GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:2
Tarih:02.10.2025

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Dün vefat eden 19'uncu Dönem Kahramanmaraş Milletvekilimiz Ökkeş Şendiller'in ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Bugün burada, milletin kürsüsünde, asrın felaketi bir depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş'ımızda devletimizin gücünü milletiyle buluşturan liderimizin öncülüğünde yapılanları anlatma niyetindeydim. Meclis çalışmalarına ara verdiği aylarda şehrimizin yeniden imar ve inşasıyla beraber Kahramanmaraş'ımızın önümüzdeki yıllardaki olası ihtiyaçları da gözetilerek çalışmalarımıza son sürat devam ettik. Şehrimiz ve deprem bölgesinde sadece yüz binlerce konutu vatandaşlarımızla buluşturmuyor, konutlarla birlikte altyapı, yollar, şehrimizin su kaynaklarını daha verimli hâle getirmeye yönelik yatırımlara; okullar, hastaneler, sosyal donatı alanları gibi pek çok konuda yürüttüğümüz çalışmaların sonuçlarına güzel şehrimizde şahit oluyoruz. Sadece dün itibarıyla 2,5 milyar liralık DSİ yatırımının kabulü yapıldı. Bunun müjdesini mutluluk içinde vermek isterdim. 6 Şubat 2023'ten beri şehirler inşa etmekle kalmıyor, vatandaşlarımızın yaralarını sarmaya azmetmiş bir adanmışlık ruhuyla çalışıyoruz.

Bugün burada sadece güzel şehrimin imarı ve inşasıyla yaşadığımız sevinci, vatandaşlarımızın hizmetine sunulan her bir yatırımın haklı gururunu paylaşmayı isterdim. Bizler 86 milyonu hüzne boğan çok acılar çektik, çok büyük acılara hep birlikte şahitlik ettik. Küçücük evlatlarını, anne babaları toprağın koynuna sıraladılar. Kimsesi kalmamış küçücük bedenli yavruların yüreklerinin bir gecede hüzünle nasıl büyüdüğüne şahitlik ettik. İlk günden itibaren bu millete sevdalı Sayın Cumhurbaşkanımızla maddi kayıpların yerine getirilmesi için var gücümüzle çalıştık ve bugün itibarıyla sonuçlarını her yerde görür olduk. Her maddi kaybın yerini doldurmanın çaresini bulduk ve buluyoruz. Bizlerin çaresini bulamadığımız tek şey kayıplarımızın acılarının telafisi oldu; onda da Allah'a dayandık, birbirimizden medet umduk ve şehir olarak acılara merhem olmaya çalıştık. Biz şunu öğrendik büyüklerimizden: Acılar kıyaslanmaz, her kişinin yaşadığı kendi içindedir. Ancak bugün "7 Ekim" diye bir bahane üreten işgalci İsrail'in yaptıklarının sonuçlarına bakınca acı ve hüzün kelimeleri kifayetsiz kalıyor. Böylesi bir acıya, böylesi bir vahşete, böylesi bir katliama bu dünya bugüne kadar şahit olmadı ve bütün âlem bu asırda Gazze'de yaşananlara şaştı. Sayın Cumhurbaşkanımız her platformda olduğu gibi Birleşmiş Milletler kürsüsünden tüm ülkelere, haklının güçlü olduğu bir dünya vurgusuyla, yıllar önce olduğu gibi "Dünya 5'ten büyüktür." dedi. Bu sesin yankılarını dünyanın her ülkesinde gördüğümüz gibi, 46 ülkeden 497 katılımcıyla yola çıkan Sumud Vicdan Filosunda da gördük. 56 kişiyle en çok katılımcıya sahip olan ülkeyiz. Sumud, Gazze'ye umut oldu, ülkelerin liderlerini harekete geçirerek Gazze'de bombaların altında toprağa gömülen insanlığımızı yeniden diriltti. Dün geceden itibaren, küresel terör örgütü siyonist İsrail, uluslararası sularda korsanlık yaparak bu vicdan gemilerine kimyasal saldırılar düzenledi ve bizim de vatandaşlarımızın arasında olduğu yardım gönüllülerini kaçırdı. Artık kınamanın, lanetlemenin bir hükmü yok; artık uluslararası hukukun bir hükmü yok, artık insan hakları yok çünkü Gazze'de insan bırakmamak için soykırım uygulayan bir siyonist terör örgütü ve onun iş birlikçisi devletler var.

İsrail terör devletiyle yıllardan beri insanlığın dip noktalarına canlı yayınlarda şahit olduk. Bu vahşet düzeni İngilizler aracılığıyla 1896'dan itibaren kurulmaya başladı; her katliamında, her toprak hırsızlığında, her soykırımında terörist, katil şebekesi İsrail'in yanında durdular ve Filistin topraklarında kan ve gözyaşı eksik olmadı. Şimdi insan aklıyla dalga geçer gibi 7 Ekimden bahsediyorlar ve vatan savunmasındaki Hamas'ın üyelerini terörist olarak niteliyorlar. Onlarca yıldan beri Filistin toprakları İsrail zulmüyle inliyor. Anne karnındaki çocukları dahi öldürmeyi kendi varoluşlarına bağlayan sapık siyonistler aracılığıyla her türlü insani yardım engelleniyor. Filistinlilerin toprağa kök salma temsili tıpkı Sumud Filosunun taşıdığı insani yardımları engelledikleri gibi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

TUBA KÖKSAL (Devamla) - Evet, Bosna kasabı Mladiç gibi Gazze kasabı Netanyahu'nun sonunu da göreceğiz, buna gönülden inanıyorum.

Bir terör şebekesi bulunduğu coğrafya için bir varoluş tehdidi; bu terör devletinin dizginlenmediği her toprak parçası, her zaman dilimi insanlığın sonunun hazırlanması demektir. Biz, Türkiye olarak, 29 Ağustosta bu yüce Meclisin çatısı altında, İsrail'in Filistin halkına yaptığı soykırım hakkındaki tezkereyle zulme göz yumulmasına müsaade etmedik. 8 Eylülde İnsan Hakları Başkanımız Hasan Basri Yalçın ve 30 kişilik bir heyetle Refah Sınır Kapısı'nda vicdan filosuna desteğimizi belirttik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TUBA KÖKSAL (Devamla) - 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Bu zulümlere şahit olan her birimiz ölene kadar her platformda Filistinlilerin haklarını savunmaya, "Nehirden Denize Özgür Filistin" demeye devam edeceğiz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)