GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:19.07.2025

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; öncelikle, bugün ebediyete intikal eden... Diğer bir vefat haberi de geçmiş dönem Ülkü Ocakları Genel Başkanlarından Ulvi Batu'yu -zaten bir rahatsızlığı vardı, üzerine de kalp eklenerek- bugün kaybettik. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.

Üzerinde söz aldığım 7'nci maddeyle Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17'nci maddesine bir istisna daha eklenmek isteniyor. Gördüğümüz şu ki vergi kanunlarını yine birilerine torpil geçmek için kullanıyorsunuz. Bu kez sahnede Vakıflar Genel Müdürlüğü taşınmazları var. Bu teklifle diyorsunuz ki: "Vakıfların elindeki taşınmazları satarken KDV almazsak daha iyi olur." Peki, hangi gerekçeyle yapıyorsunuz? Vakıflar rekabet etmekte zorlanıyormuş. Allah Allah, acaba hangi rekabetten söz ediyorsunuz? Bu ülkede dükkânını kapatmamak için direnen esnaf vergi öderken; evladına harçlık veremeyen işçinin, memurun maaşından vergi, stopaj kesilirken, tüm bu yükü sırtına yüklenmiş çileli vatandaş nefes alamazken siz kalkıp vakıflara KDV muafiyeti getiriyorsunuz. Bu bir vergi düzenlemesi değil bir imtiyaz rejimi teklifidir. Bu teklif sadece vergi kaybı yaratmakla kalmaz, aynı zamanda şeffaflıktan uzak, hesap veremez ve keyfî bir mülkiyet politikasıyla da birleşir çünkü Vakıflar Genel Müdürlüğünün son dönem taşınmaz uygulamaları âdeta skandal boyutundadır. Bakın, kamuoyuna yansıyan örneklerden birkaçını hatırlatayım: İstanbul Kadıköy'de tarihî Haldun Taner Sahnesi için yapılan kira zammı yüzde 300'leri geçti. Bu kira zamlarının vakıfların mülkleriyle ilgili yüzde 800, yüzde 900'e ulaştığı yerler var. Eskişehir'de sanat atölyesi olarak kullanılan bir taşınmazın kirası bir yılda tam 4 kat arttı. En çarpıcı örneklerden biri de seçim bölgem Bursa'daki belediye hizmet binası oldu. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından restore ettirilen, ardından parası ödenerek mülkiyeti satın alınan ve tapu sahibi Büyükşehir Belediyesi tarafından yıllardır kamu hizmetinde kullanılan bu bina şimdi Vakıflar tarafından geri alınmak isteniyor. Gerekçe: Satışı yapılmış bir vakıf taşınmazının geri alınabileceğine cevaz veren kanundaki bir boşluktan yola çıkan Bölge Müdürü "Ben bu binaya taşınacağım." diye tutturmuş. 1928 yılında Bursa Belediyesi adına tescil edilen ve tam doksan yedi yıldır Belediyenin kullandığı bina için Bölge Müdürü "Kültür varlığı ve bize aittir." iddiasında bulunuyor. Belediyenin yılda 1 milyon 440 bin lira kira ödemesini ya da tahliye ederek binanın devrini istiyor vesaire. Örnekler çok. Acaba amaç, Vakıfların elindeki taşınmazları satarken avantaj sağlamak mı yoksa ulufe gibi yandaşlara dağıtarak kıyak geçmek, ideolojik bir mülkiyet politikasıyla yeniden tasnif etmek mi? Efendim, Vakıflar Genel Müdürlüğü son dönemde taşınmaz sayısını dikkat çekici bir şekilde artırdı, âdeta bir gölge emlak idaresine dönüştü.

Ezcümle, bu maddedeki değişiklik teklifiniz gelir kaybı yaratır, vergi adaletini çiğner, rekabeti bozar, kamu denetimini de delik deşik eder. İşte bu nedenle itiraz ediyoruz; kamu adına, yurttaş adına, Anayasa'mız adına ve milletimiz adına.

Heyeti saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)