GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:19.07.2025

SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Divan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanımız Sayın Ulvi Batu'ya Allah'tan rahmet diliyorum, ailesine ve yakınlarına Allah sabır versin.

Bir vatandaş olarak benim zihnim vergiyi adaletle tamamlıyor. Muafiyet değil, istisna değil, af değil, kaçak değil, servet transferi değil "vergi" dendiğinde gayriihtiyari adaleti arıyorum ben hemen yanında, yöresinde, kapsamında var mı diye. Bu maddede de aynısını yaptım ama maalesef yok. Adalet olmadığı gibi -beteri- görece adil bir uygulamanın bizatihi yapıcıları eliyle yok edilmesi var. Ekonomi yönetiminin, bozuk saatin doğruyu göstermesi gibi nadiren denk gelebildiğimiz, aslında doğru, olumlu bir adımından çok keskin bir U dönüşü var bu maddede. İktidar mali disiplini nasıl artıracaktı, gelirleri nasıl artıracaktı? Reform ajandasında neydi bütün bunların karşılığı? Yanlış hatırlamıyorsam eğer vergi istisna ve muafiyetlerini kademeli olarak azaltmaktı ki yirmi iki yılda 14 vergi affı çıkardıktan sonra 1 trilyon 375 milyar bütçe açığı verdiğimiz yıl 1 trilyon 477 milyar vergiden vazgeçtikten sonra herhâlde ders aldılar diye düşünüp umutlanmıştık, kursağımızda kaldı. Serbest bölgelere uygulanacak vergi istisnasını sadece yurt dışına yönelik satışlardan elde edilen kazançlarla sınırlandıralı daha bir yıl oldu -ki doğru bir adımdı, tekrar söylüyorum- peki, şimdi ne oldu da dönüyorsunuz bu doğru adımdan? Ne oldu da kırk yılın başında kalkıştığınız doğru bir işi, yürürlüğe girdikten sadece birkaç ay sonra onu delme ihtiyacı duyuldu? Ekonomi yönetiminin bu kadar tutarsız, bu kadar öngörülebilirlikten uzak olduğu bir ortamda, üzgünüm ama, mali disiplin iki kelimelik fıkra olur ancak. Ben, inşa etmeye çalıştığını kendi eliyle yıkan bu maddeye bakınca ekonomiyi kimin yönettiği konusunda aslında hem şüpheye hem de endişeye kapılıyorum; Bakanlık mı yönetiyor yoksa lobiler mi? Kimin lobisi daha güçlüyse ona boyun eğerek, ona taviz vererek, ona teslim olarak yapısal reform olur mu? İktidarın kendi ilan ettiği reform ajandasına göre kaldırması gereken ayrıcalıkları genişletiyor olması, ekonomi biliminin temel ilkelerini geçtim, bizatihi kendisiyle, kendi vaatleriyle bile çeliştiği garabet bir tablo oluşturuyor. Serbest bölgelere vergi istisnasının genişletilmesine ihracatı teşvik gerekçesi sunmak aklımızla alay etmekten başka bir şey değil. Geçtiğimiz yıl yaptığınız düzenleme zaten bunun içindi, ihracat zaten istisna kapsamındaydı ama siz şimdi ne yapıyorsunuz? Aynı serbest bölge içerisinde ya da diğer serbest bölgelere yönelik yapılan satışlardan elde edilen kazançları da vergi istisnası kapsamına alıyorsunuz, serbest bölge içindeki tedarikçilere özel vergi ayrıcalığı tanıyorsunuz; aynı nitelikte üretim yapan iki firmanın yalnız coğrafi konumu nedeniyle farklı vergi rejimine tabi tutulmasına yol açıyor yani vergide adaleti yerle yeksan ediyorsunuz. Aynı ürünü serbest bölge dışında üreten KOBİ'leri mağdur ediyor, haksız rekabete yol açıyorsunuz. Toplam istihdamın yüzde 70'inden fazlasını sağlayan, pamuklara sarmamız gereken KOBİ'ler zaten perperişan; yüksek enflasyon finansmana erişimleri, rekabetçiliği zaten yeterince zorluyor. Sanki hiç böyle değilmiş gibi; sanki KOBİ'ler verimlilikte, katma değerde OECD'nin de Avrupa Birliğinin de son sıralarında değilmiş, sanki "Önce küçüğü düşün." diye feryat etmiyormuş gibi iktidara, serbest bölge kayırmacılığıyla -yazıktır, günahtır gerçekten- bir de siz vuruyorsunuz, ellerinden tutup kaldıracağınıza bu kurumları. İstisna uygulayacaksanız, varsa eğer böyle bir konfor alanınız, asgari ücret açlık sınırının da altında kaldığı için asgari ücret kadar tutara gelen muafiyetin vergi adaletine katkı sağlama imkânı kalmadı ama yoksulluk sınırı altında kalan bütün gelirlere istisna uygulayabilirsiniz mesela; dediğim gibi, eğer varsa böyle bir konfor alanınız.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)