| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 18.07.2025 |
YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Sayın Divan, değerli milletvekilleri; bugün burada yalnızca bir ittifakı değil, bir siyasi çöküşü, bir kimlik kaybını ve milletin vicdanını yaralayan utanç verici bir manzarayı konuşmak zorundayız. Türkiye son yılların en ilginç ittifakına şahit olmaktadır. Bir yanda "çözüm süreci" dedikleri ihanet dönemine methiyeler düzenler, diğer yanda milliyetçi kisvesiyle ortalıkta dolaşanlar ve bunları bir araya getiren, iktidarda kalmak uğruna her değeri feda eden AK PARTİ iktidarı. Evet, karşımızdaki yapı ne yazık ki ihanet ittifakıdır. Dün ayrı dillerle konuşan bu yapılar, bugün aynı ağzın cümlesi hâline gelmişlerdir. Aynı Anayasa değişikliği sürecinde terörle mücadeledeki iş birlikçi tutum da Kandil'den gelen sözde silah bırakma tiyatrosuna verilen zımni destekler de aynı senaryonun aynı merkezden yazıldığını hep birlikte göstermektedir. Bu ittifak ne milleti temsil etmektedir ne devleti korumaktadır ne de cumhuriyetin kurucu değerlerine bağlıdır. Bu ittifakın tek derdi koltuğu korumak, yargıyı şekillendirmek ve milletin değil kendi çıkarlarının iktidarını sürdürmektir. Değerli milletvekilleri, bu oyunu biz daha önce de görmüştük; Türkiye'yi etnik fay hatlarından çatlatmak isteyenler milletin birliğini sözde çözüm masalarında bölüştürmek için harekete geçmişti; valilere "Dokunmayın." talimatı verilmiş, şehirler hendeklere teslim edilmişti. Bugün ise yeni bir senaryo yazılmaktadır; bu defa masada sivil anayasa, perde arkasında ise Kandil'in ve İmranlı'nın talepleri vardır. Unutmayalım, adı "Büyük Orta Doğu Projesi" olan, amacı büyük Türk milletini küçültmek olan emperyal planın eş başkanlığını bizzat bu iktidar üstlenmişti. O gün harita çizdiler, bugün ise masa kurdular. Hepsi bu milletin egemenliğini emperyalizmin mutfağında yeniden dizayn etme hevesindedir ancak o hevesi kursaklarında bırakacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Buradan açıkça Hükûmete sesleniyorum: Hani siz "Teröre sıfır tolerans." diyordunuz? Hani siz "Teröristlerle müzakere olmaz." diyordunuz? Bugün "terörsüz Türkiye" masalıyla toplumu oyalarken PKK'nın anayasa masasındaki meşruiyetini adım adım tesis etmeye çalıştığınızı görmüyor muyuz zannediyorsunuz? Bugün gelinen noktada görmekteyiz ki aynı zihniyet yeniden işbaşındadır. Kürt kardeşlerimizi PKK'yla eşitleyen bir akılla Türkiye Cumhuriyeti'nin birliği hedef alınmaktadır. İYİ Parti olarak biz bu oyunun parçası olmayacağız. Ne Kandil'le örtülü müzakereye ne Erdoğan'ın Başkanlık hırsıyla tezgâhlanan Anayasa pazarlıklarına geçit vermeyeceğiz çünkü biliyoruz ki Türk milletinin kaderi pazarlık masalarında yazılamaz. Masada değil cephede kurulan cumhuriyet ancak ve ancak cephede yok edilebilir ve biz cumhuriyeti yıktırmamak üzere kanımızı da canımızı da feda etmeye hazırız. Cumhuriyet, Kandil'in rızasına, sarayın ihtirasına, birilerinin suskunluğuna mahkûm değildir. Biz, bu milletin tertemiz vicdanına güveniyoruz ve buradan açıkça ilan ediyoruz: Cumhuriyeti savunmak, bu milletin birlik ve dirliğini korumak ve Türkiye'yi yeniden ayağa kaldırmak için tek başımıza kalsak da cumhuriyeti yine biz savunacağız. Zaten terör gölgesinde siyaset yapanların parmakla "tek grup" diyerek bizi işaret etmesinden de anlaşılıyor ki bu duruşun, bu iradenin, bu kararlılığın tek savunucusu yalnızca ve yalnızca İYİ Partidir ve onun kadrolarıdır.
Sözlerimi İstiklal Şairi'miz Mehmet Akif Ersoy'un o sarsılmaz inançla yazdığı veciz mısralarla tamamlamak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
YAVUZ AYDIN (Devamla) - "Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz/Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz." diyor, Genel Kurulu ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)