| Konu: | Hastanedeki tutuklu Mehmet Murat Çalık ve annesine ait fotoğrafa, 28'inci Dönem Üçüncü Yasama Yılındaki Genel Kurul çalışmalarına ve yapılan yoklamalara ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 19.07.2025 |
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, sizlerle bir fotoğraf paylaşacağım. Bu, Murat Çalık, hastanede, hastane odasından silüeti görünüyor, aşağıda da duran anacağızı. Bu fotoğrafa baktığımda ben acılı bir anne görüyorum, bu fotoğrafa baktığımda ben ağır hasta olan bir insan görüyorum, bu fotoğrafa baktığımda ben millet iradesinin tutuklu olduğunu görüyorum -bu iradeye baktığımda- bu fotoğrafa baktığımda ben hukuk sistemimizin nasıl çürüdüğünü görüyorum, bu fotoğrafa baktığımda ben Kuddusi Okkır'ı hatırlıyorum.
Bu fotoğraf dün gece önüme düştüğünde arkadaşlara dedim ki: "Basın, paylaşalım." Siyasetçiyiz, milletvekiliyiz, her şeyden önce -bir babayım ben, evlatlarım var- insanız; bu bizim sorumluluğumuz ve bunu mümkün olduğu kadar hatırlatmamız hepimizin görevi.
Bakın, bu fotoğrafı görüp de eğer vicdanınız sızlamıyorsa o vicdanda bir sakatlık vardır. Fotoğraftaki kişinin partisine, fotoğraftaki kişinin kimliğine, mezhebine vesairesine bakıp vicdanınız eğer harekete geçiyorsa o vicdan sakatlanmış bir vicdandır. Buradaki, AK PARTİ'li bir belediye başkanı da olabilirdi -hakkında herhangi bir hüküm verilmemiş, tutuklu yargılanan yani bir suçu olup olmadığı ortada değil, ağır hasta, ölüm riskiyle karşı karşıya- MHP'li de olabilirdi, İYİ Partili de, DEM PARTİ'nin bir belediye başkanı da olabilirdi; hiç fark etmez. Eğer böyle bir durumda vicdanlarınız sızlamıyorsa o vicdan sakatlanmış bir vicdandır. Ha, vicdanınız sızlıyor ve ses çıkaramıyorsanız o zaman kusura bakmayın, korkaksınız; o zaman kusura bakmayın, ses çıkarmaktan imtina ediyorsanız dilsiz şeytansınız. "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." dememiş mi yüce dinimiz ya? E, biz bunları söyleyince deniyor ki işte: "adli yargı, yargı sistemi, devlet, düzen..." Ya, böyle bir hukuk sistemi olabilir mi? Devlet kim? Devlet benim ya, devlet sizsiniz; devlet burası, Türkiye Büyük Millet Meclisi. Biz burada neyin ne olduğunu, nasıl olduğunu belirleyeceğiz. Eğer bizim vicdanımız burada objektif hareket ederse bu ülke bir hukuk devleti olur. Eğer bizim vicdanımız burada birileri için sızlar, başka birileri için sızlamazsa işte o zaman bugünkü gibi olur; devlet içinde yandaşlar olur, devlet içerisinde kayırılanlar olur ve bu ülkede ayrımcılık başlar. Ben, Murat Çalık'la ilgili, insan olan -hadi bırakın milletvekilliğini- vicdanı olan herkesin bu konuda bir şeyler yapabileceğine inanıyorum. Biz kendi adımıza bu konuda herhangi bir adım atılana kadar hatırlatmaya devam edeceğiz.
Dün, evet, bu Meclise yakışmayan hadiseler oldu ve bu gerginliğin sebebini iyi anlamak lazım. Bir kere şu sorunun cevabını iyi bulmak lazım; ben geçmiş kayıtlara baktım, dedim ki: "Bu dönem, 28'inci Dönem Üçüncü Yasama Yılında Genel Kurul nasıl çalışmış, nasıl bir performans göstermiş?" Bakın, otuz yedi hafta, yüz on iki gün çalışmışız biz ve İç Tüzük'ün 54'üncü maddesine göre Genel Kurul salı, çarşamba, perşembe çalışması gerekirken birçok hafta salı, çarşamba çalışmışız. Perşembe çalışmadığımız günlerin sebebi bazen muhalefet partilerinin talebi olmuş ama ana ağırlık, iktidar partisi perşembe günleri Meclisi çalıştırmamış. 5'inci maddede yer alan Genel Kurulun 1 Temmuzda tatile girmesine ilişkin hüküm de görmezden gelinmiş. Hadi bunları geçtim.
Bakın, AK PARTİ'nin performansını burada sizlerle paylaşacağım. 14'üncü Birleşim, 5 Kasım 2024; yargı paketi görüşmeleri sırasında yoklama istenmiş ve yapılan ikinci yoklamada AK PARTİ'nin yeterli sayıda milletvekiliyle burada hazır bulunmadığı görülmüş. 15'inci Birleşim, 6 Kasım 2024 Çarşamba; gene yargı paketi görüşmeleri sırasında AK PARTİ milletvekilleri gene yeterli sayıda burada yok, oturum kapanmış. 20-30 tane böyle durum var ama ben önemlilerini söylüyorum. Emekli maaşı görüşülürken yoklama istenmiş, AK PARTİ milletvekilleri gene yeterli çoğunluğu sağlayamamış ama nasıl bir şevk, nasıl bir motivasyonunuz varsa bu Maden Kanunu geldiğinde, geçtiğimiz dönem, bu dönem hiç olmadığı sayıda milletvekili burada olmuş, saat dörde kadar da ısrarla oylamaya firesiz katılmışlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bitiriyorum.
Şimdi soruyorum: Sizi burada motive eden nedir? Emekli maaşından daha fazla sizi motive eden nedir? Ya, bu -Maden Kanunu'nda- 11'inci madde dışında bana deyin ki: "Memleketin hayrına şu çok önemli." 11'inci madde de bir iki tane firmanın menfaatine. Bu kadar aşkla, şevkle buralara gelip dörtlere kadar bu yoklamalarda bulunmanız ve bu sorumluluk duygusunu burada taşımanız gerçekten manidar. Ben bunu kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.
Sağ olun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)