| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 18.07.2025 |
GEORGE ASLAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 15'inci madde üzerine DEM PARTİ adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, iktidarın birçok alanda olduğu gibi ekoloji alanındaki sicili de pek parlak değildir. 2002 yılında AKP'nin iktidara gelmesinden bu yana çevreye yönelik ekolojik yıkımlar aralıksız şekilde sürmektedir. "Mega projeler" adı altında yapılan yol, köprü, tünel ve hava limanları halkın ihtiyaçları gözetilmeden inşa edildi. Tarım alanları, ormanlar, sulak alanlar ve koruma altındaki bölgeler dâhil rant için feda edildi. Çevreci söylemlerle yürütülen projeler aslında doğayı sermayeye açmanın aracına dönüştürüldü. ÇED raporları işlevsizleştirildi. Hukuki süreçler, halkın değil şirketlerin lehine işletildi. Kaz Dağları'nda altın madeni uğruna kesilen ağaçlar, Akbelen Ormanı'ndaki direnişe rağmen yapılan tahribat doğaya yönelik bilinçli çevre katliamlarının bazı örnekleridir. İktidar doğayı yalnızca ekonomik bir kaynak olarak görmekte oysa doğa korunması gereken bir yaşam kaynağıdır. Ekolojik yıkım sadece ağaçların değil, suyun, havanın ve nihayetinde insan yaşamının da yok oluşudur.
Değerli milletvekilleri, teklifin 15'inci maddesiyle 5346 sayılı Kanun'un 8'inci maddesi rüzgâr ve güneş enerjisine dayalı üretim tesislerine yönelik izin süreçlerini kapsayacak şekilde genişletilmektedir. Yenilenebilir enerji yatırımlarının desteklenmesi amacıyla uygulanan izin, kira ve irtifak indiriminin beş yıl uzatılması, orman izin süreçlerinin sadeleştirilerek tek bir izin sürecine dönüştürülmesi ve idari değerlendirme süresine üst sınır getirilmesi öngörülmektedir.
Ayrıca, Çevresel Etki Değerlendirmesi süreçlerinde kuş göç yollarında ornitolojik gözlem zorunluluğu getirilmekte, diğer alanlarda ise işletme esnasında gerekli çevresel tedbirlerin alınması yükümlülüğünün getirilmesi öngörülmektedir. Tüm bu düzenlemeler doğayı korumaya yönelik temel ilkelerinin göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Bu da doğanın uzun vadede zarar görmesine yol açmaktadır. Ormanlık alanlarda yapılacak ölçüm ve sondaj faaliyetleri için artık izin gerekmemesi bu alanların bilimsel, ekolojik ve toplumsal etkileri değerlendirilmeden özel sektörün kullanımına açılması anlamına gelmektedir. Kuş göç yolları dışındaki bölgelerde ornitolojik gözlem zorunluluğunun kaldırılması, ekosistem üzerindeki potansiyel etkilerin görmezden gelinmesine yol açacaktır. Yenilenebilir enerji projelerinin doğaya uyumlu biçimde planlanması gerekirken bu düzenleme bilimsel temelden uzak bir yaklaşımla doğayı sermayeye teslim etmektedir. Bu da hem biyolojik çeşitliliği hem de yerel toplulukların yaşam alanlarını tehdit etmektedir.
İzin başvurularının altmış gün içinde sonuçlandırılmasının zorunlu hâle getirilmesinin bürokratik süreçlerde verimliliği artırma amacı taşıdığı söylenmektedir. Ancak bu durum, kamu görevlileri üzerinde baskı yaratacak nitelikli değerlendirme süreçlerinin yerini aceleye getirilmiş karar mekanizmalarına bırakma riskini doğuracaktır. Böylece projelerin çevre ve doğa üzerindeki etkileri yeterince incelenmeden onaylanması söz konusu olabilecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çevreyle ilgili Meclise sunulan düzenlemelerin çoğunda çevresel etkiler, biyolojik çeşitlilik, kamu yararı ve yerel halkın katılımı dikkate alınmadığı için bu düzenlemeler ekolojik tahribata, insanların yaşam alanlarının yok olmasına neden olmaktadır; halk da bu uygulamalara doğal olarak tepki göstermektedir. Enerjide dönüşüm, yenilenebilir enerjiye geçiş elbette ki önemli bir meseledir ancak bu geçiş doğayı tahrip ederek ormanları, canlıları, su kaynaklarını hiçe sayarak yapılamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
GEORGE ASLAN (Devamla) - Yenilenebilir enerji projeleri çevresel, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla birlikte değerlendirilmeli; halkın, bilim insanlarının ve çevre örgütlerinin katılımıyla planlanmalı ve halktan, doğadan, yaşamdan yana olmalıdır diyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)