde var!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Sayın Bakan, siz diyebilirsiniz ki "Ben daha yeni bakanım, çiçeği burnunda bir bakanım."
Evet, Sayın Bakan, bu Türk milleti sizi çok iyi tanıyor, yaptığınız gaflarla çok iyi tanıyor. Siz, terör saldırısında hayatını kaybeden yurttaşlarımızı bir masa, bir sandalye gibi görerek adetle değerlendiriyorsunuz. Siz, depremzedelerin çadırlarına gittiğiniz zaman saray gibi görüyorsunuz ve siz, terör saldırısında yaşamını kaybeden şehitlerimizi yok sayarak katırların hesabını soruyorsunuz.
Sayın Bakan, aslında basın büronuzun da sizden aşağı kalır bir tarafı yok. Basın sitesinden aynen okuyorum: "İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin Ünye Belediyesince yapılan içme suyu arıtma tesisinin temel atma törenine katıldı." Kutluyorum, yaptırılan bir tesisin temel atma törenine katılmışsınız! Sayın Bakanım, Karadenizli hemşehrileriniz gücenmesinler ama tam Temel fıkrası gibi olmuş vallahi.
Değerli arkadaşlarım, MOBESE'den bahsediyor Sayın Bakan. 2007 yılından bu yana 150 trilyon lira harcandığını ve bir o kadar da il özel idaresi bütçesinden harcama yapıldığını ifade ediyor. İfade ediyor ama seksen ilde bunun yapıldığını ifade ediyor ama İstanbul'da hâlâ araçlar yakılıyor molotof- kokteylleriyle, evler yakılmak isteniyor. Peki, bu suçun işlenmesi için bu MOBESE kameraları ihtiyaca cevap verebiliyor mu?
Bomba yüklü bir terörist polislerin en yoğun olduğu Taksim'deki noktaya gitti, polis otosunun yanında bombayı patlattı. Siz zannediyor musunuz ki, o MOBESE kameraları suçu ve suçluyu film gibi izlemek için oraya kondu!
Sayın Bakan, siz asayişten sorumlusunuz. Göreviniz, suçu işlenmeden ortaya çıkarmak. Behzat Ç.'lik yapmanın gereği yok. Siz görevinizi yapınız ve suçları işlenmeden önce önleyiniz. O çok güvendiğiniz istihbarat teşkilatına da verdiğiniz o görevlerden vazgeçiniz. Onlar AKP'ye eleştiri getiren muhalif avına çıkmaktan vazgeçsinler, asli görevlerine dönsünler değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
Terörist sayısının arttığından bahsediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Arttı, artmadı bilmiyorum ama Sayın Bakan, gelip burada bahsedecektir.
Geçtiğimiz günlerde üniversite öğrencisi arkadaşlar saçlarını kestirdiler cezaevindeki arkadaşlarına destek çıkmak için. Her biri terörist diye algılandı.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kesimoğlu.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Bazı milletvekili arkadaşlarımız da gittiler destek vermek amacıyla.
BAŞKAN - Sayın Kesimoğlu, lütfen?
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Sayın Sırrı Süreyya Önder'i bilmiyorum, o cezaevine alışkın ama bizim arkadaşlarımız alışkın değil.
BAŞKAN - Sayın Kesimoğlu?
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla) - Bütçe, her ne kadar sizin o mübarek parmaklarınızda kabul edilecek olsa da İçişleri Bakanlığının bütçesinin milletimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN ÇAKIR (Düzce) - Karadenizlilerden özür dile!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Kırklareli) - Ben özür dilenecek bir şey söylemedim.