Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 113 |
Tarih: | 20.07.2025 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir yasama döneminin daha sonuna geldik. Özellikle son birkaç yasayı biliyoruz; enerji yasası, iklim yasası, maden yasası, dün vergi yasası, şükür ki bugün de sıra sağlık yasasına geldi. Maalesef yasama döneminin sonunda tek bir cümleyle özetlemek gerekirse hazin son yaşıyoruz. Burada onlarca yasa çıktı, yasalardan tek biri aziz milletimizin bayram sevinci yaşamasına neden olmadı. Evet, bürokratik zorlukları aşmak üzere yasalar çıktı, lobilerin taleplerini yerine getirmek üzere yasalar çıktı, Anayasa Mahkemesinin iptalleri düzeltildi ama "Hay Allah razı olsun, iyi ki şu yasayı çıkardınız." denecek bir yasa olmadı.
Bugün de sağlık yasasını görüşüyoruz. Özellikle son yaşadığımız yenidoğan çetesiyle milletimizde derin üzüntüye neden olan böyle bir dönemde çok daha sorunları çözen kapsamlı bir yasa beklenirdi. Maalesef ki 15 Mart itibarıyla Komisyon görevini tamamlamış olmasına rağmen ortada rapor yok. Ortada bu kadar büyük sorundan sonra kalıcı bir çözüm yok. Depremden sonra genel düzenlemeler yapılır yapıyla ilgili ama burada şu yenidoğan çetesi sanki hiç olmamış, uzayda olmuş gibi bir durum var ortada.
Şunu ifade etmeliyiz ki Sağlık Bakanlığı, Bakanlık bürokrasisinden ve doktorlardan ibaret bir kurum değildir. Sağlık Bakanlığında çalışan paramedik, optisyen, anestezi teknikeri, acil tıp teknisyeni, ebe, hemşire gibi pek çok alan vardır ama bunların hiçbir sorununa çözüm bulunmamış.
Tabii ki pek çok ifade edildi. Kenevirin reçetesiz satılması sakıncalıdır. Yanlış reklam veren bir firmaya, hastaneye para cezası caydırıcı değildir. Hele de organ bağışının ailenin yeniden muvafakati alınmadan yapılacak olması son derece sakıncalı bir durum.
Yakın dönemde biliyoruz ki siber güvenlik hususunda çok zayıf noktadayız. Sadece muhalifleri sindirmek için güvenliğimiz var. E-nabız'daki bilgiler sızdırıldı. Kaldı ki bir insanın sahte bir hesapla hesabına girip pekâlâ "Organ bağışladım." diye sahte olarak bu husus yapılabilir ve yenidoğan çetesini yapanların hepsi doktordu, sağlık personeliydi. Dolayısıyla da entübe hâldeki bir hastanın, yoğun bakımdaki bir hastanın pekâlâ direkt "Öldü." denilerek organı alınabilir, bu mümkündür. Bunun için de böyle bir hususta yeniden ailenin muvafakatinin kaldırılması doğru değildir. Elektronik bilgilendirmenin yeterli olacağı... Aynı şekilde, ülkemizde yaşlı insanlarımız var, köylerde yaşayan insanlarımız var, Bakanlık bunları insandan saymıyor; sadece üniversite bitirmiş, bilgisayar kullanan insanların hepsinin elektronik bilgilendirmeyle işinin bittiğini zannediyor. Oysaki bu da asla kabul edilemez.
Evet, yasada pek çok şey var ama ne yok? Şiddeti önleme çözümü yok, randevu sorununa çözüm yok, küçük şehirlerin sorununa çözüm yok, hele de yenidoğan benzeri çete yapılmaması için denetimle ilgili çözüm yok, muayene sürelerine çözüm yok, kurum personeli olması gereken atanamayan 750 bin insana çözüm yok, bunların hiçbiri yok. Bundan önceki pek çok kanunda gördüğümüz gibi kısa sürede bazı sorunları çözmek üzere tedbirler alınmış ama bu, ne Sağlık Bakanlığının şu süreçte yaşadığımız zihnî problemlerini çözer ne bu alanda çalışan insanların sorunlarını çözer. Bugüne kadar her kanunda yaşadığımız süreci son gün yine yaşadık. Onun için, temenni ediyorum ki gelecek dönemde biraz daha derli toplu, düzgün çalışma yapılır. Her yasadan sonra aziz milletimiz bundan memnun mu değil mi, buna bakılır. Evet, bir yasama dönemi sonunda Anadolu'ya yayılacağız ama insanlara "Şu yasa çıktı." diyecek bir husus yok.
Genel Kurulu selamlıyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)